MENÜ
Erzurum 22°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
 Erzurum’un Kandilleri - Serçemeli Şeyh Hacı Mustafa Efendi
Abdurrezzak Türk
YAZARLAR
13 Ocak 2014 Pazartesi

Erzurum’un Kandilleri - Serçemeli Şeyh Hacı Mustafa Efendi

~~Veli Velioğlu Hocamızın,  Zahit koktu camii vakfiyesinde Erzurum ve çevresindeki manevi dinamikleri anlatırken, sohbet konularından biri de Dayısı Serçemeli Hacı Mustafa Efendi olmuştur. Hocamızın anlatımına göre dayısı Hacı Mustafa Efendi Aziziye ilçemize bağlı Eskipolat (Serçeme) köyünde 1912 yılında dünyaya teşrif etmiştir. Babası Molla Abdullah Efendi, annesi Fadime Hanımdır. Mustafa Efendi ilk tahsiline dedesi Dumlu Hocanın yanında başlamıştır. Köylerinde imametlik yapan Ahmet Efendi, Tebrizcikli Hamdi Efendi den klasik medrese eğitimini ve kendi köylüsü olan Tabur İmamı Muhammet Nuri Efendiden Arapça ve Farsça dersleri almıştır. 1936 yılında ailesi köyden-Erzurum’a taşınır. Erzurum’da Müftü Solakzade Muhammet Sadık Efendinin derslerine devam eder icazetini alır. (1943) Bu ders alma süresinde müftülükte Solakzade’nin kâtipliğini de yapar. Bu arada Arapça ve Farsça derslerini ilerletmek için Çukur Zeynel medresesinde Maksut Hoca Efendi’den, usül derslerini de Kadı Abdulvahap Efendiden alır. Erzurum’da Tophane, Gürcükapı, Narmanlı ve Lalapaşa camilerinde müezinlik yapmış, vaazlar vermiştir.
      Hacı Mustafa Efendi Arap dilinin kurallarını çok iyi bilen, mükemmel bir Arapçası olan zatı muhteremdir. Fıkıh, hadis, tefsir, mantık, meani, alet, kıraat, hüsni hat ve tasavvuf alanında engin bir bilgiye sahiptir. Nakşibendî-Ğalidi kolu, Hülafasından Alvar İmamı Muhammet Lütfi Efendiye bağlı olduğu söylenir. Hicaz’a yerleştikten sonra ki yıllarda Şazeli tarikatı hülafasından Muhammet el-Arabî el-Vahidi’ye karşı gönül bağı kurmuştur.
      1947 yılında Oltu’lu Hacı Süleyman Efendi ile birlikte ilk Hicaz yolculuğunu gerçekleşmiştir. Aynı yıl bir ara Gaziantep’in merkez Deve höyük köyünde bir müddet imam hatiplik yapmıştır. 1948 yılında Suriye’nin Kamışlı iline oradan Lazkiye limanı üzerinden Hicaza gitmiştir. Hac farizasını ifa ettikten sonra, 1949 yılında anne ve kardeşini de Mekke’ye çağırır ve yerleşirler. Mekke’de yedi yıl Medresetül Felah da harisi fıkıhı üzerine müderrislik yapar, bu arada Arapça ve hat dersleri de verir. Oradan Medine-i Münevvere ye geçer. Medine de Babul-Mecidi deki kitap, kırtasiye üzerine kurmuş olduğu dükkânının arkasındaki özel kütüphanesinde akşam-yatsı arası dersler verdi.
            Hacı Mustafa Efendi’nin önemli hizmetlerinden biri de Medine’de Erzurum Rıbat’ının yapılmasını gerçekleştirmesidir. Bu yapımdaki amaç hac zamanı gelen Hacı ve ulemaya hizmette özen göstermektir. Hac zamanı dışında da talebe okutmak gayesiyle kurulmuştur. Bu hizmet hala devam etmektedir. Bu kuruluşun feyz kaynağı olduğu, Medine halkının sık sık ziyaret ve ilgisinden anlaşılmaktadır.
       Hattat Hacı Mustafa Efendi’nin Medine gibi bütün İslam âleminin önde gelenlerinin buluştuğu bir yerde bulunması sebebiyle, Türkiye’den ve diğer İslam ülkelerinden gelen ilim adamlarıyla sık sık fikir teatisinde bulunma imkânına da sahipti. Dünya genelinde İslam uleması arasında kıymetli bir yeri ve çevresi vardı. Hadis ilminde çok ileriydi. Usul-i hadis ile ilgili bir kitabı vardı. Tahaviye Akaidi şerhi, Hac rehberi, küçük risaleler, cep ilmihali, Hattatlar bahçesi, hattatlar fihristi, sülüs ve nesih yazı rehberi isimli eserleri vardır.
      Hacı Hoca Medine de Hanefi fıkıhı üzerine söz sahibidir. Ulema müşkülatlı durumlarda kendisine başvururlar. Ulemayla bir sohbetlerinde; “Hep hocam şöyle derdi dersin, senin bu hocanı merak ettik. Hiç buralara gelmezmi? Geldiğinde bizleri tanıştır, senin şu hocanı bizde tanıyalım.” Derler. Hocası Müftü Solakzade bir hac farızasına gittiğinde, Mustafa Efendi, Medine ulemasına haber gönderir, “Hocam geldi.” Diye. Bir akşam Hacı Mustafa Efendinin hanesinde bir araya gelirler. Müftü Efendi pek yukarı çıkmaz, bir yerde oturur. Medine âlimleri sedire dizilmişlerdir. Sohbette sorular yağmaya başlar. Müftü Efendi konuştukça sedirde oturanlar yavaş, yavaş aşağı inmeye başlar. Uzun süren muhabbet sonunda ulema “Evet, allameler ancak allame yetiştirir.” Diyerek saygılarını iletirler.
      Hattat Hacı Mustafa Necatü’d-Din Efendi rahlesinde yetiştiği hocalarını hep dua ile rahmetle anmıştır. Erzurum’a geldiğinde hocalarının kabir ziyaretlerini yapmadan gitmezmiş. Tebrizcik köyünde Hocası Hamdi Efendinin kabir ziyaretine gittiğinde, mezara ayakucundan yürür, yaklaştığında ayakkabılarını eline alıp öyle varırmış. Hamdi Hoca hayatta iken Bir ziyaretinde birkaç tablo ve Hamdi Hocaya yazmış olduğu bir şiir hediye etmiştir.

Tebrizcik Köyünde Hocamız Hafız Hamdi Efendiye
Mekke –i Mükerreme
1- Hoş safa geldiniz Hüccac-ı Kirâm
Mekke’ye vardınız maa’l- ihtirâm
Allahtan dileriz sizlere selâm
……( lütfunu ? ) cümleye eylesin tamam
2- Rahmet ve mağfiret deyip geldiniz
Emre itaatle ( Lebbeyk ) dediniz
Hareme, Ka’beye işte erdiniz
Allahın lütfudur, şükr ediniz
3- Haceru’l-Esvedi aşkla öpünüz
O mübarek taşa yüzler sürünüz
Beytin etrafında hoşça dönünüz
“Yâ Rabbî affeyle” olsun sözünüz
4- Bittikte tavafın dur mültezemde
Rabbine çok yalvar günahın bil de
Affolsun günahlar yaptın geçmişte
Pâk temiz olasın bu güzel yerde
5- Kalbini doğruca hatta bağlayan
Hakk için ciğerin aşkla dağlayan
Ka’beye yapışıp cüdâ ağlayan
Afvolur elbette, sen de ağla, yan
6- Fırsattır zamanlar ey hacı kardaş
Çok tavaf eyleyip fevt etme dindaş
El kaldır Rabbine huşu’lasızlaş
Cennetü’l-Firdevs’de kurasın bağdaş
7- Zemzem-i Şerîfden bol bol içiniz
Doludur menfaat, böyle biliniz
İçerken duayı güzel ediniz
Böylece kalbiniz nurlandırınız
8- Lazımdır zemzeme hürmet eylemek
Pâk yerde kullanıp murdar etmemek
Hoş olur abdest ve ğusl eylemek
İçmenin ğayrinde israf etmemek
9- Mekkede kaldıkça bulun Haremde
Zaruret olmazsa çok durma evde
Miskîni sevindir, sadaka ver de
“Allah, Allah” deyip zikr et her yerde
10- Ahlakın hoş eyle gardaşım aman
Azdırmasın seni o mel’un şeytan
Herkesle hoş geçin darılman bir ân
Sabr eden alacak çok büyük ihsan


11- Allah Teâlâ çağırdı sizi
Beytine geldiniz, bilin kadrizi
Taatle geçirin gece-gündüzi
Gardaşlar duada anınız bizi
12- Bayramdan az evvel hazırlık başlar
Soyulur libaslar, açılır başlar
Hakkiçün gözlerden dökülür yaşlar
Rahmete koşarlar hacı gardaşlar
13- Arafat Dağında toplanır Hüccâc
Gaflette kalmayup orda gözün aç
Kalbini uyandır, gözünden yaş saç
Doyasın rahmetten, dönmeyesin aç
14- Akşamdan sonra ordan dönerler
Meş’ariHarâmagelüp inerler
Allahı burada çok zikr ederler
Fecirden sonra da sefer ederler
15- Artık bayram oldu, Mina’ya varın
Durmadan şeytana yedi taş vurun
Ba’dehu varıp kurbanı alın
Kestikten sonra da traşı olun
16- Yirmi bir, yirmi bir şeytan-ı mel’uni
Taşlarsın ikinci, üçüncigüni
Arzuya bağlıdır dördüncü güni
Kalıp da taşlamak efdal o güni
17- Farz olan tavafı birinci günde
Yaparsın veyahut ikinci günde
Caizdir yapması üçünci günde
Cezayı mucibdirdördünci günde
18- Bitince vazife Mina’dan inin
Allaha binlerce şükürler edin
İslamın bu şanlı büyük bayramın
Dünyada misli yok, kadrini bilin
19- Bu aciz Mustafa yazdı nasihat
Allahdan dileyin ona da rahmet
Doldursun kalbimiz nuru ma’rifet
Eylesin cümlemiz afv-u mağfiret

Mekke i Mükerreme de mücavir
Erzurumlu
Mustafa Necâtu’d-Dîn
                                                                                                                                                                      1370
      Veli Velioğlu Hoca Efendinin ifadesi; Dayım neseb itibariyle âlim bir aileden yetişme, keşfi kubur, âlim ve âlemle bir zattı. Medine de vefat etme şerefini kayıp etmemek için son yıllarda Medine den hiç ayrılmadı. 1991 yılı Ekim ayında Hakkın rahmetine kavuşarak, Âşık olduğu Medine’in Cennetül Baki kabristanına defnedilmiştir.
      Ruhu şad makamı cennet olsun.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Fatih Mehmet Aydın
 22 Ocak 2014 Çarşamba 07:52
Değerli Hocam, Rahmetli Hocamız Hattat Mustafa Efendiye ait orjinal kasetlerin bilgisayarak aktarılmış ses kayıtları var. Bu kasetler Veli hocamızdan temin edimiştir. Bunlar Hanefi Fıkhında Lübab, Kıyamet Alametleri, Akidetu't-Tahaviye, Şerhu Meani'l-Asar'ın ders olarak anlatılmasından oluşmaktadır. Bu kayıtlar elimizde bulunmaktadır. Ulaşmak isterseniz -e-mailim aracılığı ile görüşebiliriz. Eski bir öğrenciniz Dr. Fatih Mehmet Aydın Din İşleri Yüksek Kurul Uzmanı fmaydin@hotmail.com
 haci
 21 Ocak 2014 Salı 17:31
hocam size acil şifalar diliyorum. rabbim uzun sağlıklı hayırlı ömürler ihsan etsin. sizi çok seviyoruz.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi