Kalleşler, Alçaklar …

Ne istediniz, Merasim Sokağı’ndaki masum, günahsız,silahsız insanlardan? Eğer gücünüz varsa Kahraman Ordu’nun karşısına çıkın. Ama çıkamazsınız ki. Çünkü siz korkak, kahpe ve ödleksiniz. Ancak köstebek yuvalarına sığınırsınız.

  Bunu o boş kafanıza iyi sokunuz ki Türkiye, yıldız bir ülkedir. Bu tür alçakça, haince, kalleşçe, şerefsizce tehditler, bu ülkeyi yıldıramaz ve yolundan döndüremez. Hele hele satılmış, başkalarının piyonu, maşası ve kendi ülkesine ihanet edenler bu ülke hakkındaki emellerine kesinlikle ulaşamayacaklardır. Türkiye Devleti her zaman bu bölgenin en güçlü devleti olmuştur ve olmaya devam edecektir.  Kimse bunu yolundan çeviremeyecektir.

   Çünkü bu devlet, bin yıldır bu topraklarda vardır ve varlığnı da devam ettirecektir. Kaldıki bazılarının hasta adam dedikleri dönemlerde, belki o çöküş dönemlerinde bile, dimdik ayakta durmuştur. Eğer birileri, Türkiye’nin pes etmesini bekliyorlarsa çok yanılıyorlar. Yanılacaklar ve büyük bir hüsrana uğrayacaklardır. Çünkü, Türkiye bir yükseliş dönemini yaşamaktadır. Bu yükselişin onlara verdiği korkuyla yükleniyorlar. Sözde, bu ülkeye ayar çekmeye ve bu ülkeyi korkutmaya çalışıyorlar.

  Türkiye bu coğrafyanın merkezidir. Bu coğrafyadaki tüm umutlar da Türkiye’ye yönelmiştir. Türkiye, izlediği çok akılcı politikalar sayesinde, Suriye’de oluşturulan koalisyon, onları bir süre sonra tasfiye edecek ve birbirlerine düşürecektir. Düştükleri Suriye bataklığında nefesleri kesilecek

diz çökecekler ve kendilerini yıpratan korkunç bir savaşla yüzleşeceklerdir.

  Biz millet ve devlet olarak kurulan bu tuzakları çok iyi okuyabilecek bir tecrübeye ve kabiliyete sahibiz. Bu coğrafyada nasıl adımlar atacağımızı, geleceğe dönük ne tür stratejiler izleyeceğimizi çok iyi bilmekteyiz. Çünkü biz bu bölgeyi çok iyi okuyabilmekteyiz. Bunun için, biraz sabır, biraz temkin lazımdır.

  Sözde bu projeleri yapanlar, bu ülkenin bu aklını ne yazık ki iyi okuyama maktadırlar. Onların, bu ülke için oluşturdukları cepheler tutmayacak ve çökecektir. Türkiye bir uyanışta olduğu için, bütün olumsuzluklara rağmen,

bunların bu kirli hesapları bozulacaktır. Çünkü biz güçlü bir devletiz. Bu bölgedeki yürüyüşümüz, katiyyen durdurulamayacaktır. Biz gözü korkan bir millet hiç olmadık ve olmayacağız.

  Dış güçlerin baskıları ve onların bu planlarının tutmayacağı görülmüştür. Onların bu ülke içerisinde oluşturdukları eylemcilerinin eylemleri de güdük kalmıştır. Özellikle bu son üç yılda, imza attıkları o kirli, pis, mülevves eylemlerinden bu anlaşılmıştır. Sözde darbe girişimleriyle, sokak terörleriyle,

satılık kalemleriyle, örgütsel bağlarıyla, satılık siyasileriyle, dış bağlantıları ve sermaye güçleriyle, bazı endişeler ve bu eylemleriyle de bu millete bazı yıkımları yaşattılar.

  Yaptırdıkları etnik kavgalarıyla, mezhep kavgalarına yatırımlar yaptılar. Belki de bu güzel ülkemizi, bir Anadolu beyliğine dönüştürmeye çalışıyorlar. Bir takım kaoslar çıkardılar ve bu kaoslardan faydalanmaya çalıştılar. Türkiye’ye ihanet üstüne ihanet yaptılar. O cüce menfaatleri için bu ülkeyi ateşe attılar. Biz millet olarak bunları hep yaşadık.

   Ama ne oldu? Onlar hep yenildiler ve hep kaybettiler. Bunlardan ders almamışlar ki  yeni  sayfalar açmaya çalışmaktadırlar. Bunlara asla ve kat’a inanmayınız. Bunların ne operasyonlarına ne telkinlerine ne de kamuyu mobilize etmelerine aldırış etmeyiniz. Türkiye bu son üç yılda, belki yirmi yılda yüzleşmesi gereken krizlerle boğuştu. Hepsinin de üstesinden geldi. Bunun da üstesinden gelecektir.  

  Peki, terörün hedefi neden Türkiye’dir? Çünkü, Türkiye, Sykes-Picot’un kölesi değil, Ortadoğu’nun rol modeli olmuştur. 1.Dünya Savaşı sırasında, 29 Nisan 1916’da, Kut’ül Ammare Kuşatması sonrasında, kendisine biçilen, “itaatkârlık” rolünü aşıp rol model olarak, iki milyondan çok Suriyeliyi korumasından, Arap Baharı’na desteğinden, ekonomik ve sosyal alanlardaki

başarısından, büyük devletlerle yarışmasından dolayı, cezalandırılarak terör tarafından hedef alınmıştır.

  Türkiye, kendisini Anadolu sınırları içerisine hapsetmek istediklerini iyi bilmektedir.. Halbuki,Anadolu'nun savunması Saraybos na'dan, Bakü'den, Şam' dan, Bağdat'tan başlar. Dahası Kızıldeniz' den, Hazar'dan, Süveyş'ten başlar. pkk üzerinden güney ilçelerimizin Suriyeleştirilmesi, o savunma hattının ülkemizin kalbine kadar geriletileceğinin işaretidir. Çok acıdır ama bu bir gerçektir.

   Bugün görülen siyasi haritaların ve ülkelerin sınırlarının, oluşturulmaya çalışılan küçük devletçiklerin ve büyük cephelerin belki on yıl sonra olmayacağını, böyle bir harita çizilmeye çalışıldığını, bu haritaya müdahale edilmesi gerektiğini, eğer müdahale etmezse büyük bir zaman içerisinde bu haritanın sınırlarını kendi ülkesi içerisinde karşılayarak savaşlar vereceğini çok iyi bilmektedir. Bu müdahale, diğerleri gibi ne bir emperyalizm hırsıdır ne de kesinlikle bir yayılmacı politikasıdır. Bu kendisini koruma savaşıdır.
   Bu, yüzyıllara dayanan birikim ve tecrübenin ve Türkiye’nin siyasi aklıdır. Türkiye iyi bilmektedir ki bu coğrafyayı kurtarmak, Türkiye’yi kurtarmaktır. Eğer, Allah korusun, Türkiye bu coğrafyadan koparılırsa asla ve kat’a ayakta kalamaz. Çünkü bilmektedir ki bu emperyalist sırtlan klanlarının arasında öyle uysal durmak olmaz. Çok cesur adımlar atması gerektiğini, yapması gereken neler varsa yapmasının elzem olduğunu, bunun da bu milletin ve devletin varlık veya yokluk mücadelesi olduğunu çok iyi bilmektedir.

    Bu sırtlan klanlarının desteğiyle, kendi ülkelerine ihanet ederek önlerine atılan kemikleri sıyırmağı yeğleyen bu adi hainler,pyd ve pkk tarafından bir Kuzey Suriye Koridoru inşa etmeye çalıştıklarını, kartların açıktan oynandı ğını, bu ölümcül oyunda, kendi yeteneğini göstermesi gerektiğini, bir küçük hatanın dahi, ileride çok büyük ve ağır bedeller ödeteceğini,bu coğrafya

nın yeniden şekillendirilmeye çalışıldığını, bu şekillenmede Türkiye’nin ileride kendisini yöneten mi yoksa yönetilen küçük bir ülke mi olması gerektiğini, eğer bu haritaya müdahele etmezse Anadolu’nun sınırlarının yeniden çizileceğini çok iyi bilmektedir.

  İşte bugün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni idare ve temsil eden, AK Parti Hükümeti’nin, böyle riskli belki de bu kadar cesur adımları atmasının sebebi budur. Allah (C.C.) Hazretleri, Saygıdeğer Cumhurbaşkanımız ve Hükümetimizin yar ve yardımcısı olsun. Âmin,Âmin !..

   Özellikle şu son, üç buçuk yılda, bu ülkemize darbeler tezgahlandı, beynelmilel güçler, müdahelelerini birbiri ardınca servis ettiler, sokak terörü estirdiler, devletin ciğerine kadar sinmiş hainler tarafından istihbarat operasyonları yaptılar, Türkiye’yi dünyaya bir terör devleti olarak lanse etmeye çalıştılar, bu millete ağır bedeller ödetmeye yeltendiler.

  Elhamdülillah, bunların hepsinin üstesinden gelindi. Büyük mücadeleler verildi. İçteki hainler, aziz milletimizin de ferasetiyle teşhis edilerek paçavra gibi çamura atılarak tasfiye edildiler. Birçoğu da kurtuluşu yurt dışına kaçmakta buldular. Çünkü vatana ihanet etmenin cezasının ne olduğunu çok iyi biliyorlardı. Çünkü imanları yoktu. Çünkü “Vatan sevgisi imandandır”, mübarek Hadis-i Şerif’inin, muhatabı olmuşlardı.

  Ey aziz ve necip, büyük Türk Milleti !.. Sen hep güçlü, sabırlı, dayanışmacı ve olgun olmayı bildin. Ucuz hesapların ve ucuz kişilerin peşinden gitmedin. On asırdır Anadolu’da bu işleri hep böyle yürüttün. Yaşanan yıkımlara karşı yılmadan büyük mücadeleler verdin. Ayağını yere hep sağlam bastın. Gerek bu topraklarda gerekse üç kıt’ada, yedi düvelden oluşan sırtlan kümelerine karşı, Bedrin Aslanları gibi, zihinleri zorlayan savaşlar vererek hepsini kazandın. Hiç umutsuzluğa düşmedin. Kurtuluş savaşını kazanarak tarihe yep yeni sayfalar açtın. Bugünkü bu hain saldırıları da bitireceksin.

  Aziz Milletim !.. Ülke olarak bugüne kadar, hiçbir tehdite boyun eğmedik belki çok acımasız direnişlere hep devam ettik. Çünkü, Türkiye Devleti güçlü bir devlettir. Onlar da bizim bu gücümüzün farkındalar. Bunların üstesinden geleceğini de çok iyi bilmektedirler. Biz toparlanarak bunların kendi istekle rine göre çizmek istedikleri haritalarını boşa çıkaracağız.

   Mesela bundan iki ay önce, Suriye’de pek çok Amerikalı general pyd’ye sokak çatışmaları konusunda eğitim veriyordu. Kahraman Türk Ordusu’ndan çok üst düzeyde bulunan eğitimli bir ekip, o generalleri ortadan kaldırdı. Vurup dağıttı. Bu, hem Pentagon hem de hain pyd için bir şok oldu. Ama hiçbir söyleyemediler. İşte bizim gücümüz. Bunu çok iyi biliyorlar. Biz gerek bu olayla gerekse Rus ayısının uçağını haklı olarak düşürmekle meydan okuyoruz. Bu da bizim haklılığımızı göstermektedir. Hem meydan okuyacağız hem de kazanacağız.

   Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın bağımsız hamleleri, onları çok rahatsız etmektedir. Onlar da biliyorlar ki gerek Suriye gerekse Irak’ta, bağımsız yürüyen Türkiye’nin önünü kimse kesemez. Rusya da ABD de bunu bilmektedirler. Hain pyd ise, nefes alıp verişlerini bile ABD’ye soruyor. Hepsi Türkiye’nin gücünü iyi biliyorlar. Bugün bu coğrafyada, Türkiye’siz olamayacağını herkes anlamış durumdadır. Eğer Türkiye, arazide bertaraf ettiği yabancıları açıklasa gücümüz çok iyi anlaşılır. Yarın masada güçlü olmak için bunları yapmak mecburiyetinde olduğumuzu herkes bilmektedir.

   Ey hainler,alçaklar, kahpeler, kancıklar ve bunlara yurt içinden destek olan puşt zulaları !.. Ülkemizin güneyinde yürüttüğünüz bu işgal girişimleriniz, sizin çok büyük bir hayal kırıklığınız ile sonuçlanacaktır.Bahar aylarında,Türkiye’ nin  acımasız o gücü tepenize balyoz gibi inecek, hepiniz büyük bir darbe yiyeceksiniz.

   Zaten şu anda Kahraman Silahlı Kuvvetlerimiz ve Kahraman Emniyet güçlerimiz yaptıkları başarılı operasyonlarla, Cizre ve Silopi’yi sırtlanlardan temizlediler. Sıra diğerlerinde. Onları da temizleyerek sınırımızın öteki tarafına yönelik tavırlarını da rahatlatacaktır. Kimse Türkiye’yi tehdit etmeye kalkışmasın, bunu başaramayacaktır.

  Siz ne kadar Haçlı Orduları toplayıp gelirseniz, biz de o kadar, Kılıçaslanlar, Selahattin Eyyubiler, Fatihler,Yavuzlar, Kanuniler, Atatürkler, Erdoğanlar çıkarırız ve sizi bu topraklara gömeriz. Bu toprakları size mezar yaparız.

  Mohaç Meydan Muharebesi’nde, 3 saat gibi, bir maç süresinde mağlup olduğunuzu, Çaldıran’da karınızı ve tahtınızı bırakıp kaçtığınızı,Kosova’da teslim olduğunuzu, Preveze’de Akdeniz’e gömülüp yılana sarıldığınızı, İzmir’de denize döküldüğünüzü, Venizelosun, büyük Komutan Atatürk’e nasıl eğilip bükülerek teslim olduğunu, Diyojen’in, Sultan Alpaslan’a nasıl boyun eğdiğini, Çanakkale’de un gibi ufalanıp yok olduğunuzu, Galiçya’yı, Trablusgarb’ı, Yemen’i, Anafartalar’ı ne de çabuk unuttunuz? İyi biliniz ki bu aziz millet,eline silahı aldığında, karşısında duracak güç kalmaz.

  Ey yüce Allah’ım !.. Gerek bizim ülkemizi gerekse tüm İslâm ülkelerini, bu kafirlerin zulmünden koru. Bizlere güç, kuvvet ve tesanüt ver. Bizleri kafirlere köle yapma. Ezanımızı susturma, Bayrağımızı indirtme.Milletimizi, ordumuzu, yurdumuzu, İslam dinini ebediyyen payidar eyle…

  Şehit, yiğit adam, cennet-mekân, Muhsin Yazıcıoğlu’nun dediği gibi, “Salıverin dua kuşlarını ; mazluma rahmet, zalime azap olsunlar”.

  Ya Rabb’el Âlemin, buyuruyorsun ki “Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz” bizler de inanıyoruz,Senin yardımınla başarılı olacağız. Rahmetini, yardımını, bereketini, Hükümetimizden, Kahraman Silahlı Kuvvetlerimizden ve asırlarca İslâm’ın bayraktarlığını yapmış olan bu aziz ve necip milletten esirgeme. Senin her şeye gücün yeter. Âmin, Âmin, Âmin !..