MENÜ
Erzurum 13°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kabadayının Sahtesi
Ahmet Göksan
YAZARLAR
9 Şubat 2013 Cumartesi

Kabadayının Sahtesi

“Kıbrıs Türkleri kendilerini kanlı maceralar peşine takmamış,  hiç kimsenin canına kastetmeyi aklından bile geçirmemiştir. Biz, uzanan her samimi eli sıktık ve sıkmaya hazırız. Yalnız bu ellerin temiz eldivenler içinde kanlı tırnakları olmamasını görmek isteriz”.1957
                 Dr. Fazıl KÜÇÜK

Türkiye’nin AB üyeliği konusu yeniden alevlendirildi. Mendil büyüklüğündeki ülkenin dönem başkanlığı sırasında ilişkiler avara kasnağına dönüştürüldü. İlişkilerin normal seyrine başlaması için çalışmalar ve görüşmeler sürdürülüyor. Belirli zaman aralıklarında birlik tarafından alınan kararlarla Türkiye bahçe kapısından içeriye alındı. Şimdilerde ise kapı aralığında bekletiliyor. Ne kadar süre ile bekletileceği belirsizliğini koruyor gibi görünse de kapı aralığına aldıklarına bile pişman olduklarını söylemek olasıdır.
İngiltere Başbakanı geçtiğimiz günlerde ülkesinin AB içindeki konumundan rahatsızlık duyduğundan olacak seçimleri kazandığı takdirde 2017 yılında ülkesinin AB’nde kalıp kalmamayı referanduma götüreceğini söylüyordu. Uzun süre birliğe alınmayan İngiltere, Türkiye kadar olmasa bile uzun süre bahçe kapısının dışında bekletildi. Üyeliğine en fazla Fransa karşı çıkıyordu. Üyeliğe kabul edildikten sonrada birlik içinde Birleşik Amerika Devletlerinin Truva atı olarak görüldü.
Ortak para birliğine de katılmayan İngiltere’nin açıklanan kararı konusunda Fransa Dışişleri Bakanı; “Eğer İngiltere ayrılmayı istiyorsa, kırmızı halı sereriz” diye konuşuyordu. İngiltere’nin bu kararını kumar olarak da okumak olasıdır. Birlik içindeki işleyişten rahatsızlıkları olduğu bilinen İngiltere, yeni bir sözleşme yapılmasını perde aralığından söylerken gücünü de ölçmek istiyor olabilir. Konuya ilişkin olarak önümüzdeki dönemde pazarlıklar sürdürülecektir. İngiltere’nin bu süreçte gücünü yitirmesi olasılığı ortalık yerlere çıkarsa üyelikten çıkışı ivme kazanacaktır.
İngiltere’yi kırmızı halı sererek göndermek isteyen Fransa’nın “batık bir ülke” olduğu siyasetçiler tarafından belirtiliyor. Bu türden açıklamaları uygunsuz bulan Maliye Bakanına karşın İçişleri Bakanı, ülkesindeki radikal din görevlilerinin izlenmeye alındığını söylüyor. Gerekçesini ise; “siyasi süreç içinde selefizm isteyen gruplar var. Bunlar dernek ve okullarda etkili olmak, ailelerin vicdanlarını denetim altına olmak istiyorlar” diyordu. İçlerindeki sıkıntıları halının altına süpürebilmek adına bu çıkışa yapıyor da olabilirler.
Konuyu din noktasına getirdiğimizde AB üyesi olan Yunanistan’ın başkentinde caminin olmadığı biliniyor. Şimdilerde siyasetçilerin karşılıklı olarak cami yapılması konusunda uzlaştığı duyuruluyor. Bu açıklamaları inandırıcılıktan uzak buluyoruz. Bu güne değin Atina’da cami yapımı veya açılması gündeme taşındığında, Yunan Ortodoks Kilisesinin karşı çıkması sonrasında gerçekleşememiştir. Yukarıda da kaydettiğimiz gibi bu konuyu inandırıcılıktan uzak buluyor ve bağnazlığın ulaştığı nokta olarak okuyoruz. Temel atma veya caminin açıldığını duyanlar bize telefon edebilirler…
Yunanistan Parlamentosu’nda bir süre önce Batı Trakya’daki, Türklere ait olan Vakıf mallarının yönetilmesi için vali atamıştır. Bütün siyasi partilerin onayı ve oybirliği ile alınan karara göre anılan malların 2015 yılına dek Yunan hükümetince onaylanması gerekiyor. Bu tarihe kadar onaylanmaz ise Türk vakıflarına ait olan mal varlıkları Yunanistan hükümetinin olacaktır. Türkiye’deki uygulama ile Yunanistan’daki uygulamaların değerlendirmesini sizlere bırakıyoruz.
AB içindeki oyunların ardı arkası gelmiyor. Sürekli olarak uğraş alanları bulunuyor. Rusların mendil büyüklüğündeki ülkede, siyah paralarını beyaza çevirdikten sonra yapılan işlemlere Almanya itirazlarını sürdürüyor. Rusya Devlet Başkanı Bay Putin; adanın güneyindeki yönetime mali katkı yapmaya hazır olduğunu söylüyor. Koşul olarak da katkıyı AB ile birlikte yaparak adı geçen ülkenin esenliğinin sağlanmasını istiyor.
Geçtiğimiz günlerde Avrupa Parlamentosunda konuşan Rum milletvekili Bayan Eleni Theoharus, “Türkiye’nin üyelik süreci Lefkoşa’dan geçer” diyordu. Kıbrıs Türklerinin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının verilmesi engellenirken, ticari ilişkilerinin önüne setlerin çekildiği bir dönemde Türkiye’nin üyeliğinin Lefkoşa’dan geçtiğini söylenmesi rastlantı ötesi bir durumdur. Bununla yetinmeyenlerin anıtlar yapmak istememeleri ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan Beşparmak Dağlarının çeteci Grivas’ı hatırlattığını söylüyor olmaları da uzlaşmadan uzak durduklarının kanıtıdır.
Yaşadıkları ekonomik açmaza karşın silahlanmaya ayırdıkları parayı 2013 yılında %3 oranında arttırdıklarını açıklamaları, karanlıkta ıslık çalan kabadayının davranışları ile örtüşüyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi