MENÜ
Erzurum 14°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Mücadelenin Simgesi
Ahmet Göksan
YAZARLAR
17 Eylül 2010 Cuma

Mücadelenin Simgesi

“1931’de atıldığım bu mücadelede, halkımın benden beklediği görevleri en dürüst bir biçimde yerine getirmenin huzuru içindeyim. Dava toplum davasıdır. Her türlü çıkarın üstünde tutulmalı ve toplum parçalanmamalıdır”.

                                                                                                                  Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

            Yaz aylarının bunaltıcı sıcakları artık gerilerde kaldı. Adeta bir yıl sonra buluşabilmek dilekleri ile yerini son güz aylarının serinliğine bıraktı. Siyasetçiler de bu yaz sıcaklarına koşut alanlarda topladıkları kitlelere seslenmek için özveriden kaçınmadılar. Sonucunda da nasıl okumak isterseniz öyle bir sonuç ortalık yere çıktı. Bu sürede söylenmiş olanların alanlarda kalacağına inanmak istiyoruz. 

Bizler de adeta siyasetçilerle yarışırcasına çağrılı olduğumuz toplantılara katılmış bulunuyoruz. İç politik tartışmalara fazladan girmedik. Bu gibi konular bizlerin işi olmasa gerek. Kıbrıs’ta yaşananlar bizlerin asli görevidir. Bugüne değin bu tutumumuzu sürdürdük. Bundan böyle de çizgimizi koruyacağımızı yinelemek istiyoruz.

Kastamonu Belediyesi ile Valiliği tarafından düzenlenen etkinliklere katılmış bulunuyoruz. Yediklerimiz ve içtiklerimiz doğal olarak bizimdir. Buna karşın tanık olduğumuz güzellikleri sizlerle paylaşmadan önce, bu güne değin Kastamonu’ya gidememenin üzüntüsünü yaşadığımızı da kaydetmek durumundayız. Kastamonu’ya gelmek isteyenlerin en azından bir haftalık program yapmaları gerektiğini vurguluyoruz.

Her köşesinden adeta tarih fışkıran bu güzel kentimiz, Sevgili Turhan Topçuoğlu’nun Belediye Başkanlığında “Tarihi Kentler Birliği”nin kurucusu olmuştur. Dördüncü dönem başkanlığa seçilen Sevgili Başkanın bu göreve boşuna seçilmediğine kente girişte tanık oluyoruz. Bu yargımızı her hangi bir amaçla söylemiyoruz.

Kastamonu’nun Ulusal Kurtuluş Savaşındaki yerini buralara gelmeden duyumsamak olanaksızdır. Kitap okumakla bu duyguyu yaşamak olası değildir. Bağımsızlık ve Özgürlük mücadelesindeki simge, Şerife Bacı Anıtıdır. O dönemdeki ilkel koşullarda ve bütün zorluklara karşın Türk Anasının mücadelesinin unutulmaması unutturulmaması gerekiyor. Ki genç kuşaklar, buradan alacakları gıda ile ülkenin geleceğini sağlıklı olarak belirlesinler. Halime Çavuşlar ve Emine Anaları da Anadolu kadının gücü olarak görüyoruz.

İnebolu’ya büyük zorluklarla getirilen silahların kağnıların gıcırtıları arasında Anadolu’nun içlerine taşınması kolay bir husus değildi. Doğru dürüst bir yolun olmadığı Küre Dağları’nı aşmak, kurtuluş ve özgürlüğe duyulan bir özlemin göstergesidir. Kundaktaki çocuklarının donmasına aldırış etmeden görevlerini yerine getirenleri, her geçen gün artan saygı ile anıyoruz.

Günümüzde bütün olumlu koşullara karşın Küre Dağları’nı aşarken heyecan duymamak olanaksızdır. Kurtuluş Savaşının geçtiği yerler ve bölgeler ziyaret edilirken Kastamonu’nun görülmemesini büyük bir eksiklik olarak alıyoruz. Kastamonu da savaş olmadı. Buna karşın iller arasında verilen şehit sayısı açısından 3. sıradadır. Bunun rastlantı olmadığına Küre Dağları bire bir tanıklık etmektedir.

Bu tanıklığı, Belediye Başkanı Sevgili Topçuoğlu, “Ülke üzerinde oynanan oyunları bozmak için çalışması gerekenler ise olanlar karşısında etkisiz kalmakta veya bu oyunlara alet olabilecek tavır ve davranışlar sergilemektedirler” sözleri ile bir anlamda doğrulamaktadır.

Yüce Atatürk’ün Şapka Devrimini gerçekleştirdiği Kastamonu’da söyledikleri belleklere kazınmıştır. Kışla Parkı’nın bulunduğu alanda söylediği, “Bir Türk dünyaya bedeldir” sözleri, kentin Ulusal Kurtuluş Mücadelesine verdiği katkının ve özverinin taçlandırması olmaktadır. Öyle kuru kuruya söylenmiş bir söz değildir.

Bu yıl Türk Dünyası Günleri’nin 14.’sü kutlandı. Burada yaptığımız konuşmada bu gün Kıbrıs’ta bir devletimizin olmasına karşın, Kıbrıs Türklerinin varlıklarını korumak için halen mücadele etmekte olduklarını belirtmiş bulunuyoruz. Adada Toprak ve Mülkiyet konusunda anlaşmanın olmadığı noktada varılacak olan anlaşmanın yapay bir anlaşma olacağının da altını çizerek uyanık olunması gerektiğine vurgu yaptık.

Günümüzde Kastamonu da koruma altına alınan geleneksel Türk Evi sayısı 358 adettir. İl merkezinde 564 adet dini, kültürel, anıtsal ve sivil yapının olduğunu söylemek istiyoruz. İl genelinde 1428 belirlenmiş anıtın bulunduğu Kastamonu’yu kısa sürede gezip görmek olanaksızdır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi en az bir haftanın ayrılması gerekiyor. Bizler Kastamonu’ya doyamadık…

Kastamonu’yu “Tarih ve Kültür kenti” olarak tanımlamak fazladan abartı değildir. O zaman buyurunuz bu güzel kentimizi görmeye ve doğru algılamaya…

SEVGİ ile kalınız…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi