Kıbrıs’ta yoldaşların daha sık görüşebilmek adına uzlaştıkları duyuruldu. Buna koşut yaban arısı değmiş gibi bir araya gelmeyi sürdürüyorlar. Amaçladıkları, 2008 yılı sona ermeden kendilerince mutlu sona ulaşmaktır. Bu niyetlerinin olanaklı olamayacağına çok yakın bir gelecekte hep birlikte tanık olacağız.
“Yetki ve Güç Paylaşımı” konusundaki pazarlıkların sürdürülüyor olması bazı kuşkuları da beraberinde getirmektedir. Yoldaşların bu kuşkuları giderecek olan açıklamayı tartışmaya gerek duyulmadan net olarak yapmaları gerekiyor.
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Bay Aleksandr Dovner, bozacının tanığı şıracı gibi konuşuyor. Bay Dovner, “Bana göre liderler iyi bir çalışma örneği sergiledi” diyerek köşesine çekildi.
Bir süre önce konuşmama kararı alınmış olmasına karşın bundan vazgeçildiği anlaşılıyor. Bay Hristofyas, görüşmelerde dile getirmediği konuları işine geldiği gibi sızdırıyor. Bu açıklamaları ile yeni oyunlar kurmakla kalmıyor, tuzaklar da kuruyor.
Bay Hristofyas, bu güne değin ortak olarak gerçekleştirilmekte olan askeri tatbikatların durdurulmasını veya iptal edilmesini ortalık yere bıraktı. Yunanistan’la birlikte yaptıkları ortak tatbikatları şimdilik yapmayacaklarını söylüyor.
Benzer bir davranışı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de yapması gerektiğini duyduruyor. Bununla yetinmeyen Bay Hristofyas, “Nikiforos tatbikatının yanı sıra ‘Toros’ tatbikatının iptal edileceğini ve bu önerisinin kabul gördüğünü öne sürüyordu.
Adanın tek sahibi gibi konuşmayı yeğleyen bu bayın oyunlarına alışık olduğumuzu yinelemek istiyoruz. Bu açıklamaların yapıldığı saatlerde bir Rum gazetecinin, “Liderler bu günkü görüşmede askeri tatbikatların iptal edilmesini görüştüler mi” sorusuna Bay Dovner, “Hayır bu konuyu görüşmediler” yanıtını veriyordu.
Çözüme yönelik olarak yürütülen görüşmelerde iki kurucu devlet yapısından söz ediliyordu. Rum Yönetiminin bakışının bu yönde olmadığı ortalık yere çıktı.
Sakız çiğnemeye çalışırken ağzındaki baklayı düşüren Bay Hristofyas, yeni ortaklığın, “tek halk, tek egemenlik ve kurucu eyaletler temelinde olacağını” söylüyordu.
Kurucu devletin buharlaşarak eyaletler düzeyine indirgenmiş olması bir hayli düşündürücüdür. Son yıllarda “en iyi Türk bizim gibi düşünen Türk’tür” söylemine bu yaklaşımla işlerlik kazandırmakla kalmıyorlar. Gerçek niyet ve isteklerini de ortalık yere çıkarıyorlar.
Bu güne değin uyguladıkları gaspçı politikalarını pekiştirmeyi amaçladıkları bu açıklamaları ile kesinleşmiş oluyor. Ne de olsa “alışmış kudurmuştan beterdir” söylemini de doğruluyorlar…
…………………
Kıbrıs’ta Türk varlığının devam etmesi için kurulan Türk Mukavemet Teşkilatı, 50. onur yaşına ulaşmış bulunuyor. Konuya ilişkin olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bazı etkinlikler yapılıyor.
Geçtiğimiz Ağustos ayında başlayan kutlama etkinlikleri adına yaraşır bir şekilde sürdürülmektedir. Önümüzdeki hafta geniş katılımlı olarak yapılacak olan kutlamalarda konu bilimsel açıdan da değerlendirilecektir. Bizlerin de katılacağı bu toplantılarda geçmişten geleceğe ince bir çizginin çekileceğini söylemek istiyoruz.
Yoğun çalışmalarımız nedeniyle sizlerden ayrı kalacağız. Bu nedenle sizlerden iki hafta süre ile izin vereceğiniz inancı ile izin istiyoruz.
Kısa sürede olsa sizlerden ayrılmanın zor olacağının bilincindeyiz. Yeniden birlikte oluncaya dek sağlıkla kalmanızı diliyoruz.
SEVGİ ile kalınız…