“Türkiyesiz herhangi bir teşebbüsün muvaffakiyetten uzak kalacağını ve mutlak surette hezimetle neticeleneceğini unutmayız”.
Dr. Fazıl KÜÇÜK
AB’nde başlayan yaprak dökümü otomatiğe bağlanmış gibi devam ediyor. Yunanistan’ın iflası ile başlayan süreçte gelinen noktada Macaristan da aynı bayrağı çekiyor. Euro bölgesine girmemekte direnç gösteren İngiltere’nin de benzer sıkıntıları göğüslemek için çaba harcadığı biliniyor.
Macar yetkililer ülkelerinin Yunanistan’a benzemeyeceğine vurgu yapıyorlar. Ünlü ekonomist Nouriel Roubini ise bir İsviçre gazetesinde yer alan açıklamasında, “Yunanistan’ın sadece buz dağının görünen kısmı olduğunu belirterek özellikle Euro bölgesinde yeni bir durgunluk riski olduğunu” söylüyor.
Roubini, “Amerikalılar eğer şu anda gittikleri yolda devam ederlerse, aynı noktada duvara çarpacaklar” diye ekliyor. Ürküten bu uyarı sonrasında oluşabilecek yeni bir ekonomik açmazın Türkiye’yi ne kadar etkileyeceğinin de hesabının AB düşlerini görmeden yapılması gerekmektedir.
Euro bölgesindeki İtalya ve İspanya ekonomik açmazlarını aşabilmek için uğraş veriyorlar. Acı reçete diye tanımlanan uygulamaları peş peşe yürürlüğe koyuyorlar. Türkiye ise böyle bir ortamda birliğin içine girebilmek adına çaba harcıyor. Birleşik Amerika Devletleri’ne öykünerek bir araya gelen ülkelerin gemileri sıra ile karaya oturmaktadır.
AB’ni kurmuş olanlar, sürekli olarak kendi ulusal kimliklerini öne çıkardıkları için bir türlü uzlaşamıyorlar. Buna karşın yeni üye ülkeler üzerinde baskı unsuru olmaya çalışıyorlar. Bu yaklaşımla da birliğin temelleri sürekli olarak çatırdıyor. Bu gerçeğe karşın bünyelerine almak istedikleri ülkelere, özellikle Türkiye’ye “alt üst kimlik ile azınlıklara hak tanıyın” diyerek baskı uyguluyorlar.
Böyle bir yaklaşımın çok tehlikeli bir oyun olduğunu yinelemek istiyoruz. Bu oyunun ayrımına varan Anadolu’nun güzel insanları ulusal kimliklerine sahip çıkarak oynanmak istenen bu oyunları bozuyorlar. Bu konudaki tartışmaların yapay düzlemde sürdürüldüğünü de söylemek olasıdır.
Birleşik Amerika Devletlerinde yaşayanlar alt ve üst kimliklerle hiçbir zaman uğraşmıyorlar. “Biz Amerikalıyız” diyorlar. AB ülkelerinde bu sözü söyletmek olanaksızdır. Birlik içinde sığ bir ırkçılık çatışması da bu nedenle yaşanıyor. Bu çatışmalara koşut, ortalık yere çıkan ekonomik sıkıntılar birliğin geleceğini de karartmaktadır.
Gelinen bu noktada, Türkiye Cumhuriyeti de kendi yol haritasını da çizmek durumundadır. Geride bıraktığımız yüz yılın başlarında Anadolu’nun güzel insanları üzerlerinde oynanmak istenen her türlü emperyal oyunları bozmuştur. Yapılan bütün saldırılara da göğüs germiştir.
AB içindeki bazı üyeler, Türkiye’ye tam üyelik değil ayrıcalıklı üyelik verilmesi konusunda ısrar ediyorlar. Ortalık yere çıkmış olan bu ikilemin hızla giderilmesi gerekmektedir. Bu ikilemin aşılamadığı noktada da Türkiye’nin seçeneksiz olmadığı belirtilmelidir. Bu konuda gerekirse ulusal direnç de gösterilmelidir.
Siyasetçilerin var olan bu gücün ayrımına vardığını da düşünmek istiyoruz. Bu güçle yola çıkılarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne uygulanan dışlanmışlıkların kaldırılması için çaba harcanması gerekiyor. Filistin halkına karşı uygulanan İsrail politikalarını onaylamak olanaksızdır. İsrail tarafından uygulanan saldırı ve yok etme politikaları, Kıbrıs Türklerine yıllardır uygulanmıştır ve uygulanmaya da devam edilmektedir.
Türkiye bu tür baskı ve oyunları bozabilecek güce sahiptir. BM Güvenlik Konseyi’nde Filistin’den önce Kıbrıs Türklerine yapılan baskıların ortalık yerden kaldırılması gerekmektedir. 30 yılı aşan zaman diliminde tanınmayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması için de pencereyi açabilir diye düşünüyoruz.
Filistin halkı ile Kıbrıs Türklerinin kaderi bu noktada kesişmektedir. Bu nedenle siyasetçilerin, Filistin’de yaşananları öne çıkararak Kıbrıs Türklerine yapılanları görmezden gelmeleri anlaşılır bir husus olmasa gerek. Filistin halkına uygulanan dışlanmışlık ve saldırılar Kıbrıs Türklerine de “tek egemenlik” olgusu öne çıkarılarak baskı uygulanmaktadır.
Adada çözüme ilişkin olarak yapılan görüşmelerde, oynanan bu oyunun görülmesi gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…