MENÜ
Erzurum 13°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Oyunların gölgesi
Ahmet Göksan
YAZARLAR
30 Kasım 2012 Cuma

Oyunların gölgesi


“Biz Rum’un ne düşündüğünü, neye hazırlandığını ve içimizdeki Türkiye düşmanlığını niçin ekip geliştirmeye ve yaymaya çalıştığını iyice bilmeliyiz. Aksi halde gafil avlanacağız. Rum barış istemiyor. Savunma hazırlığı adı altında savaşa hazırlanıyor. Hem de kendine, öz kardeşçe savaşa! Barış ve kardeşlik çağrılarının arkasında yatan budur. Kanmayalım.”. 06 Ağustos 1979
                 Dr. Fazıl KÜÇÜK

Kıbrıs uyuşmazlığı konusu her ortamda her toplantıda görüşülüyor ve bazen de çözüm önerileri ortalık yerlere bırakılıyor. Çözüm öneriyoruz diyerek sorunu içinden çıkılamaz noktaya iten kuruluşların da olduğu biliniyor. Bu kuruluşların en önde gideni olarak AB’ni göstermek olasıdır. Eline geçirdiği birincilik unvanını başkalarına kaptırmamak için de uğraşılarını sürdürüyor. Adanın garanticisi olan İngiltere bile bu konuda yaya kalmaktadır. Kıbrıs Türklerine  çıkarlarına uygun düştüğü noktalarda bile oyunlar ve tuzaklar kurduklarının da unutulmaması gerekiyor.
Adı geçen bu kuruluş son dönemde bazı kentleri “Avrupa Kültür Başkenti” olarak ilan ediyor. Üye ülke başkentlerine de aynı ünvanı verdikleri biliniyor. Geçtiğimiz günlerde aldıkları bir kararla mendil büyüklüğündeki ülkede de 2017 yılının kültür başkentinin adını duyurdular. Türklerle Rumların ayrı bölgelerde yaşadıkları karşılıklı geçişlerin olduğu başkent Lefkoşa ile Baf bu ünvanı almak için mücadele ettiler. Sonunda Baf kentini 2017 yılı Avrupa Kültür Başkenti ünvanını kazanan kent olarak kayda geçirdiler.
Lefkoşa kentinin iki bölgesindeki belediye başkanlarının ortak öneri sunmalarının kabul edilmediğinin de bilinmesini istiyoruz. Kıbrıs Türklerini yok sayan bu yaklaşımla Lefkoşa’nın bölünmüş bir başkent olduğu olgusu öne çıkarıldı. Lefkoşa’nın neden nasıl ve kimler tarafından bölündüğünü bilmeyenler varsa İngiliz yöneticilerden sorup öğrenebilirler. Günümüzde de Yeşil Halt affedersiniz Hat diye tanımlanan bölünmenin 1974 yılından sonra bölünmediğini, 1963 yılı Aralık ayında bölündüğünü yine de bir kez daha kaydediyoruz.
BM genel yazmanının Kıbrıs Özel Danışmanı Bay Aleksandr Downer’in uzun sayılabilecek bir süredir yaptığı çalışmalarının ana başlıkları Rum basınında yer almaya başladı. Filelefteros gazetesinde yer alan haberde müzakerelerde iş üretildiğine vurgu yapılırken bunların yeterli olmadığının altı çiziliyor. Büyük umutlar bağlanarak oluşturulan teknik komitelerin çalışmalarının verimli olmadığı belirtiliyor. Bu grubun çalışmalarının güven yaratıcı önlemlerin ileriye götürülmesi için oluşturulduğuna da vurgu yapmak istiyoruz. Birincil sorunun güven olgusunun olduğu bir kez daha kayda geçirilmiş oluyor.
Adı geçen raporun üçüncü bölümünde adadaki siyasi konum da değerlendiriliyor. Mendil büyüklüğündeki ülkede Şubat 2013 ayında yapılacak olan başkanlık seçimleri sonrasında BM inisiyatif alacağı kaydediliyor. Buna koşut olarak “işgal bölgelerinde şekillenmekte olan siyasi olgular incelendi” tanımının yapılıyor olması aymazlık ötesi bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım tarafsız olması gerekenlerin ne kadar taraf olduklarının tipik bir göstergesi olarak ortalık yerlerde sürünüyor.
Son yapılan seçimlerde Yunan Parlamentosuna girmeyi başaran Altın Şafak Partisi, “ Kıbrıs ile Yunanistan fiilen birleşsin” önerisi yapmasını fazladan yadırgatıcı bulmadığımızın bilinmesini istiyoruz. Yadırgadığımız konu Bay Dimitris Hristofyas’ın 2016 yılında Brezilya’da yapılacak olan olimpiyat oyunlarına Kıbrıs Türkleri ile Rumların birlikte katılmalarını isteyen dileğidir. Karşılıklı güven sorunu aşılmadan bu açıklama da neyin nesi oluyor diye sormak durumundayız.
Belirli zaman aralıklarında İsrail ile Filistinliler arasında yaşananları insanlık dışı olarak değerlendirmek belki çok hafif kalmaktadır. Buna karşın özellikle Filistinliler ölenlerle yeni doğanların sayılarını karşılaştırarak zafer kazandıklarını duyuruyorlar. Her iki tarafı da kandan beslenenler olarak tanımlamak olasıdır. Bölgede yaşanan çatışmaların temelindeki olgu genel içerisinde hiç konuşulmaz. 2000 yılında Gazze sahil şeridinde geniş doğalgaz yataklarının bulunduğu adeta unutuldu. İsrail’in doğalgaz gereksinmesini Mısır’dan karşılamakta olduğunu da kaydediyoruz.
Filistin yönetimi British Gaz ve Consolidated Contractors International Şirketine arama izni verdiğinin de unutulmaması gerekiyor. Tarafların uzlaşamaması sonrasında 2007 yılında görüşmeler kesilmişti. İsrail’in Doğu Akdeniz’de mendil büyüklüğündeki ülke ile yaptığı doğalgaz arama çalışmalarına 2007 yılından sonra ivme kazandırdığı biliniyor.
Taraflar arasındaki çatışmaların temelinde bu olgunun yattığını bir kez daha yineliyoruz. Çatışma ve işgal etme çalışmalarının gölgesinde gaz oyunları yatıyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…
 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi