MENÜ
Erzurum 17°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Davulun Dengi
Ahmet Göksan
YAZARLAR
23 Ocak 2010 Cumartesi

Davulun Dengi

“Kıbrıs Türklüğü ölmez Atatürk’ün açtığı terakki yolunda durmadan ilerlemeye azmetmiş bir kütledir. Takip ettiğimiz yol Atatürk’ün yoludur. Atatürk’ün yarattığı inkılabı benimsedik. Onu harfiyen kabul etmeye azmettik”.

         Dr.Fazıl KÜÇÜK

 

 

Geçtiğimiz haftanın sonunu iki büyük kentimizde geçirmiş bulunuyoruz. “Yediğiniz içtiğiniz sizin olsun” dediğinizi duyar gibiyiz. Öncelikle İstanbul’da Kıbrıs Türklerinin unutulmaz lideri olan Doktor Fazıl KÜÇÜK’ün yaşamının fotoğraflarla anıldığı bir sergi açılışına katılmış bulunuyoruz.

Derneğimiz İstanbul Şubesinin düzenlediği sergi, Bakırköy Belediyesi Yunus Emre Kültür Merkezinde Başbakan Derviş Eroğlu tarafından açıldı. Serginin açılışına ilginin yüksek olduğunu belirtmek istiyoruz. Kıbrıs Türklerinin bağımsızlığına özgürlüğüne ve esenliğine adanmış bir ömrün fotoğraf kareleri ile yaşatılıyor olması onur verici bir duruş olsa gerek.

O günlerde Dr. Fazıl KÜÇÜK’le birlikte olma şansını yakalamış birisi olarak, yaşadığımız duyguları anlatacak sözcükleri, henüz güzel Türkçemizde bulamadığımızı vurgulamak istiyoruz. Mutluluğun resmini yapamadığımız gibi duygularımızın da resmini yapamıyoruz.

Aramızdan bedenen ayrıldıktan sonra O’nun fikirlerinin düşüncelerinin ve bakışının günümüzde kısmen de olsa yaşatılıyor olması, mutluluk kaynağımız olmaktadır. Bizler O’nu her geçen gün artan saygı ve sevgi ile anıyoruz. Gelinen son noktada  Kıbrıs davası üzerine söz söyleme hakkını kendisinde görenler veya görmekte olan siyasetçilerin, O’nun izlediği ve gösterdiği dik duruşu örnek alarak politikalar üretmelerini diliyor ve istiyoruz.

O’nun ilkelerinden alacakları t-onlarca dersin olduğunu bilmeleri gerekiyor. Aksi halde son dönemde yapıldığı gibi sözcük oyunlarına başvurarak gerçekleri gizleyenlerin, Kıbrıs Türklerine verecekleri hiçbir şeyin olmadığını da bilmelerini istiyoruz. Anma törenlerine katılarak  parlak  sözleri dile getirenlerin, söylemle  eylem arasında okyanusların olduğunu da bilmeleri gerekiyor mu ne…

İstanbul’daki diğer çalışma ve görüşmelerimiz sonrasında tozlu ayaklarımızla soluğu İzmir’de almış bulunuyoruz. İzmir Şubemizin düzenlediği kahvaltılı toplantıda Kıbrıs Türklerinin mücadelesinde, Kıbrıs Türk basınının yerini katılımcılarla paylaşmış bulunuyoruz. Yüce Atatürk’ün bu onurlu mücadeleye verdiği destek yaşamsal önemde idi. Bu onurlu mücadelede SÖZ gazetesini çıkarmış olan Mehmet Remzi Okan’ın kızı Bedia Okan hanımefendinin toplantıya katılmış olması duygu yoğunluğunun yaşanmasına neden oldu.     

Yerel düzeyde yayın yapmakta olan SKY televizyonunda ve katıldığımız diğer toplantılarda Lozan antlaşması ile Doğu Akdeniz de kurulan Türk Yunan dengesinden söz ettik.  Ada Rumları ile Yunanlıların kurulan bu dengeyi nasıl ve neden bozmak istediklerini de konuşmuş bulunuyoruz. Anadolu coğrafyasına yürekten bağlı olan Kıbrıs Türklerinin gösterdikleri haklı direnişleri ile bu oyunu nasıl bozduklarını da paylaşmış bulunuyoruz.

Doğal olarak bu direnişin eşit koşullarda yapılması gerekiyordu. Ki 1958 yılının 01 Ağustosunda Türk Mukavemet Teşkilatı kuruldu. Bu örgüt bir savunma örgütü idi. Saldırılarla karşılaşıldığı anda karşılık veriyordu. Bu uygulama sonrasında,  direnişe kendiliğinden denge gelmiş oluyordu. Benzer dengesizlikler, önümüzdeki hafta yapılacak olan yoğunlaştırılmış  görüşmelerin son turlarında da yaşanacaktır..

Devlet olmanın veya olabilmenin koşulları bellidir. Bu nedenle görüşmelere katılanların devlet olgusunu bilmediklerini söylemek de istemiyoruz. Buna karşın yaptıkları son açıklamalar sonrasında, kuşku duymaya başladığımızı da belirtmek durumundayız. Onların bu yaklaşımları bir avuntu oluyor mu ne…

Bu nedenden ötürü Doktor Fazıl KÜÇÜK’ü her geçen gün  artan bir saygı ve sevgi ile anmaktayız.Görüşmelerde gelinen noktada onurlu ve dik duruşa gerek olduğunu düşünüyoruz. O’nun geçmişte gösterdiği onurlu duruşunu anlatmak  için t -onlarca kitap yazmak olasıdır. Anadolu’nun güzel insanları  davulun bile dengi dengine dövüldüğünü anlatıyorlar. O zaman yapılması planlanan yoğunlaştırılmış görüşmelerde davulu dengi dengine dövmek gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi