Şimdiye kadar başkanın halka dönük olan cephesini işlemeye çalıştık.
Tabii ki bu çok önemliydi. Ama içe yönelik cephesi de önemli..
Başkanın konulara hakimiyeti, mevzuata kendisi vakıfsa kendisi, değilse güvendiği ve yetki verdiği üst düzey yöneticiler vasıtasıyla tam kontrol altında uygulama yapması da o kadar önemlidir.
Ayrıca karar organları olan Belediye Meclisi ve üyeleri, belediye encümeni ve üyeleri, belediye birim müdürlükleri hem kendi aralarında, hem de birbirleriyle olan iş ve sosyal hatta siyasal ilişkilerinde uyumlu, fakat disiplinli bir yönetim ve organizasyona sahip olmasını sağlamak ve bunu öne çıkarmak hem önemlidir.
Hem de kuşkusuz başkanın başarılarına başarı katacaktır. Bunu başaracak olan da, belediye başkanından başkası değildir.
İçteki birliktelik, güç ve dinamizm sağlar. İçteki bu kuvvet, halka yapılacak hizmetlerin zamanında ve kaliteli olarak yerine getirilmesinde rol oynar.
Çünkü günümüzde
Üretkenlik, verim ve başarı ancak çok iyi organize olmuş ekipler sayesinde gerçekleştirilir.
Hiç kimse Süpermen olup tek başına iş başaramaz.
Dolayısıyla belediyelerde de meclisiyle, encümeniyle, her kademedeki personeliyle ve hepsinden önemlisi belediye başkanıyla içte iyi organize olmuş ve sıkılı yumruk misali tek kuvvet haline gelmiş belediyelerin başarılı oldukları ve halka hizmet olarak önemli projeler ürettikleri görülmüştür.
YA BÖYLE DEĞİLSE
Aslında madalyonun bu yüzüne hiç bakmak bile istemezdim.
Her nedense içim bir türlü almıyor. Çünkü belediye kasasına konulan para, çok daha mukkades bir para gibi değişik bir inancım var. Bu parayı gereği gibi yerinde kullanmayan belediyeler var.Ayrıca çevirdiğimiz madalyonun bu yüzüne göre çalışan ve gidişata sahip olan maalesef birçok belediye var belediye..!
Düşünebiliyor musunuz yakacaksız,yiyeceksiz bir gecekondu tipi meskende oturan fakir fukaralar olur.
Meskenin her yanı dökülüyor..sağlıksız,güvensiz..
Aylık gelir ise, konu komşu yardımı ile hayır ve yardım kuruluşlarının yardımı..
Bu vatandaş, bir paket çay veya bir kilo şeker alırken parasını elleri titreye titreye ve bakkalın avucuna kuruş kuruş saya saya ancak alabiliyor..
Siz bu adamdan vergi alıp belediye kasasına koyuyorsunuz..Eğer bu parayı gereği gibi yerinde kullanmazsanız bunun manevi sorumluğunu ve hesabını asla kimseye veremeyeceksiniz..!
İÇTE DİSİPLİN ŞART..
Bir belediye düşünün ki meclis toplantıları kavgasız,çatışmasız geçmiyor, meclis üyeleri biri değerine güvenmiyor, rant ve menfaat çekişmeleri ayyuka çıkıyor..Kamu hizmetinin esamesine rastlanamıyor,
Encümen heyeti ve toplantıları hakeza..Kararlar zamanında çıkmıyor, çıkan kararlar birilerinin menfaatine yönelik olarak çıkıyor veya kanun ve mevzuat kurallarına oturmuyor..Konsensüs sağlanamıyor, kamu menfaati ve hizmeti gözetilmiyor,
Üst düzey bürokrat kesimi başkanı yanıltıyor veya dinlemiyor ve kendi aralarında anlaşmıyor. Bu yüzden belediyenin eşgüdümlü çalışmaları yapılamıyor, koordinasyon sağlanamıyor..
Üst yapıda meydana gelen bu çatışma ve dağınıklık haliyle tabana doğru yayılıyor, amir memur arasındaki hiyerarşik yapı paramparça oluyor,kimse kimseyi dinlemez duruma geliyor.
Tabii ki böyle ortamlarda birileri birilerini kollaması veya siyasi guruplaşmaların mantar gibi türemeye başlaması kaçınılmaz oluyor..Sonuçta disiplin,cezalandırma hatta işten atılmalar adeta felç olmuş konuma geliyor..
İŞE BİLE GELMEYENLER OLUR..
İşte bu hale gelmiş belediyelerde hizmetten söz edilemez. Birileri vicdanın sesini dinleyerek çalışır, birileri çalışanı seyretmekle yetinir. Birileri işe gelir diğer birileri haftada hatta ayda ancak bir sefer iş olsun diye iş yerine uğrar.
Dolaysıyla personel sayısı çok, üretilen hizmet ve yapılan iş yok..İş yaptırmaya geldiğinde adam bulamazsınız, puantaj listelerine batığınız zaman yüzlerce isimle karşı karşıyasınız..
Eğer maaş verdiğiniz insanları çalıştıramaz, ödediğiniz maaşın karşılığını onlardan emek ve hizmet olarak almazsanız, hem adaletsizlik yapmış olursunuz,hem çalışanlarınıza zülüm etmiş olursunuz, hem de uhdenize verilmiş görevinizi yapmamış olursunuz..
Bu halde olan Belediye başkanına şöyle bir soru sorsanız; Belediye sizin özel şirketiniz olsaydı ve bu şirkette çalıştırmak üzere emrinize yüzlerce eleman verseydiler. Siz bu insanları çalıştırmadan, onlardan verim elde etmeden boş gezdirir miydiniz?
Boş tuttuğunuz halde onlara yüz milyarlarca lira ücret öder miydiniz? Ödeyecek olsaydınız şirketinizin ayakta durması ve varlığını koruması mümkün olur muydu?
Tabiatıyla alacağınız cevap olumsuz olacak..O halde,kendinize reva görmediğiniz bu muameleyi devlete yanı belediyenize nasıl reva görürsünüz..!
Oysa günümüzün belediyelere benzer çağdaş işletmeleri, optimum personelle yüksek verim ve büyük hizmet elde eder prensibiyle çalışırlar..
( DEVAM EDECEK )