Yüce Mevlam “Ey dünya, bana hizmet edenlerin hizmetinde ol, sana hizmet edenleri ise hizmetinde kullan.” (Hadisi şerif) şeklinde buyurmuştur. Çok nadirde olsa yaşamış olduğumuz şu fani dünyada, bu ulvi emrin yerine getirilmiş olmasının Allah’ın veli kullarında tecellisine şahit olmuşuzdur. Allah’ın bu bahtiyar kullarından birisi de Hayatı boyunca Kuran’a hizmet etmiş olan Şeyhülkurra Hafız Hasan ULUDAĞ Efendi’dir.
Hafız Hasan Efendi, (H.1295) M.1878 yılında Erzurum-Murat paşa mahallesinde dünyaya teşrif etmiştir. On iki yaşlarında Kuranı Kerimi ezberleyerek hıfzını tamamlamış. Erzurum’un meşhur Kurralarından, Caferiye camii imamı Yeşillizade Şeyhülkurra Mustafa Niyazi Efendiden kıraat ve aşere okumuş, icazetini almıştır. Daha sonraları Erzurum’un üst düzey medreselerinde tahsiline devam etmiş fıkıh, Arapça, sarf, nahiv, belagat, hadis, tefsir, akait, kelam, meani, alet, derslerini okuyarak medrese tahsilin tamamladıktan sonra ikinci icazetini almıştır.
Hafız Hasan Efendi ilk görevine Erzurum askeri hastanesinde başladı. 1920 senesinde evlendikten sonra Kars müstahkem mevki topçu alay imamlığına Yüzbaşı rütbesiyle atanmış,, daha sonra Alay Müftülüğüne terfien getirilmiş, Birinci Dünya ve Balkan savaşlarına katılmış ve kendisine İstiklal madalyası ile Beratı verilmiştir. Bu süreler içerisinde askerlere konferanslar halinde dini dersler vermiş, orduya tam otuz yıl hizmet verdikten sonra 1934 yılında emekliye ayrılmıştır. 1942 yılından itibaren de Diyanet işleri Riyaset makamından resmen verilen izinle Erzurum Lalapaşa, Şafiiler ve Cedid camilerinde talebelerine Kuranı kerim dersi okutmaya başlamış, vefatına kadar da bu hizmeti devam ettirmiştir. Engin bir kütüphaneye (593 kitap) sahipti. Vefatından sonra kitaplarını, Erzurum Kültür müdürlüğü İslami ilimler kütüphanesine sembolik bir fiyatla hediye edildi. Yetiştirdiği talebelerin sayısı yüzleri aşkındır. Vefatından beş yıl öncesine kadar da hastalığı nedeniyle evde talebelerini aralıksız okutmaya devam etmiştir. Bu görevi fahri olarak yürütmüş, maddiyatı kesin olarak kabul etmemiştir. Allah rızası için okuturdu ve talebelerini manevi evlat olarak kabul ederdi. (1)
Yaşanılan dönem, çetin bir dönemdir. Her çeşit dini tedrisat yasak edilmiştir. Neredeyse raflardaki Kuran-ı Kerim’e de el uzatılacaktır. Millette büyük bir endişe vardır. Yakında Fatiha-yı şerifi okuyacak kimse bulunmayacaktır. Mahalle aralarında, ahır sekilerinde de olsa Kuran okutulan mahalleler basılıp, suçlular zindanlara tıkılmaktadır. Bu zorlu dönemlerde iki sadık arkadaş, Müftü Solakzade Sadık Efendi ve Hafız Hasan Efendi, kafa kafaya vererek bir çıkar yol bulurlar. Diyanet işleri Başkanlığı’nın izni dâhilinde yapılmasıdır. Bu hususta yazılı müracaatta bulunulur, talep edilen izin alınır. Alınan izin belgesi:
T.C. Erzurum Vilayeti, Merkez Fetvahanesi, sayı 388
Emekli Alay İmamı H.Hasan ULUDAĞ’a, Perşembe günleri Lalapaşa camii şerifinde, diğer günler Şafiiler camii şerifinde şimdilik fahri olarak Kuran’ı Kerim okutmanıza, Diyanet işleri Riyaset Makamının 6/7/942 tarih ve 2519 sayılı emri ile müsaade edildiğini bildiririm. 20 Temmuz 1942
Erzurum Müftüsü; Sadık Solakbay……..imza
Buna dayanılarak müftülük fetvahanesinin vermiş olduğu 90 sayılı bir yazıda: İstihkâm Taburu İmamı Hafız Hasan Efendiye:
Cuma namazından mukaddem tedricen camii şerife gelerek, cemaatten evvel gelenlerin boş oturmaması için bir miktar Kur’an-ı Azimü’ş-Şan tilavet olunması ve medh-i Nebiyi muntazamın birkaç beyit de İmam Busuri’nin Kaside-i Büride’sinden okunup aynı manayı mutazammın tercümesinin beyan edilmesi, bais-i mesuban (Cevap elde etmenin sebebi) olacağını cevaben arz eylerim efendim. Müftü naibi….imza
Yapılan soruşturmalarda da alınmış olan bu belgeler ile sıkıntılar savuşturulmuştur. Bu imkânlar ışığında merhum üstadın Kuran okumak ve okutmak üzere almış olduğu icazetnamesinin hakkını vermek için her fırsatı değerlendirmiştir. Kendileri dünya çapında derece alabilecek güzellikte Kur’an-ı Kerim okur ve öylede talebeler yetiştirmiştir. Erzurum Müftülüğünün, Bakırcı medreselerinin, küçük bir hücresinde, açmış olduğu Darulhuffazı (Kuran kursu) Sakıp Danışman Hoca Efendi ve yardımcısı Hafız Hüseyin Esengün Hoca Efendi ile birlikte idare etmekteydiler. Oradan yetişen seçkin hafızları, talim için Hafız Hacı Hasan Efendiye gönderilirdi. Hasan Efendinin yanında tekâmüle eren hafız efendiler, Anadolu coğrafyasında parmakla gösterilirdi.
İstanbul Kurralarından, Nuri Osmaniye camii İmam Hatibi Hasan Akkuş Hoca Efendi, Erzurum’da askerdir. İkinci Cihan Harbinin çıkmasından dolayı askerliği uzar. Fırsat buldukça camilerimizde aşır okur. Bir aşır kıraatinde hata yapar. Hasan Efendinin yetiştirmiş olduğu talebelerinden birisi müdahil olur. Münakaşa sonucu durum Hafız Hasan Efendiye intikal ettirilir. Bir araya gelindiğinde durumun müzakeresi yapılır. Hasan Akkuş Hoca Efendi, Hasan Efendinin elini öperek “Efendim ben sizin kadar bu ilme vakıf değilim, beni bağışlayınız.” der.
Hacı Hafız Hasan Efendi yetiştirmiş olduğu hafız talebelerinin okumalarını takip de edermiş. Hatalarını usulü lisanla tembihte bulunurmuş. Kuyumcu Hafız Nusret Efendi bu hususta bir hatıratını bizlere nakil etti. Şeyhler camiinde mukabele okuyorduk. Ben hizbimin sonuna gelmiştim ki o esnada Hasan Efendi camiye girdi, bir köşeye çekilip oturdu. Sadakallhu azim derken, bir süs vermek için uzattım. Çıkışı elini öptüğümde bana “Ben sana böylemi öğrettim, dikkat et” talimatını verdi.
Şeyhülkurra Hacı Hasan Efendi, sahasında usta bir bahçıvandır. Yüzlerce Hafız yetiştirmiştir. Yetiştirmiş olduğu hafız efendilerden bazıları; Hafız Yusuf Dicleli, Hafız Karabey, Çarnesli Hafız lütfü, Hafız Nusret Gedik, Hafız Nafiz Şehidoğlu, Hafız Abdullah Yılmaz gibi ismini sayamadığımız daha niceleri.
“Kuran okumada maharet sahibi olanların mukarreb meleklerle beraberdir. (Hadisi Şerif) İnsanlardan Allah’ın ehli olanlar vardır. Denildi ki ey Allah’ın elçisi onlar kimlerdir? Buyurdu ki, Kuran ehli olanlardır. Onlar Allah’ın ehli ve onun has kullarıdır. Yine (Aleyhisselatuvesselam ) buyurdu ki, Sizin en hayırlınız Kuranı öğrenen ve öğretendir. Yine buyurdular ki ümmetimin en şereflileri Kuranı ezberleyenlerdir. Yine Allah’ın salât ve selamı üzerine olsun buyurdu ki, ümmetimin amellerinin en faziletlisi Kuran okumaktır.”
Bu mübarek zatların atmış oldukları temelin üzerine kurulan şehrimizdeki hafızlık müessesesi, diyanet işleri teşkilatı içerisinde apayrı bir yere sahiptir. Erzurum’da yetişmiş olan hafızlar yurtiçi ve yurtdışında almış oldukları derecelerle övünç kaynaklarımız olmuşlardır.
Bu şerefli Kuran üstadının kabri şerifleri Aşağı Asri mezarlıkta, sağ yol devamı ikinci parsel ortalarındadır. Mezar taşındaki kitabede:
Hu vel Baki
Kuran Üstadı
Kurra Hafız
Alay Müftüsü
Hasan Uludağ
Hoca Efendinin
Ruhuna Fatiha
D:1879-Ö:1952
Güzide şehrimizin şerefyap evladının ruhu şad makamı cennet olsun.
Kaynakça: (1) Durmuş Arslan. Kıraat ilminde icazetname örneği ve bir icazetname. Cumhuriyet Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Dergisi. Cilt7/2.S.291-317