MENÜ
Erzurum 16°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kanlı Noel
Ahmet Göksan
YAZARLAR
17 Ekim 2009 Cumartesi

Kanlı Noel

“Mademki Kilisenin esiri olan bir toplumla yan yana bulunuyoruz. İnanmalıyız ki önlerine çıkacak en ufak bir fırsatı kullanarak ikinci bir 1963 kanlı olaylarını tekrar yaratacaklardır”.

                                                                                                                  Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

            Türkiye’yi yakından ilgilendiren genel seçimler, Yunanistan ve Almanya’da yapıldı. AB ile yürütülmekte olan müzakere süreci bu sonuçlardan fazla etkilenmeyecektir. Her iki ülkenin Türkiye konusundaki duruşları fazlası ile bilinmektedir. Bu nedenle de batı cephesinde her hangi bir değişiklik yaşanmayacaktır. Federal Meclise seçilen Alman Türkleri bile Türkiye’nin Kopenhag ölçütlerini uygulamasını ve AB’nin dayattığı beylik kuralları yerine getirmesi gerektiğini söylüyorlar.

Yunanistan’daki seçimlerde ise arabayı duvara toslatmış olan parti seçimi kaybetti. Seçimi kazanan Pan Helenik Sosyalist Partisinin, ırkçı bir parti olduğunun da unutulmaması gerekmektedir. Yunanistan’da, siyasi yelpazede yer alan tüm partiler, söz Türkiye’den açıldığında hemen ortak noktada birleşiyorlar. Çünkü Ortodoks Kilisesi’nin dikte ettirdiği politikalar bu birleşmeyi zorunlu kılmaktadır. Tersi bir yaklaşım veya bakış, o siyasi parti veya kişinin sonunu getirmeye yetmektedir.

Yunanistan’da seçim öncesinde apar topar Vakıflar Yasası’nı meclise getirdi. Kabul edilen yasa ile Batı Trakya’daki Türk Vakıflarına ait olan mallara bir anlamda el konuluyor. Vakıf mallarının yönetimi, hükümetin atayacağı bir komiserin insafına terk ediliyor.

Benzer filmi bizler İngilizlerin marifetleri ile Kıbrıs’ta 1900’lü yılların başlarında yaşamış bulunuyoruz. Kıbrıs Türklerinin, Dr. Fazıl Küçük ve arkadaşlarının önderliğinde yürüttükleri onurlu direnişleri sonrasında, Türk Vakıflarını ortalık yerden kaldırmayı başaramadıklarını da anımsatmak istiyoruz.

AİHM, geçtiğimiz günlerde Bozcaada Kinisis Teodolu Kilisesinin şikayetini inceledikten sonra Türkiye’yi para cezası ödemeye mahkum etti. 2003 yılında yapılan başvuruda mezarlık, manastır ve şapelin vakıf malı olarak kayda geçirilmemesini insan haklarının ihlali olarak değerlendirdi.

AİHM’nin kararında “Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin mal ve mülkiyetin korunma hakkıyla ilgili 1. Protokolünün 1. maddesini ihlal ettiğine” hükmetti.

Lozan Anlaşması ile Batı Trakya’daki Türk azınlığının hakları, güvence altına alınmıştı. Bu güne değin hükümet olan tüm siyasi partiler bu kararları uygulamadılar.

Çünkü yukarıda da değindiğimiz gibi Ortodoks Kilisesinin belirlediği devlet politikası buna izin vermiyordu. Bu nedenle Yunan meclisine seçilmiş olan iki adet Türk milletvekiline çok iş düşecektir.

Son günlerde siyasetçilerin iyi niyetle başlattıkları komşularla sıfır sorun politikaları, Yunanistan seçimleri sonrasında anlamını bir anlamda yitirmiştir. Sorunu onlar çıkarıp kendi yöntemleri ile çözüyorlar mı ne…

Yunanistan’ın Batı Trakya’da Türklere karşı uygulamakta olduğu politikaları, ekonomik soykırım olarak da tanımlamak gerekiyor. Kıbrıs Türkleri 46 yıldır benzer uygulamalara karşı direnmektedirler. Akritas Planı ile yok edemedikleri Kıbrıs Türklerini bu yöntemle yok etmek istiyorlar. AB’nin de uyguladığı ekonomik politikalar da aynı amaca hizmet etmek için midir ne…

21 Aralık 1963 günü Kıbrıs Türkerline karşı başlatılan KANLI NOEL uygulamaları bu güne değin sinema filmi olarak ne yazık ki yapılamadı. Yapılmadığı gibi doğru dürüst sorgulandığını da söyleyemeyiz. Buna karşın Yahudi ırkını ortadan kaldırmak için Almanya’nın uyguladığı soykırım konusunda yapılan filimler o kadar çoktur ki, sayısını bile anımsayan yoktur. Bunun yanı sıra sürekli olarak yenileri de yapılmaktadır.

Rumların Yunanlılarla birlikte başlattıkları ve tarihe KANLI NOEL olarak kaydedilen olayların; şimdilerde “insanlık adına” lanetlenebilmesi için çalışmalar başlatılmıştır. İnançlı bir ekiple birlikte başlattığımız bu çalışmanın başarıya ulaşacağına inanıyoruz.

Bu çalışmanın, 21 Aralık 2010 gününde tüm dünya sinemaları ve televizyonlarında gösterime girmesi planlanmıştır.  Bu filmin yayımlanması sonrasında Kıbrıs davası, yeni bir boyut kazanacaktır. Verelim de gitsin diyen aymaz takımının da arpacı kumruları gibi bir kez daha düşünmeleri gerekecektir.

 İnanmak başarmaktır…

SEVGİ ile kalınız…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi