MENÜ
Erzurum 13°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
 Gözlüğün Numaralısı
Ahmet Göksan
YAZARLAR
25 Ocak 2013 Cuma

Gözlüğün Numaralısı

“İngiliz, silahsız Türk halkına bir günde yaptığını 1955-1958 Eoka faaliyetlerinde silahlı Rum’a yapmamıştır. 27-28 Ocak 1958’de yedi gencimiz İngilizler tarafından öldürülmüştür. Neden? İngiliz Yunanistan’la anlaşarak Kıbrıs meselesini çabucak halletsin diye! ”1980
                 Dr. Fazıl KÜÇÜK

Mendil büyüklüğündeki ülkenin AB dönem başkanlığının sona ermesine karşın tartışmalar devam ediyor. İlk kez milli olan adı geçen ülkenin, altı ay gibi kısa bir sürede nerede ise bütün dünyadaki olumlu çabaların kendi dönem başkanlıkları sırasında yaşandığını söylemediği kaldı. Avrupa Parlamentosunda konuşan adı geçen ülkenin en önde gideni Bay Dimitris Hristofyas; “AB’ne Nobel Barış ödülü verildiğini, buna karşın AB’nin bir üye ülkesi olan ülkesinin, AB’ne katılmak isteyen Türkiye’nin işgalinin devam ettiğini” ortalık yerlere bırakıyordu. Yaşananların bu kadar yüz ters edildiğini bizler sıklıkla yaşıyor ve yanıt vermeye çalışıyoruz.
Israrla üzerinde durduğumuz konunun Kıbrıs Türklerinin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının olduğu gerçeğidir. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş anlaşmalarından doğan haklarımız vardır. Bunlar gerilerde kaldı diyerek kimsenin parmağının arkasına saklanmaması gerekiyor. Aksi gerçekleşene dek bu anlaşmaların kurallarına uyulması gerekmektedir. Bu konudaki savunmayı üzülerek de olsa yeterince yapamadığımızı kaydetmek durumundayız. Adada gerçekten bir barışın olması isteniyorsa, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının Kıbrıs Türklerine verilmesi gerekmektedir.
Görünen o ki bu yıl din adamı kılıklı terörist başı Makarios’u daha çok konuşacağız. 2013 yılı adı geçen kişinin 100. doğum yılıdır. Geçtiğimiz günlerde 27. Hıristiyan Birliği Konferansının yapıldığı biliniyor. Bu toplantıda adı geçen kişiden övgü ile söz edildi. Makarios’un adadaki uyuşmazlığın çözümü için iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon kurulması yönünde tarihi sayılabilecek bir anlaşmaya imza attığı tartışıldı. O’ndan sonra göreve gelenler için bu anlaşmanın acı veren bir anlaşma olduğunun vurgusunu yaptılar. Bir anlamda Makarios’un Hellenizme ihanet ettiğini alçak sesle söylüyorlardı.
Adanın bölünmüşlükten kurtarılması türküsü çığıran Bay Dimitris Hris


tofyas, “  tek yol olarak Cumhurbaşkanı Makarios’un ortaya koyduğu esasa inanarak aynı hareket sürecini izliyoruz. Bu tutumumuz, bir çözümün şekillenmesi çabalarımızı riske atmıyor. Bunu Kıbrıs’ta ve Kıbrıs dışında herkesin anlaması gerekiyor” diyordu. Görünen o ki bu güne değin adada yaşananlardan gereken dersi çıkarmadıkları anlaşılıyor. Halen ilk cumhurbaşkanlarının 1950’li yıllardaki tarlaya ektiklerini yemeye çalışıyorlar. Köprülerin altından akan sudan biraz olsun içmiş olsalardı çözüme doğru yaklaşmış olurlardı. Şimdilerde de böyle bir niyetleri olmadığına göre Mart ayını beklemenin anlamsızlığı kendiliğinden ortalık yerlere çıkmaktadır.
Burada sormak durumundayız. Mendil büyüklüğündeki ülkede Şubat ayında yapılacak olan başkanlık seçim sonucu neyi değiştirecektir? Komünist Akel’in adayı kazansa ne yazar kazanmasa ne yazar. Veya Eoka’cıların partisinin adayı olan Bay Dimitris Anastasiyadis’in seçilmesi neyi veya neleri değiştirecektir. Yıllardan beri seçilerek gelenlerle gidenlerin hiçbir şeyi değiştiremedikleri gerçeğini yaşamış bulunuyoruz. Bireylerin yaşamında 40 yıl belki kısadır. Buna karşın devletlerin yaşamında bu sürenin çok önemli olduğunun unutulmaması gerekiyor. Sonsuza dek şu aday seçilirse Kıbrıs Türkleri için iyimi olur, diğer aday mı daha iyi olur tartışmalarını sürdürmek havana su koymadan dövmekle koşut bir davranıştır.
“27-28 Ocak 1958”de Kıbrıs Türklerinin var olma mücadelesi boyut değiştirmiştir. Anılan tarihe kadar İngilizlerin Kıbrıs Türklerine zarar vermeyeceği ve onları koruyacağı türküsü çığırtıldı. Eoka’cıların saldırıları da beklenmiyordu. Buna karşın haklarını arayan Kıbrıs Türklerine İngilizlerin saldırabilecekleri de düşünülmüyordu. Aradan geçen 56 yıla karşın bu günde koşulların değişmediğini söylemek durumundayız. Sömürgecilere karşı ilk onurlu direnişi gösterdiğimiz bu günlerde şehit olan 7 kardeşimizi bir kez daha saygı ve sevgi ile anıyoruz. Aydınlıklar içinde olsunlar.
Önümüzdeki Mart ayında BM Genel yazmanın müzakerelerin geleceği konusunda ortalık yere koyacağı yol haritasını beklemek kadar anlamsız bir husus olamaz. Fazladan bir değişikliğin olamayacağı gerçeği ile yüzleşeceğiz. BM Güvenlik Konseyi’nin 541 ile 550 sayılı kararlarının geldiğimiz noktada yeniden tartışmaya açılması gerekiyor. Anılan kararları değiştirilemez kararlar olarak düşünmemek gerekmektedir.
Adadaki gerçekleri daha doğru olarak görebilmesi için BM Genel Yazmanı Bay Ban Ki Moon’un gözlük numaralarını değiştirmesi gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…

          
 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi