MENÜ
Erzurum 16°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Platonik Çözüm
Ahmet Göksan
YAZARLAR
14 Kasım 2009 Cumartesi

Platonik Çözüm

“Efendiler,

                              Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece, bu bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs’a dikkat ediniz. Bu ada bizim için önemlidir”.

                                                                                       Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

                                                                                                     Antalya  -  1937

 

            Son dönemde, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin görüşmelerin ivme kazandığı günlerden geçiyoruz. Yapılan açıklamalarda artık sona doğru yaklaşıldığının vurgusu yapılıyor. Kemikleşmiş söylemle, “hangi sona doğru” diye sormak gerekiyor. Gerçekten hangi son… 

Konuya ilişkin olarak görüşmeleri yürütenlerin ve böyle bir sonuç için ellerini ovuşturanların açık ve net konuşmaları gerekmektedir. Aksi halde “ben yaptım oldu veya ben böyle istiyorum” yaklaşımlarının artık sonu gelmiştir. Halkın doğruları öğrenmek gibi bir hakkının olduğu da unutulmamalıdır.

Belirli dönemlerde yapılan kamuoyu araştırmaları ve anketler, ipin ucunu vermektedir. Halkın görüşlerini yansıtan bu çalışmaların tepkiye neden olması da son derece doğaldır. Buna karşın alınan sonuçlar genel eğilimi yansıtmaktadır.

Adanın hem kuzeyinde hem de güneyinde yapılan böyle araştırmaları da doğru okumak gerekmektedir. Çünkü bu araştırmalar güdümlü değildir.  Farklı kişi ve kuruluşların yaptıkları araştırmalardır.

Buradan çıkan sonuca göre Kıbrıs Türklerinin yüzde 63’ü Rumların ise yüzde 79’u yürütülmekte olan çözüm görüşmelerinden bir sonucun çıkacağına inanmıyor.

Ekim ayında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılan araştırmanın sonuçları ilginç bulgular içermektedir.

Katılanların yüzde 77.9’u tamamen ayrı 2 bağımsız devlet istiyor. %4’ü ise var olan bu günkü duruma karşı olurken - ki bunların sesleri çok çıkıyor – yüzde 48.5’i Türkiye ile entegrasyona karşı görüş belirtiyorlar.

Geldiğimiz noktada, halkın bağrından çıkmış olan siyasetçilerin bu sonuçları doğru okumaları gerekiyor mu ne…

Türk dış politikasına yön verenlerin son günlerde izlemeye çalıştıkları “komşularla sıfır sorun” politikalarının adada duvara tosladığı görülmüştür. Kıbrıs Türkleri kendi devletlerine sahip çıktıklarına göre bu politikayı yürütenlerin bu kararları dikkate alacaklarını ummak istiyoruz.

Bu amaçla Atina’ya kadar gitmiş olan siyasetçi, “yeni bir heyecan ve yeni bir umut çerçevesinde Atina’da görüşmelerde bulunduğunu, aynı heyecanı Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu’da da gördüğünü” belirtiyordu. Sorunu çözebilmek ve ortadan kaldırabilmek için karşılıklı iradenin olması gerekiyor.

Bu iradenin olmadığı yerde çözüm platonik olmanın ötesine geçemez. Bugüne değin ortalık yere böyle bir irade konmamıştır. Buna karşın böyle bir girişimin yapılıyor olması anlaşılır olmaktan öte bir anlamı içermekte midir ne…

Atina’ya kadar çok iyi niyetle gittiği anlaşılan siyasetçi, Yunanistan  Başbakan’ı ve Dışişleri Bakanı olan Yorgo Papandreu’nun 20 Ekim 2009 tarihinde Kıbrıs Rum Temsilciler Meclisi’nde yaptığı konuşmadan haberdar olsa idi bu kadar heyecan duymayabilirdi. Bay Yorgo bu konuşmasında, “Yunanistan’ın kararlılıkla sürdürdüğü değişmez dış politikasının hedefi, Türkiye’nin Kıbrıs’ı istila etmesinin sonuçlarının yasallaşmasını önlemek ve tamamen ortadan kaldırılmasını sağlamaktır” diyordu.

Kıbrıs sorununu biz çözeriz diyerek ortalık yere çıkanların bu konuşmadan çıkaracakları dersler mutlaka vardır ve olmalıdır. Bu konuşmanın üzerindeki duman dağılmamışken mendil büyüklüğündeki ülkenin en önde gideninin sahneyi boş bırakmadan aldığını görüyoruz.

Bay önde giden yol göstericisinden geri durmamak adına katıldığı boyalı kutudaki programda, “Rumların kuzeyde bulunan evlerine dönmeden hiçbir anlaşmaya imza atmayacağını” söylüyordu. O da Türk istilasının mutlaka sona erdirileceğine vurgu yapıyordu.

Türkiye’de ayrımcılığı adeta meslek edinmiş olan bir siyasetçi de geçtiğimiz günlerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde idi. Bu dişi siyasetçi de adaya barışın Türk Silahlı Kuvvetlerinin adadan çekilmesi ile geleceğinin türküsünü çığırıyordu. Bu söylem, Makarios’un 1975 yılındaki konuşmasında uzun süreli mücadeleden söz ederken, işbirliği yapacakları grupları işaret ediyordu.

Son olarak BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs sorununun çözümü konusunda tarafları uyarma gereğini duyuyor. Taraflara, “Çözüm için daha ciddi düşününüz. Şimdi tam zamanıdır. Gerekli uzlaşı için esneklik gösteriniz” söylemi de havada kalmakta mıdır ne…

Yüce Atatürk’ün aramızdan bedenen ayrılışının 71. yılında O’nu, her geçen gün artan bir özlem ve saygı ile anmak istiyoruz. O’nun Kıbrıs’a ilişkin görüş ve düşüncelerinin günümüz siyasetçilerince uygulamalarda dikkate alacaklarını ummak hakkımızı saklı tuttuğumuzu vurgulamak istiyoruz.

26. delikanlılık yaşına ulaşmış olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni de sonsuza dek yaşatacağımıza olan inancımızı yineliyoruz.

SEVGİ ile kalınız…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi