MENÜ
Erzurum 16°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Haddini Aşanlar
Ahmet Göksan
YAZARLAR
26 Aralık 2009 Cumartesi

Haddini Aşanlar

“Biz Türkiye’de yaşayan 20 milyon Türk’ün öz kardeşleriyiz. Adamız Anadolu’dan bu ülkeye hicret eylemiş, baba yiğitlerdir” 1958.

                                                                                                                  Dr. Fazlı KÜÇÜK

 

            Fener Rum Patriği Bartholomeos’un belirli zaman aralığında veya canının istediği anlarda dilediği gibi gezilere çıkıp konuşmalar yaptığı biliniyor. Hatta en üst düzeyde ağırlandığı da bir başka gerçektir. Kendisini Ortodoks Kilise’sinin ruhani lideri olarak tanımlamayıp evrensel başpapaz olduğunun da türküsünü çığırıyor.

Son derece bilinçli olduğuna inandığımız bu çabalarına belirli zaman dilimlerinde tanık oluyoruz. İstanbul’da bulunmasının Lozan Antlaşmasının bir hükmü doğrultusunda olduğunu bilmemesi ise olanaksızdır. Lozan’a karşı yaptığı uygulamalarla bu antlaşmayı delmek çabasında olduğunun artık bazı çevrelerce de görülmesi gerekmektedir.

Dışarıdan yapılan bu saldırılara ne yazık ki içerdeki bazı aymazlarca da çanak tutulmakta olduğu ortalık yere çıkmıştır. Bay Bartholomeos’un dini konular dışındaki konularla da uğraştığı artık gözlerden kaçmamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı emperyal amaçları olanlarla aynı safları paylaşıyor olması saygınlığını zedeliyor mu ne...

Bay Başpapaz başı, sıklıkla gittiği Birleşik Amerika Devletlerinde çamları devirmekle kalmıyor. Durması gereken çizmenin de dışına çıkarak bir televizyon kanalına konuşuyor. Doğal olarak bizlerden izin alması gerekmiyor. Buna karşın kulakları ile ağzı arasındaki bağlantıyı da koparmaması gerekmektedir.

Konuşmasında, “Temel hak ve hürriyetlerin çiğnendiğini ve Türkiye’de kendisini çarmıha gerilmiş gibi hissettiğini” buyurmuş. Bu söylemin bazılarını dediği gibi dil sürçmesinin ötesinde anlam içerdiği anlaşılmalıdır. Gelinen bu noktada Yüce Türk Ulusunun onurunun, din adamı kılıklı birisi tarafından çiğnenmesine daha fazla izin verilmemesi gerekiyor mu ne…

Gerekli yanıtın devleti yönetenlerce ulusumuzu tatmin edecek bir şekilde verileceği umudumuzu da koruyoruz.

Nedenine gelince…

Ekonomik sıkıntılarla boğuşmakta olan Yunanistan’da bu işe karışıyor. Dış İşleri Bakanlığı sözcüsü Bay Grigoris Dalavekuras, Papaz başının konuşmasının dikkate alınmasını istiyordu.

Bay sözcü, “Türkiye’nin AB karşısındaki mecburiyetleri arasında, birkaç gün önce benimsediğimiz AB sonuç bildirgelerinde açıkça belirtildiği gibi, din özgürlüklerine ve azınlık haklarına saygı birinci sırada yer almaktadır.

Bu kendiliğinden de anlaşılacağı gibi vatandaşlarına karşı olan mecburiyetin ötesinde, aynı zamanda Türkiye’nin AB’ne katılım sürecinin ilerlemesi için vazgeçilmez ön koşuldur” diye belirtiyordu.

Türkiye’ye akıl vermeye ve yol göstermeye çalışan Bay sözcünün, öncelikle kendi ülkesindeki uygulamaları düzeltmesi gerekmektedir. ‘Türk’ sözcüğünün kullanılmasına bile izin vermedikleri Batı Trakya’daki kardeşlerimizin Avrupa Mahkemelerinde hak arayışlarını sürdürdükleri de unutulmamalıdır.

Öncelikle kendilerine bakmaları gerekiyor mu ne…

Bazı siyasetçilerin Bartholomeos’un sözlerini yumuşatmaya çalışıyor olmaları ise anlaşılır bir husus olmasa gerek. Bu tür davranışların, söylenmiş olan sözleri ortadan kaldırmadığının da bilinmesini istiyoruz. Buna karşın hükümetinde iki şapkası olan Bay Yorgo Papandreu, “Ekümenik patriğe ve temsil ettiği evrensel kuruma sürekli ve özlü desteğini” vurguluyordu.

Geçtiğimiz günlerde, Rum Yönetiminin başkan eskisinin kemiklerinin mezarının açılarak çalındığı duyuruldu. Buna karşın boş mezarın başında anma toplantısı yapıldı. Papadopulos’un kemiklerini kim veya kimlerin çaldığı araştırılıyor.

Bir süre birlikte bakanlık yaptığı İçişleri eski Bakanı Polikarpos Yorgacis de 1960 yılların sonlarına doğru öldürülmüştü. Bu cinayetle ilgili olarak da Papadopulos’un asli zanlı olarak öne çıktığı biliniyor.

Hatta daha sonraları Yorgacis’in eşi ile de evlendiği açıklanmıştır.

Yorgacis’le birlikte Eoka terör örgütü içinde belirli ağırlığının yanı sıra pek çok ortaklıkları da vardı. Her ikisi de, tarihe Kanlı Noel diye geçen saldırıların planlayıcıları ve uygulayıcıları arasında idiler. Kemikleri bulmak isteyenlerin Yorgacis’in yakınlarının peşlerine düşmeleri gerekiyor mu ne…

Yaşamı boyunca güzel işler yapmamış ve pek çok kötülüğü karışmış olan kişileri genel içinde iyi anmazlar. Anadolu insanı yine bu noktada, “Toprak bile böyle pisliği kendi içinde barındırmaz” diye tanımlamaktadır. Bu söylemin, kemiklerin çalınması olayı ile bağlantısı olabilir mi ne…

SEVGİ ile kalınız…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi