MENÜ
Erzurum 16°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Nafile Çabalar
Ahmet Göksan
YAZARLAR
12 Eylül 2009 Cumartesi

Nafile Çabalar

“Muhalif, muvafık her vatandaşın tek bir cephe halinde müşterek bir siyaset takip etmesi, varlık ve bekamız namına şarttır”

                                                                                                                  Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

            Dünyanın yeraltı zenginliklerinin en yoğun olarak bulunduğu bölgenin Anadolu coğrafyası ve çevreleyen ülkeler olduğu biliniyor. Bu zenginlikler konusunda yapılan hesaplar emperyal çıkarları da tetiklemenin ötesine geçmektedir. Bu nedenden olacak bölge uzun yıllardır çatışma bölgesi olarak anılmaktadır. Bölge, adeta kan gölü değil kan göllerine çevrilmiştir.

Böyle bir coğrafyanın merkezinde bulunan Anadolu coğrafyası da doğal olarak komşuları ile sürekli sıkıntılar yaşamaktadır. Bu nedenle dış politik gelişmeler öncelikle ele alınmaktadır. İçeride başarılı olan siyasetçiler, dış politik uygulamalarda da başarılı olmaktadırlar. Her iki olgu da birbirlerinin tamamlayıcılarıdır.

Güz aylarının başlayan serinliğine karşın bölge ısıtılmaktadır. Mendil büyüklüğündeki ülkenin önde gideni, geçtiğimiz günlerde Suriye’de idi. Bu ziyareti sırasında Türk Silahlı Kuvvetlerinin adadan çekilmesi konusunu öne çıkardı. Lübnan’daki Suriye askerlerinin çekilmesi olayını adada bulunan Türk Silahlı Kuvvetlerinin konumu ile  aynı statüde değerlendiriyordu. Böyle bir yaklaşım, samanla sapı karıştırmanın ötesindedir.

Lübnan’da bulunan Suriye askerlerinin, Lübnan hükümetinin çağrısı üzerine iç savaşı önlemek için çağrıldığını anımsatmak istiyoruz. Kıbrıs’ta böyle bir durumun söz konusu olmadığını önde giden kişi de çok iyi bilmektedir. Ama Nasrettin Hoca’nın öyküsünde olduğu gibi “ya tutarsa” yaklaşımını ortalık yere çıkarmıştır.

Konuya ilişkin olarak Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat, bir soru üzerine “Kıbrıs’ı ilgilendiren bu konuya yanıt vermem uygun olmaz” diye konuşuyordu. Israr edilmesi üzerine konuşmasına ders verir gibi devam eden Esat, “Siz, Suriye Silahlı Kuvvetlerinin Lübnan’da neden bulunduğunu ve nasıl çekildiğini her halde iyi bilmiyorsunuz. Suriye Lübnan hükümetinin isteği üzerine orada bulundu. Ayrıca Lübnan’da tek bir devlet vardı. Kıbrıs’ta ise durum farklı” diyordu.

Önde giden Bay Hirıstofyas, bununla yetinmeyip, Suriye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında yapılmakta olan gemi seferlerinin durdurulmasını da istedi. Bu isteği de kabul görmedi. Olması gerekenin de bu olduğunun artık görülmesi gerekiyor.

Tam bu noktada “çevremizdeki komşularla sıfır sorun istiyoruz” diyerek yola çıkılmış olmasını olumlu buluyoruz. Sıfır sorun diyerek uslu çocuk rolü oynanmak isteniyorsa, bu yaklaşım, sakıncalarını da beraberinde getirecektir. Önümüzdeki dönemde çözülmesi zor olan sorunlarla karşılaşmamız olanaklı olacaktır.    

Geçtiğimiz günlerde adaya giden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kıbrıs sorununun 2009 yılı içinde çözülmesi için adımların hızlandırılması gerektiğine vurgu yapıyordu. Adada çözümsüzlüğün devam etmesi durumunda seçeneklerin gündeme geleceğini söylüyordu.

60 yıldır karşı tarafın yaklaşımları nedeniyle çözülemeyen sorunu, 2009 yılının bitmesine sayılı günler kala çözmeyi ummak inandırıcılıktan uzak olsa gerek. Çözülemediği zaman ortalık yere konulması düşünülen seçeneklerin de bilinmesi gerekmektedir.

Aradan geçen yıllarda belirlenmiş olan bazı seçeneklerin bu güne değin uygulanamadığı veya uygulanmak istenmediği herkes tarafından biliniyor. Yeni olacağı duyurulan seçeneğin de Anadolu insanının onurlu duruşu doğrultusunda belirleneceğini de ummak istiyoruz.

Dünyanın 2. büyük gücü olarak bilinen Sovyetler Birliği’nin dağılırken ortalık yere çıkan temel olgu, bütünlüğünü sağlayamamış olmasıdır. Benzer bir durum AB içinde de yaşanıyor. Son olarak yapılan Avrupa Parlamentosu seçiminin sonuçları bu konudaki ipin ucunu vermektedir.

Birliğe üye ülkeler, Brüksel’de bulunan tarlalardan lahana toplamak istemediklerini oyları ile ortaya koymuşlardı. Belçika’da son günlerde yaşanmakta olan bazı gelişmeler bunun göstergesi olmaktadır. Bu güne değin uzlaştıkları tek konunun ülkelerinin emperyal çıkarları olduğudur. Anayasa niteliğindeki ortak bir belgede bile anlaşamayanların peşine takılıp gitmek, anlamsız bir yaklaşım oluyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi