MENÜ
Erzurum 14°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yaklaşımın Özverisi
Ahmet Göksan
YAZARLAR
16 Mart 2013 Cumartesi

Yaklaşımın Özverisi

“Milletvekili demek, bakan demek, milletin her türlü derdiyle alakadar olmak değil mi? Marifet oturmak değil, o sandalyeye oturmayı hak etmektir. Bu da ancak bir sınıfa verilecek imtiyazlar, imkanlarla olmaz. Dar gelirli vatandaşın hakkı olan rahatlığı sağlamakla olur. Bu yapıldı mı yapılıyor mu? Maalesef  hayır!”.1978
                 Dr. Fazıl KÜÇÜK

Son dönemde Kıbrıs’ta yaşananlar hiçbir yerde gündem oluşturmuyordu. Kıbrıs işinin (söylendiği şekli ile söylüyoruz) bittiğini Türkiye’nin esas işinin Suriye konusu olduğu dillendirilmeye başlandı. Kısa sayılabilecek bir süre önce de “yine mi Kıbrıs”  söylemleri havada uçuşmaya başladı. Hatta biraz ileri gidenler verelim kurtulalım diyorlardı.Türkiye’nin AB üyeliğinin önünde Kıbrıs’ı engel olarak görenler bile vardı.
Kıbrıs’taki uyuşmazlığın ayrı Türkiye’nin AB üyeliğinin ayrı konular olduğunu ısrarla vurgulayıp söyleyenlere iyi gözle bakılmıyordu.Geçtiğimiz ay adanın güneyinde yapılan başkanlık seçimi sonuçlarının ve yapılan açıklamaların doğru okunması gerekiyor. Yeni seçilmiş olan Bay Anastasiyadis adadaki durumu kendinden öncekiler gibi bir işgal sorunu olarak görüyor. Demek ki Kıbrıs uyuşmazlığında değişen veya değişecek bir hususun olmadığını ve olamayacağını kaydediyoruz.
AB’nin önde giden ülkeleri ekonomik açmazla boğuşuyorlar. Fransa’da yapılan kan değişiminden sonra ülkenin ‘hasta’ olduğu ortalık yerlere çıktı. Hastalığın duyulmaması veya gizlenmesi amacıyla Mali’ye askeri müdahale yapıldı. Bu müdahalenin BM Bilim Kültür ve Eğitim Örgütü tarafından övgüye değer bulunması bir hayli düşündürücüdür. Hastayı iyileştirmek veya moral vermek için övgü yapılabilir. Buna karşın yapılan askeri müdahale sonrasında pek çok suçsuzun ölmesine nasıl ve neden övgü yapıldığını anlayan varsa beri gelebilir.
İtalya’da yapılan seçim ve Fransa’nın hastalanması sonrasında Euro’nun kullanımı konusunda  uyarı geldi. Morgan Stanley; yatırımcılarına bir süre Euro’dan uzak durmaları çağrısını yapıyor. Alman günlük iş gazetesi Handelsblatt’a değerlendirmede bulunan Avrupa Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi Jorg Asmussen; Kıbrıs’ın Euro bölgesi  için sistematik risk oluşturan bir ülke olduğunu söylüyor. Görünen o ki Euro bölgesinde işler hiç de iyi gitmiyor. Kendi içinde siyasi birliği sağlayamadığı bilinen AB’nin şimdilerde ortak para birimi olan Euro karşısında sorun yaşıyor olmasının dağılma sürecini tetikleyip tetiklemeyeceğini birlikte yaşayıp göreceğiz. Euro’yu oksijen çadırına alıp süreci bir süre daha uzatabilirler diye düşünüyoruz. Hiçbir ülke kendi egemenliğinin Brüksel’deki lahana tarlalarında boy vermesini istemiyor. Türkiye’nin üyelik sürecinin olumlu bir noktada olmadığı biliniyor. Hatta geçtiğimiz günlerde Türkiye’yi ziyaret eden Almanya Başbakanı Bayan Angela Merkel tarafından doğrulanarak “ayrıcalıklı üyelik” önerildiğinin unutulmaması gerekiyor.
Sorunlu afedersiniz sorumlu oldukları dönemde mendil büyüklüğündeki ülkeyi içlerine alanların pişmanlık duyduklarını açıklamalarını ibret ve ilgi ile izliyoruz. Yaptıkları açıklamalar kendilerine haklılık kazandırmaz. Yalnızca Niğde pazarının sona erdiğini Bor’a gitmeleri gerektiğini söylemek istiyoruz. Geç gelen pişmanlık ve keşkelerle  yöneticiliğe soyunanların hiçbir değerinin olmadığını sizlerde biliyorsunuz.
Yeni seçilen başkan Bay Anastasiyadis’in halinden pek memnun olmadığını da söylemek olasıdır. Rum basınında ülkesinin iflas senaryolarının yazılıyor olması moral açısından çöküntüye neden olabilir. Kıbrıs adasının etrafındaki doğalgaza bu nedenle dört elle sarılıyorlar. İsrail’le 12. Parselle ilgili stratejik işbirliği anlaşmasını imzalamalarını kendileri için kurtarıcı bir öğe olarak görüyorlar. Vasiliko’daki enerji merkezini Kıbrıs Türklerinin malları üzerinde kurmaya başladıklarını sizlerle paylaşıyoruz. Adı geçen mallar için biçilen değerin 37 milyon Euro olduğunu açıklıyorlar.
Türkiye’nin uluslararası alanda bıkmadan usanmadan savunduğu Filistinliler’in, Hamas’ın aracılığı ile adanın güneyinde “banka işletme izni” aldıkları biliniyor. Gazze’de çalışmalar yapan bir Filistin bankasının adanın güneyinde çalışmaya başlayacak olmasını bir hayli düşündürücü buluyoruz. Türk halkının gösterdiği özverili yaklaşıma karşın Hamas’ın bu yaklaşımını sizlerin değerlendirmelerinize sunuyoruz. İsrail’in bu işlemden rahatsızlık duymadığını en azından ne kadar para aktarıldığını ve bu paraların hangi ülkelerden gönderildiğini öğrenebileceği belirtiliyor. Ne de olsa mendil büyüklüğündeki ülke ile ilişkileri şimdilik düzgün gidiyor.
Türkiye’nin de  Kıbrıs Cumhuriyeti’nin  garanticisi bir ülke olarak Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arama yapma hakkı olduğunu yineliyoruz. İç çekişmeleri bir köşeye bırakarak bu işe dört elle sarılmamız  gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…
 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi