MENÜ
Erzurum 15°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Düzeysizlerin Düzeyi
Ahmet Göksan
YAZARLAR
31 Temmuz 2010 Cumartesi

Düzeysizlerin Düzeyi

“Türkiyesiz herhangi bir teşebbüsün muvaffakiyetten uzak kalacağını ve mutlak surette hezimetle neticeleneceğini unutmayız”.

                                                                                                                 Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

            Kıbrıs adasının bütününe barışın, Yunanistan’a da demokrasinin yeniden gelmesinin üzerinden 36 yıl geçmiş bulunuyor. Aradan geçen zaman diliminde köprülerin alt tarafından çok miktarda suyun aktığını söylemek olasıdır. O kadar ki bazı derelerle ırmakların kurumuş olmasına karşın demokrasi ile yeniden tanışmış olan Yunanistan ve sonrasında da Rum kesimi AB’ne üye olarak kabul edildiler.

Uyuşmazlığın çözümü konusunda adanın güneyindeki derelerin tamamı nerde ise kurumuş veya bilinçli olarak da kurutulmuştur. Çözüme ulaşabilme konusunda her tarafı kurutanların önde gidenleri, yıldönümü nedeniyle bildik türküleri çığırmaya başladılar. Ülkesinin ekonomik sıkıntılarla boğuşuyor olmasını bir köşeye koyduğu anlaşılan Bay Yorgo Papandreu, adanın yeniden birleşmesi gerektiğini çığırıyordu.

Bay Yorgo, “Hiritofyas’ın adanın yeniden birleşmesi yönündeki önerilerinin dikkate alınması gerektiğini” buyuruyor. Mendil büyüklüğündeki ülkenin en önde gideninin son önerilerinin onun bir adım önde olduğunun göstergesi olarak tanımlanıyor.

Ortalık yere çıkan son durum karşısında bir adım önde olma yarışının başlayabileceğinden kuşku duyuyoruz. Bu söylemin siyasetçilerimize ait olduğunu Mısır’daki duyma özürlü olan sultan bile biliyordur. Yarışın devam etmesi durumunda 2010 yılı sona ermeden adada bir çözüme ulaşılabilir mi sorusu akla gelebilir. Çözüm konusunda insanları güldüremeyiz…

Geçtiğimiz yılki kutlamalar sırasında siyasetçiler Kıbrıs mı AB mi diyerek seçeneğin sunulması karşısında “elbette Kıbrıs” diye konuşuyorlardı. Bu yılki kutlamalarda da benzer söylemin dillendirilmiş olmasının yeni bir politik seçenek olduğunun da düşünülmesi gerekmektedir. Bu söylemin Kıbrıs uyuşmazlığına duyarlılık gösterenlerin tatmin edilmesi amacı ile söylenmediğini düşünmek istiyoruz. Önümüzdeki dönemde izlenecek yöntemle bu söylemin içtenliğinin de test edilmesi gerekecektir.

1878 yılından günümüze dek aradan geçen zaman aralığında Kıbrıs Türkleri var olabilmek için mücadele ettiler. Yeni politik seçenek olmasını istediğimiz bu duruş, Kıbrıs Türklerinin de güvencesi olacaktır. Anadolu coğrafyasını Anavatan olarak kabul ettiler. Karşılığını da Yavru vatan olarak görüldüler. Bu inançla da Anadolu coğrafyasının güney sahillerinin güvenliğini birlikte sağladılar.

Bay Yorgo’nun söylemi ile bir adım öne geçtiği duyurulan mendil büyüklüğündeki ülkenin en önde gideni, yapılan çözüm görüşmelerini baltalamak için harekete geçti. Tek egemenlikten ve adanın birleştirilmesi gerektiğinden söz ediyor. Bu söylem uyuşmazlığın tipik bir göstergesidir.

Son olarak BM’e bağlı olan Uluslararası Adalet Divanı, Kosova’nın bağımsızlık ilanının uluslararası hukuka uygun olduğuna karar verdi. Kosova ile Kıbrıs adasının koşullarının bire bir örtüşmediğini söylemek istiyoruz. Her ikisinin de kendilerine özgü koşulları ve kuralları vardır. Aynı kefeye koymak sorunun özünün tam olarak algılanmadığının göstergesidir.

Kıbrıs Türkleri 1959 – 60 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş anlaşmaları ile egemenliklerini ve eşitliklerini kazanmışlardı. Bunu kabul etmeyen Rumlar ve onların destekçileri olan Yunanistan tarafından hükümetten kovuldular. Bununla yetinmeyenler tarafından etnik temizliğe tabi tutuldular. Toplu mezarlara gömüldüler. Bu saldırılardan kurtulan Kıbrıs Türkleri, kendi özgür iradelerini kullanarak bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurdular.

Kosova konusunda alınan bu kararın herhangi bir bağlayıcılığının olmadığı biliniyor. Buna karşın önemli ve üzerinde durulması gereken bir karardır. Mahkemede görevli olan Japon yargıç, “Uluslararası hukukun, bağımsızlık ilan etmeyi yasaklamadığını” söylüyordu.

Alınan bu kararın yapılan açıklamalarla genel bir kabul gördüğünü söylemek istiyoruz. Bu karara göre, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası toplum tarafından dışlanması, tanınmaması ve baskı altında tutulmasının nedenlerinin açıklanması gerekiyor mu ne…  

SEVGİ ile kalınız…

 

                                                                                  

   

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi