MENÜ
Erzurum 15°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Gidiş Ve Hal
Ahmet Göksan
YAZARLAR
3 Temmuz 2010 Cumartesi

Gidiş Ve Hal

            “Türkiye için hayati olduğu kadar şeref ve haysiyet meselesi olan Kıbrıs davası, Türkiyesiz hiçbir zaman halledilemez ve edilmeyecektir”.

                                                                                                                  Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

            Kıbrıs’ta yarım asrı aşan süredir yaşanan uyuşmazlığı çözebilmek adına belirli zaman aralıklarında zemin kaymaları yaşanıyor.  Bu kaymalar o kadar çok yaşandı ki artık herkes kaymayı yadsımıyor. Son olarak yaşanan zemin kaymasının eksen kırılmasının hemen sonrasında yaşanmasını doğal karşılamak gerekmektedir. Son dönemde Rumların her isteklerini kabul edenlerin görüşmelerden ayrılmak zorunda kalması ile Türk dış politikasındaki eksen kayması tartışmaları birlikte yaşanmaktadır.

Uyuşmazlığın ortalık yerden kaldırılabilmesi için toprak konusu sürekli olarak erteleniyordu. Şimdilerde ise toprak konusu öncelikler arasına alındı. Sıklıkla yinelediğimiz gibi toprak konusuna adil ve kalıcı bir çözüm mutlaka bulunmalıdır. Siyasi laf ebeliği ile uyuşmazlıklar çözülmüş olsa idi, dünyada halledilmemiş sorun yaşanmazdı. Yaşanan sıkıntılar da en alt düzeye inmiş olurdu.

Rumlar sürekli olarak otomatiğe bağlanmış gibi yapılan bütün önerileri reddettiler. Bu duruma, yaşamsal önemde olan konulara bile ne yazık ki uluslararası toplum müdahale etmedi ve izlemekle yetindi. Bütün bunlar yapılmadığı için Kıbrıs uyuşmazlığı halen devam ediyor. Rahmetli babamın ilk gençlik yıllarında başlayan uyuşmazlık bizlerin de uğraş konusu oldu. Bizden sonra bu dünyaya gelecek olan yakınlarımızın da uğraş konusu olacak gibi görünüyor.

O günlerde yazılanlarla söylenenleri okuduktan sonrada, uyuşmazlığın çıkış nedenini öğrenmeleri olanaksız olacağından anlamakta da bir hayli zorlanacaklardır. “Ömür biter yol bitmez” özdeyişindeki gibi uğraş alanı olmayı sürdürecektir. Durum bu kadar açmaz içindedir.

Rum yönetimi bölgesinde son günlerde ortalık yere çıkarılan casusluk çalışmalarının altında yatan neden adanın yüzer bir gemiye benzeyen konumudur. Uzun yıllardır devam eden çözümsüzlüğün temelinde yabancı ülkelerin çıkarlarının yattığının göstergesidir. Bu nedenle dengeler oluşturulamadığından şu anda yürütülen görüşmelerden çözüm beklemek düş ötesi bir durumdur. Buna bir de Rumların adada Türklerini yok sayan ve egemenlik kurma savlarını da eklediğimizde çözümsüzlüğün nedeninin görüleceğine inanıyoruz.

Dünyanın değişik merkezlerinde zemin kaydırılmak sureti ile yapıldığı anlaşılan görüşmelerden bu nedenle sonuç alınamıyor. Önümüzdeki aylarda hatta yıllarda haritaya bakarak görüşme yapılamayan başkent veya kent kaldı mı ona bakmanın da bir yararı yoktur. Bunun ötesinde 2010 yılı sona ermeden çözüm beklentisinin düşünü görmek bile güzel olsa gerek.

Filefteros gazetesine konuşan Kıbrıs’taki BM Barış Gücü sözcüsü Jose Diaz, Kasım ayında müzakereler sürecinin değerlendirilmesinin yapılacağını belirtiyordu. Değerlendirmenin bir rapor şeklinde olacağını kaydeden Bay Diaz, “O noktaya kadar neler olduğuna ilişkin kaydetme =listeleme= olacağını” düşündüğünü söylüyordu.

Bu noktada kim veya kimlerin sorumlu olup olmadığının önemli olmayacağını, raporun sadece bir durum değerlendirmesi olacağını belirtiyordu. Raporun amacının net bir görüntü vermek amacıyla hazırlanacağına vurgu yapıyordu. Genel görüntü, bu güne değin hiçbir ilerlemenin olmadığı yönünde olduğu gerçeğidir. Açıklamasının satır aralarında bu gerçeği okumak olanaklıdır.

Bay Diaz, “Yılsonuna kadar bir referandum olabileceğine inanıyor musunuz?” sorusuna, “Yılsonuna kadar bir referandum yapılmasının zor olduğunu, bunun yapılabilmesi için zamana gereksinim olacağını belirtiyordu”.    

Şu anda var mıdır bilemiyorum. Bizim öğrencilik günlerimizde karnelerimizde “Hal ve Gidiş” diye bir bölümün olduğu biliniyor. Öğretmenlerimiz bu bölümü değerlendirirken zorlandıklarını mezuniyetimiz sonrasında dillendiriyorlardı.

Gelinen bu noktada “Hal ve Gidiş’i sıfıra sıfır elde var sıfır” diye tanımlamak veya değerlendirmek gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi