MENÜ
Erzurum 18°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kuralsız -lık
Ahmet Göksan
YAZARLAR
6 Aralık 2008 Cumartesi

Kuralsız -lık

Diplomasiyi, ülkeler arasındaki ilişkileri düzenleyen kurallar bütünü olarak tanımlamak olanaklıdır. Bu kuralların sağlıklı yürütüldüğü noktada, sorunların kavga edilmeden hır çıkarılmadan çözülmesi ise olasıdır.

Doğal olarak sorunlar çözülürken ülkelerin çıkarları birincil önceliğe sahiptir veya sahip olmalıdır.

Son dönemde Türkiye’nin yaptığı bir takım ikili anlaşmalar konusunda bazı kuşkuların olduğu söylenmekte ve yazılmaktadır. Bu savların doğruluk derecesi ise bilinmemektedir.  

Türkiye’nin Yunanistan ve Ermenistan’la olan ilişkileri sürekli olarak tartışılmaktadır. Bir ayak topu oyunu gerekçe gösterilerek Ermenistan’la başlatılan görüşmeler ve ikili ilişkiler sağlıklı bir zemine oturtulmadığı için kuşkuları da beraberinde getirmektedir.  

Türkiye, her iki ülke ile olan görüşmelerde sürekli olarak köşeye sıkıştırılarak ödünler koparılmak istenmektedir. Karşı tarafın tutum ve yaklaşımlarında herhangi bir esneme ve yumuşama izini bulanlar beri gelebilirler.

Üstüne üstlük bu tutumları süreklilik kazanmış durumdadır. Bu baskıyı kesebilmenin veya etkisizleştirebilmenin yolunun anladıkları dili konuşmaktan geçtiğinin unutulmaması gerekiyor.

Uzman ve danışman kadrolarla birlikte yurtdışı temsilciliklerdeki görevlilerle siyasetçilerin ortak hareket etmeleri gerekiyor. Bunun sağlanmadığı noktada bunları sürekli olarak yineler dururuz. Yaptığımız bu eleştirilerimiz, geçmişte yaşadıklarımızdan kaynaklanmaktadır.

Aradan geçen uzun süreye karşın gerek Yunanistan gerekse Ermenistan sürekli olarak ödün koparabilmenin tuzaklarını kurmaktadırlar. Böyle bir ortamda görüşmeleri sürdürmenin anlamsızlığı da ortalık yere çıkmaktadır.

O halde yapılması gereken nedir sorusuna da yanıt vermek durumundayız. Yıllar öncesinde görevde olduğumuz dönemde yabancı bir diplomat, “Sizin ülkenizde uluslararası hukuku bilenlerin sayısı on kişiyi geçmez” diyordu.

“Nasıl olabilir” diye sorup üniversitelerimizdeki Uluslararası İlişkiler Bölümlerinden söz ettiğimizde ise, “Uluslararası Hukuk başka Uluslararası İlişkiler farklı olgulardır” diye yanıtlamıştı.

Bu yaklaşımı son derece doğru idi ve haklılık payı da yüksekti.

Bizden sonra bu görevlere gelen gençlere bu gerçekleri anlatmamıza karşın ünlü söylemle “Batı cephesinde değişen yeni bir şeyin olmadığı gerçeğini” yaşamayı sürdürüyoruz.

Yürütülmekte olan ikili ilişkilerin, günlük, hatta anlık düşünülmekte olduğunu üzülerek de olsa izlemek durumundayız.

1 Aralık 1963 yılında Türkiye’nin o günkü ismi ile Avrupa Ekonomik Topluluğu olan AB ile Ortaklık Anlaşması imzalanmıştı. Dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı İsmet Paşa’nın “Biz istediğimiz zaman bu topluluktan çıkabilir miyiz” sorusuna olumlu yanıtı aldıktan sonra imzaladığı biliniyor.

Yakın geçmişten günümüze  -  1960’lı yıllardan sonra  - bu tür bir sorunun sorulduğunu dillendiren olmadı.

Konuşuldu ise en azından basına yansımadı veya yansıtılmadı.

Günümüzde yeni bir İsmet Paşa’ya gereksinim var mı ne…

Yaşamakta olduğumuz olumsuzlukların temelinde yatan bir başka olgu daha vardır. Siyasetçilerin uluslararası ilişkilerde açıkladıkları görüş ve duruşlarının arkasında olmadıkları apaçık ortalık yerdedir.

Ülkeler arasındaki ilişkilerin en üst düzeyde işgüderler tarafından yürütülmekte olduğu ise yaşamsal önemdeki bir başka kuraldır.

Olağanüstü bir durumun ortalık yere çıkması veya ülkenin zarara uğradığı noktada temsil düzeyinin düşürülmesi ise bir başka zorunluluktur.

Böyle bir durumun olmaması halinde temsil düzeyinin düşük tutulması anlaşılır bir husus değildir.

Bu durumun süreklilik kazanması ise bazı çağrışımları beraberinde getirmektedir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Ankara’daki işgüderlik makamı uzun sayılabilecek bir süredir boştur.

Duyurulan nedenlerini anlamakta zorlanıyoruz…

Dini bayramların birleştirici olduğu genel bir kabul görmektedir. Bunu sağlamanın yolunun da tatil süresinin uzatılmasından geçmediğinin de bilinmesi gerekiyor.

Dünya ekonomik krizle boğuşurken, üretimi arttırma çabaları gündeme taşınmaktadır.

Bu nedenle tatil sürelerinin uzatılmasının Türkiye’nin çıkarları ile örtüşmediğini vurgulamak istiyoruz.

Bayramınızı en iyi dileklerimizle kutluyor, yaşamınızın bayramın tadında ve güzelliğinde geçmesini diliyor ve istiyoruz.

                                        SEVGİ ile kalınız…

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi