MENÜ
Erzurum 24°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bir Kenti Katletmek
Bünyamin Aydemir
YAZARLAR
20 Haziran 2014 Cuma

Bir Kenti Katletmek

Yine kente dair yazalım. Hatta bir “kentin katli” nasıl oluru örnekleyelim.

Erzurum’a ilgi duyan kalem erbabı herkes İbrahim Hakkı Konyalı’yı tanır.  Çok sayıda kentin geçmişi onun aktarımıyla bugüne taşınmıştır.  Kendisi Konyalı’dır.  Konya’ya ait bir katliamı şöyle dile getirir:

“12. Kolordu Kumandanı Konya'da sayısız tarihi ve mimari abidelerin katili olmuştur. Birçok cami, mescit, medrese, türbe, han, mektep, çeşme ve kabristan yıktırmış, yok ettirmiştir.

Bu gibi tarihi yadigarların yalnız müsamaha edilmeyip horlandığı zamanda değil, ayrıca Türk ve İslâm tarihinin kara lekesi gibi görüldüğü bir zamanda, Fahrettin Altay elinde bastonuyla Alaaddin Tepesi'ne çıkarak gözüne kestirdiği herhangi bir mimari abideye işaretle, 'yıkın bunu!' derdi.

Kimse de itiraz edemezdi.

Bunu sözde şehri imar kastiyle yapıyordu...

Bir gün Şerefeddin Camii’nin bitişiğindeki Şerefeddin Türbesinin yıkımına başlanmıştı. Paşa'nın emir ve kumandasıyla kazmalar ve kürekler faaliyete geçmişti. Bu Selçuklu devrinin mahruti kümbetli türbesi sanki yekpareleşmiş ve kayalaşmıştı.

Ben bu eski eser cellâdının gölgesi olmuştum. Onu takip ediyordum... Korkunç yıkım işi devam ediyordu. Mahruti kubbe erimiş, ikinci ve mescit kısmı yok olmuştu. Yıkım devam ederken, Selçuklu türbe mimarisinin o vakte kadar bilinmeyen bir hususiyeti ortaya çıkmıştı.

Cenazeliğe konan cesetlerin neşredecekleri kötü kokuları dışarıya atmak için mimar, tâ bodrum kattan itibaren hamam tüfekleri tarzında hava delikleri yapmıştı. Bu delikler bütün duvar içinden kümbetin üstüne kadar devam ediyordu. Bunları gördüm ve Paşa’ya da gösterdim.

Dinamitle devam eden yıkma işi bodrum kata gelmişti. Şerefeddin'in tabutu göründü. İçinde na'şı vardı. Belediyeciler çöp arabasıyla bu büyük Selçuklu'nun na'şını alarak bir çukura götürüp attılar. Ben yıkım işi başlarken Paşa’dan rica etmiştim: Paşam, bu türbe Konya'nın en eski Selçuklu eserlerindendir. Sahibi de Camiin ilk bânisidir. Cami yıkılmayacağına göre bu türbe de yıkılmasın!

Fakat ona kimse mâni olamazdı.”

 

***
Hasta bir ruh halini anlatıyor Konyalı. O yıllarda bunlar yapılmış, yapanlar yaptıklarıyla tarihin vicdanına teslim haldeler.

Tıpkı, Şam’da Selahaddin Eyyubi’nin mezarını tekmeleyen sadist general gibi. Ne diyordu;  “Ey Selahaddin dinle, haçlı seferi şimdi bitti! Biz yine geldik.”

Paşa’nın Selçuklu Sultanı’nın kabrini hallaç pamuğu gibi atmasıyla Fransız General’in yaptığı arasında zerre fark yok.

Aynı sakat anlayışın uzantıları, benzer bir eyleme imza atıyorlar. Bu hal ve failleri isim ve resim değiştirerek günümüze kadar uzanıyorlar.

Etrafına dikkatle bakan herkes tarihe saygısız onlarca yöneticiyle burun buruna gelecektir.

Sorsanız, tıpkı o günkü Paşa’nın söylediğiyle mukabelede bulunurlar.

“Şehri imar ediyoruz”.

Oysa gerçek tam tersidir, yaptıkları bir kentin katlidir.

Önceki yazımızda,  “Kentin hal dili”ni aktarmış, makam ve mekanların önemine işaret etmiştik.

Makamdan kasıt elbet, tarihi şahsiyetlerdir.

Onlar ebedi istirahatgahlarında iken bile, kentlerine hizmet ediyorlar. İsimleriyle, mezar taşlarıyla.

Bilene, anlayana!

Erzurum bu anlamda çok zengin bir kent. Her metrekaresine mührünü vurmuş abide isimler var. Kimi bir türbede, kimi isimsiz bir mahalde yatıyor. Çoğu aşikar olsa da, yeniden yazmak hatırlatmak lazım. Kim bilir, bilmeyen bir yönetici imar edeyim derken, kentin gerçek sahiplerini rahatsız eder.

Biz, üzerimize düşeni yapma ısrarındayız.

Yazarak, tekrarlayarak.

Umalım kulak veren de olur!

KAYNAK: http://www.gazetepusula.net/yazarlar/30/bir-kenti-katletmek_1683.html

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 ferda kalaba
 21 Haziran 2014 Cumartesi 09:57
Güzel bir yazı erzurumdada konyayadada aslında ülkemizin her şehri böyle. kusura bakılmasın.
 Karacoğlan
 21 Haziran 2014 Cumartesi 09:56
Sizin bu dedikleriniz için oraları bilmek lazım, paşa dediğini konyayı ne bilir hele birde aklı yüksek binalarla gelişmeye takılmışsa o mezar tanırmı?
 ikbal kaya
 21 Haziran 2014 Cumartesi 09:55
Elinize sağlık!
 şahset yusufgil
 21 Haziran 2014 Cumartesi 09:54
Bünyamin Bey geçen yıl esat paşa mezarlığı yıkılmıştıda mezardan kemikler etrafa dağılmıştı, bir sene uğraşıp zor yaptırdık siz ne diyorsnuz. Konyada değil, erzurumda hemde bugün yapılıyor.
 zakir
 21 Haziran 2014 Cumartesi 09:53
Elinize sağlık hassasiyete davet güzel ama kulak var mı/?
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi