MENÜ
Erzurum 18°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Dedeler Korosu
Ahmet Göksan
YAZARLAR
6 Ekim 2008 Pazartesi

Dedeler Korosu

Kıbrıs’ta çözüme ilişkin yürütülen  görüşmelerde en keskin viraja giriliyor. Çünkü toprak konusunun konuşulacağı duyuruldu. Buna karşın “Küresel Köyün İhtiyar Heyeti”nin görüşmeler öncesinde tarafları ziyaret edecekleri bildiriliyor.

“Küresel Köyün İhtiyar Heyeti”nin 2007 yılında, Nelson Mandela ve Gıaca Machel tarafından kurulduğunu da söylemek durumundayız. Bu grup içinde  kim veya kimlerin oldukları bizi ilgilendirmiyor.Buna karşın  Kıbrıs’a gidecek olan heyet üyelerine baktığımız zaman  bu kişilerin geçmişte sorumluluk almış kişiler olduğunu söyleyebiliriz.

08-09 Ekim’deki ziyaretleri sırasında yoldaşlarla görüşülerek kendilerine teşekkür edecekleri kaydediliyor. Yoldaşlar teşekkürü, Kıbrıs’ı yeniden birleştirme çabaları için hak etmişler diye düşünülüyor.

Küresel Köyün İhtiyar Heyetinde Deomond Tutu ile diğer iki üyesi, Amerika Birleşik Devleti eski Başkanı Jimmy Carter ile BM eski özel temsilcisi Lakhdar Brahimi bulunuyor.

Heyette yer almış olan bu kişiler, görevde bulundukları dönemde bulamadıkları çözümü, yaşları 80’i geçtikten sonra mı bulacaklar. Meraka değer doğrusu…

Yaşları nedeniyle Kıbrıs’ın yerini dünya haritasında gösteremeyecek olanların Kıbrıs’ın üzerinden uçakla dahi geçmediklerini düşünüyoruz. BM eski temsilcisinin görevi sırasındaki bakış ve yaklaşımı da biliniyor.

Diğer yandan fıstıkçı diye ünlenen Jimmy Carter’in, başkanlığı döneminde sakız çiğnerken bisikleti süremediği unutulmamıştır.  Sorunun çözümüne o dönemde objektif bakmayıp taraflı bakan bu kişinden,  yardım ummak veya çözüme katkı vermesi beklenemez, beklenilmemelidir.

Bu ziyaret bize Türkiye’de 1960’lı yıllarda “kuyudan adam çıkarma” serüvenini anımsatıyor. Kuyudan çıkanlar, çıktıktan sonra bildiklerini okumayı sürdükleri için bugün içinde yaşadığımız olumsuzlukların zeminin yollarını da döşedikleri unutulmamalıdır.

Küresel Köyün İhtiyat Heyeti’nin ziyareti öncesi bazı hususları sizlerle  paylaşmış oluyoruz. 10 Ekim’de başlayacak olan görüşmelerde toprak konusunun görüşüleceği belirlenmiştir. Siyasi konularda kesin bir çözüme ulaşılamadığı bilgilerini de paylaşmak istiyoruz.

Toprak konusunun yaşamsal önemde olduğunu sürekli olarak katıldığımız her ortam ve toplantıda yinelediğimiz biliniyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti varlığını sürdürecekse (ki mutlaka sürdürecektir) öncelikle sınırları güvence altına alınmış bir toprağının olması bir zorunluluktur.

 Rum tarafının bugüne değin sürdürdüğü toprak konusundaki katı tutumunu biraz olsun esnetmiş olduğunun görüntüsünü vermektedir. Güneydeki Türklere ait topraklar konuşulmazken, Kuzeydeki Rum topraklarını gündemde tutmaya çalışıyorlar. Bunu yaparken de “ne kadarını kurtarabilsem kardır” mantığıyla hareket etmektedirler.

Kuzeydeki toprakların geri alınması sonrasında hemen o topraklara dönme ilkesini de esnetmişlerdir. Nasıl olsa bir gün döneriz yaklaşımını sergiliyorlar.

Buna karşın adanın güneyindeki Türk toprakları için herhangi bir esneme göstermemekte ısrar ediyorlar. Siyasi çözümden sonra konunun çözülebileceğinin sakızını çiğniyorlar. Bunun ötesinde Türk Vakıflarına ait olan topraklar da konuşulmuyor. Bu sorunun Annan’ın belgesi ile çözüldüğünü savlıyorlar.

Siyasetçiler bu belgeyi müzakere zemini olarak kabul ettiklerini sıklıkla yineliyorlar. Uluslararası bir belge olmasına karşın kabul görmeyen bu belgenin müzakerelerde zemin kabul edilmesi anlaşılır bir husus olmasa gerek.

Annan’ın belgesinde “Dini kurumlara ait mallar” diye tanımlanan topraklar adı altında, Türk Vakıflarına ait olan topraklar yok sayılmıştır. Bu tuzak madde üzerinde durulmadan kabul edilen belge,  günümüzde karşımıza “hadi uygulayın” diye çıkarılmaktadır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adına bu toplantılara katılanlar, bu nedenle sessizliklerini  koruyor olabilirler.

1571 yılında Ömer Hilmi Efendi tarafından hazırlanan “Vakıf Anayasası”nın birinci maddesinde “Vakıf mallarının Tanrının malı olduğu, alınıp satılamayacağı, satılmasına karar verilmesi durumunda daha değerli bir malın alınması” gerektiğini yazmaktadır.

İlgilenenlerin bilgilerine saygılarımızla sunmak istiyoruz.

 

SEVGİ ile kalınız.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi