MENÜ
Erzurum 17°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
 Karagöz Oyunu
Ahmet Göksan
YAZARLAR
27 Mart 2010 Cumartesi

Karagöz Oyunu

 

            “Yalnız barışçı değil, bir barış savaşçısıyım. Barış uğruna savaşım vermek istiyorum. İnsanlar savaşa savaş açmadıkları sürece, hiçbir şey savaşları ortadan kaldıramayacaktır”.

                                                                                                                       Albert Einstein

 

            Birleşik Amerika Devletleri başta olmak üzere ilgili ilgisiz adı sanı bile duyulmayan pek çok ülkede bir oyun oynanıyor. Bu oyunun adının Ermeni oyunu olduğunu sizlerde en az bizler kadar bilmektesiniz. Konuya ilişkin olarak yeni tuzakların sırada olduğunu da belirtmek istiyoruz.

1915 yılında yaşanmayan olaylar, gelinen noktada yaşanmış gibi gösterilmenin de ötesine geçmiştir. Adeta kan davasına dönüştürülmüştür. Her yıl Nisan ayına sayılı günler kala bu oyunun ısıtılarak sahneye konuluyor olmasında Birleşik Amerikalı yöneticilerin kusurlu davranışları da dikkati çekmektedir. Benzer yaklaşımların AB ülkelerinde de gündemde tutulmak istenmesi ise ayrı bir garabet örneğini oluşturmaktadır.

Her yıl bu oyunu sahneye koymakta ısrar edenlerin, 2015 yılına hazırlanmakta olduklarını da belirtmemiz şaşırtıcı olmamalıdır. Anılan bu yıl, sözde kırımın 100. yılıdır. Türkiye’nin dostu olduğunu söyleyen bazı AB ülkelerinin de bu kervana katılıyor olmaları çok yüzlü olmalarının bir göstergesi oluyor mu ne…

Geçtiğimiz yıl Amerika’daki bir sigorta şirketi, 1915 olaylarında ölen Ermenilerin yakınlarına tazminat ödenmesini kabul etmişti. Federal Temyiz Mahkemesi bu ödemeyi yasal dayanaktan yoksun bularak iptal etmişti. Bu yargı kararına karşı her hangi bir savaşın ilan edildiğini de bu güne değin işitmiş değiliz. Bu hususu özellikle belirtmek durumundayız…

Bu karar, dünyayı yalanları ile kandırmaya çalışanların suratlarına indirilen bir yargı şamarıdır. Bundan sonra da ders çıkarılması gerekirken bu kez Fransa’da AXA Şirketi ortalık yere çıktı. “Ermeni Soykırımı” kurbanlarının yakınlarına 10 bin dolar civarındaki çeklerini gönderiyor. Kanada’da yayımlanmakta olan Ottawa Citizen gazetesinde konuya ilişkin ayrıntılar yer almaktadır. Yaklaşık bin civarında Ermeni, Fransız ve Amerikan ailesinin bu yardımdan yararlandığı belirtiliyor.

Siyasetçiler, kendi işlerini yaparlarken yüksek tonda konuşarak sorunu çözebilecekleri sanısına kapılıyor olabilirler. Bu yaklaşımı onların değerlendirmesi olarak alıyoruz. Her şeyi onlara havale ederek ellerimiz kollarımız bağlı oturmanın da anlamsız olduğunu vurgulamak istiyoruz.

Yapacağımız işlem çok basittir. Kimseye tankla topla saldırmadan ekonomik yaptırımların gündeme taşınması gerekiyor. Yukarıda adı geçen sigorta şirketi ile varsa ilişkilerinizin sorgulanmasında sayılamayacak kadar yarar olduğunu düşünmekteyiz. Bu sorgulamayı yapmadığınız takdirde boşuna çaba harcıyor olacak mıyız ne…

Amerikan Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesinde konu görüşülürken söz alanlar, “Türkiye’nin Ermeni soykırımı gerçeğini görmezden gelmesini hiçbir şeyin haklı gösteremeyeceğini, artık Türkiye’nin Ermeni soykırımı gerçeğini kabul etmesinin zamanı geldi” diye konuşuyorlardı.

Bu sözlerden cesaret aldığı anlaşılan mahkeme duvarı suratlı Serj Sarkisyan saldırıya geçmekte geç kalmadı. Le Figaro gazetesine yaptığı değerlendirmede, “Türkiye’nin son açıklamaları bana bu protokolleri, yakın gelecekte onaylamayacakları izlenimi veriyor. Biz uyarıda bulunduk. Eğer, Türklerin bu normalleşme sürecini başka amaçla kullandıklarını görürsek, buna gerekli karşılığı veririz ve protokollerden imzamızı çekeriz” diyordu.

Le Fİigaro gazetesindeki bu değerlendirmeyi, tehdidin ötesinde küstahlık olarak almak gerekiyor mu ne…

Amerika ve İsveç’ten sonra İngiltere’nin de Ermenilere ilişkin kararı alabilmek için pusuda beklemekte olduklarına ilişkin haberler, yabancı basında yer almaktadır.   

Yabancılar, siyasetçilerin bu çıkışlarını “Merak etmeyin bu Türkler böyledir. Bağırır, çağırır ama aslında bir şey yapmazlar. Bütün bu çıkışlar aslında iç kamuoyuna yöneliktir” yaklaşımının ne zaman kırılacağı meraka değer doğrusu…

Bu değerlendirme sonrasında, Tevfik Fikret’in bir şiirinde, “Bir gün bu memlekette de sabah olursa Haluk” diye başlayan dizelerini de sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Bir başka husus ise, her şeyin bittiği anlarda geride kocaman aydınlık bir geleceğin olduğunun unutulmaması gerçeğidir…

SEVGİ ile kalınız…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi