Türk Milleti, tarih boyunca gerek kendi aralarında birbirlerine sağladıkları destekler ve yardımlar ve gerekse yabancılara yaptıkları yardımlar sayesinde dünya milletleri arasında ayrı bir konuma sahip olmuş..Bu da ayrıca bir milli vasfınız olmuştur.
ÖTEDENBERİ..
Tarihimizi incelediğimiz zaman,başımızı hiçbir dönemde belalardan rahat bulamadığımız için çok zengin ve müreffeh bir millet olamamışız, maddi kaynaklarımız devamlı sınırlı ve yetersiz olmuş,bütün servetimizi milletimizi ve vatanımızı korumak için harcamışız..Sadece malımız da değil, canımızı da bu yolda harcamışız.
Bu gün dünyanın 3.büyük ve stratejik ordusuna sahip olmamız da bunu açıkça gösteriyor..Çünkü pahalı bir coğrafya koruyoruz..Rivayete göre sadece komşumuz Rusya'la yaptığımız savaşları alt alta yazıp toplayacak olursak geceli gündüzlü fasılasız 24 yıllık fiili bir süreç ortaya çıkar.
Ya Osmanlı zamanında ta Viyana'ya kadar uzanan savaşlar, imparatorluklarla, güçlü devletlerle yapılan savaşlar ve devamında Ortadoğu, Balkanlar, Çanakkale, Kurtuluş savaşları… Bilmem ki kendi tarihinde bizim kadar ömrünü savaşlarla geçirmiş başka bir millet ve dünya devleti daha var mı ?
YAHUDİLERE BİLE AYNI İMDAT..
Bütün bunları şunun için açıklıyorum : Baştan beri takip edilen bir çizgi var; buna milli çizgi de diyebiliriz..İmdada yetişme.. Zorda kalana,zulme uğrayana yardım etme..Tıpkı bugünkü gibi..Yahudi'nin kan akıtmaya doymayan vahşeti karşısında imdada koşan tek millet ve tek devlet..Türkiye..27 Arap ülkesinden çıt yok..! Diğer İslam ülkeleri başları paçaları arasında,kirpi misali büzüşmüşler veya deve kuşu gibi kafaları kumda..!
Dün de bu vahşeti işleyen Yahudi'nin imdadına yine biz koşmuştuk..İspanya'da kılıçtan geçirilmek üzere olan 500 bin Yahudi, Osmanlı dedelerimiz tarafından kurtarılmıştı..
ERZURUM'DA EKSİ 38 DERECE..
Savaşta,barışta,içte ve dışta herkese karşı fert olarak,millet olarak yardım ellimiz,sürekli muhtaçlara ve imdat isteyenlere uzanmıştır.Düşünüyorum; yaşadığım kent olan Erzurum'da kuru soğuklar eksi 38'lere çıktığı halde, kimse sokaklarda aç ve açıkta kalıp ölmüyor..Gerek devletin sosyal yardımlaşma fonu tarafından yapılan yardımlar ve gerekse belediyeler başta olmak üzere çeşitli vakıflar,dernekler,özel ve tüzel kişiler ile diğer sivil toplum kuruluşları fakirin yardımına koşarlar da koşarlar..Özellikle yaşam için üç temel ihtiyaç olan yakacak,yiyecek ve giyecek hususunda..
Oldum olası Anadolu insanı, her alanda birbirlerine yardım ellini uzatarak birbirlerini idare etmesini başarmıştır.
DÜNYADA DURUM FARKLI..
Ama durum dünyada böyle değil..Geçtiğimiz yıllarda birçok Avrupa'nın metropoliten kentlerinde havaların birdenbire soğuk yapması sonucunda sokakta birçok insan donarak ölmüştür.Kimse,kimseyi sahiplenerek ölümden kurtarmamıştır.
Yine dünyada birisi yer,diğeri bakar manzarası hakim..Dünya nüfusunun yarısı kadarının günlük geliri ortalama 2 dolar seviyesinde..Debdebe içinde yaşayan müreffeh ülkelerle insanları açlıktan ölen ekmeğe muhtaç fakir ülkeler aynı gezegende yan yanalar..Biri diğerine yardım etmiyor..
BÖYLESİ BİR DÜNYA..
Başka bir çerçeve; Tahminen 50 katiriliyon civarında olan dünya servetinin yüzde 80'ni, dünya nüfusunun yüze 10'nun tekelinde..Dünya gelirinin yüzde 20'si ise, dünya nüfusunun yüzde 90'nına kalıyor..Üstelik geriye kalan servetin yüzde 20 'si de, geriye kalan yüzde 90'a sahip ülkeler arasında eşit oranda paylaşılamıyor…Öyle ki adaletsizlik halkaları adeta iç içe ve tam bir yummak halinde..!
Rahmetlik Üstat Necip Fazıl KISAKÜREK sanki bu durum için" Bir kula dokuz pul, bir pulu bekleyen dokuz kul.." veciz bir biçimde bu adaletsiz gelir dağılımını ne kadar da güzel ifade etmiştir..!
Bizdeki imdada yetişme anlayışı, bir yanda milli bir yardımlaşma geleneğine, biryandan da " komşusu açken tok yatan bizden değildir " tarzında olan dini anlayışa dayanmaktadır...
Dünyada dalgalanan mali krizlere rağmen, ülkemizde öne çıkan bu paylaşım ve paylaşımı kabullenme hoşgörüsü sayesinde gözle görülür bir sıkıntı yaşanmamıştır ve yaşanması da beklenmemektedir.
Milletimize has olan bu toplumsal imdada yetişme bağını daha da pekiştirmek lazım pekiştirmek…