MENÜ
Erzurum 22°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Sözde Akademisyenler
Mustafa Damlarkaya
YAZARLAR
18 Ocak 2016 Pazartesi

Sözde Akademisyenler

 Saygıdeğer Cumhurbaşkanım, Sayın Başbakanım, Sayın Bakanlarım,

Sayın 317 AK Parti Milletvekillerim, Sayın YÖK Başkanım ve Büyük Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, korkusuz, cesur, yürekli, vatanperver Cumhuriyet Savcılarım !..

   Saygıdeğer Cumhurbaşkanım, Sayın Başbakanım, Sayın Savcılarım !.. Bunlar eğer bu sözleri, İngiltere’de İRA için söyleselerdi, İspanya’da ETA’yı övselerdi, Almanya’da Baydermenoff için, Fransa’da DAEŞ için övgüler yapsalardı, hepsi anında, hiç zaman kaybetmeden içeri tıkılırlar ve ünvanları da anında ellerinden alınırdı. Peki  biz neden bekliyoruz ? Niçin hemen gereğini yapmıyoruz? Lütfen, lütfen!..

  Allah rızası için, lütfen, mübarek şehitlerimizin, akan mübarek kanlarının hatırası için, gazilerimizin hatırası için…

  Bu akademisyen müsveddelerinin görevlerine son veriniz. Bunları, Büyük Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaşlığından çıkarınız. Bunları bu ülkeden sürünüz. Sakına ha sakın,bunları gözaltına almak gibi bir oyalanma içerisine girmeyiniz.Çıkarılması gereken kanun varsa lütfen hemen çıkarınız ve gereğini yapınız.

  Bir de utanmadan, arlanmadan, çıkıp Türkiye Cumhuriyeti’ni, Hitler Almanyası’na benzetiyorlar ve yayımladıkları bildirinin arkasında olduklarını söylüyorlar. Ey echeller !.. Eğer siz Hitlerin o Almanyasında olsaydınız şimdiye kadar çoktan ya fırınlarda yakılmış ya da sabun kazanlarında çoktan köpük haline gelmiştiniz.

  Sözde aydın ve akademisyen artığı, bu katil pkk destekçilerinden, millet olarak büyük utanç duyuyoruz. Çünkü, bu cahiller, Büyük ve Güçlü, Türkiye Cumhuriyeti’ni hâşâ, katil ilan ettiler, katil pkkya da övgüler düzdüler.

  Ey echeller !.. Hem bu Büyük Devlet-i Aliyye’nin, nazlı nimetini yiyin hem  aldığınız paralarla (haram olsun, zehr-i zıkkım olsun) saltanat sürün, sonra da kalkıp bu Devlet-i Aliyye ve bu aziz millete ihanet edin. Bunun hesabı sizden kesinlikle sorulmalıdır.

  Ey sözde akademisyenler !.. Şurasını iyi biliniz ki Büyük Türk Milleti, şanlı tarihi boyunca çocuk, genç, yaşlı, kadın-erkek, hiçbir insanı suçlu da olsa kesinlikle öldürmemiş ve bunlara kılıç çekmemiştir. Kaldı ki Güneydoğu’da ölenleri bu ülkenin ne Askeri ne de Polisi değil, katil pkk öldürdü ve öldürüyor.

  Otuz yıldan beri pkk; çocuk, yaşlı, bebek demeden insanları öldürüyor, tarihi yerleri, evleri, okulları,hastaneleri yakıp yıkıyor, insanları göçe zorluyor vb.vb.

  Peki bunları neden söylemiyor ve dile getirmiyorsunuz ? Sizin insani anlayışınız ve demokrasi düşünceniz bu mu? Batsın bu düşünceniz.

  Öyle görünüyor ki sizler, emir aldığınız efendilerinizin emirlerini yerine getiren hem birer militan hem de birer bağnazsınız.

  Nasıl oluyor da sizler, karnınızı doyurduğunuz vatanınıza karşı böyle bir bildiriyi kaleme alarak kendi devletinizi ve hükümetinizi katil ilan edip katil pkk ve onun siyasi uzantısı hdpyi de hem meşru hem de masum ilan ediyorsunuz? Bunun hesabı sizden derhal sorulmalıdır.

  Ülkemizin bir bölümünde, 30 yıldır eli silahlı terör örgütü şehirlerde, ilçelerde, köylerde yapmadığını bırakmıyor, oradaki Kürtlere çok büyük işkenceler yapıp zulümler uyguluyor, onlara hayat haklarını bile çok görüyor, ülkemizi, Suriye’ye dönüştürmek istiyorlar, bakınız neler yapıyorlar, yöre halkımızın üzerinde kanlı bir diktatörlük kurmak istiyorlar, bunun için çalışıyorlar, bu yöremizin sözde yönetimini almak istiyorlar, kendi kendilerine gelin güveyi olup öz yönetim ilan ediyorlar, bunu yaparken de kesinlikle orada yaşayan Kürtlere ne soruyorlar ne onları kâle alıyorlar, buna karşı çıkanları öldürerek sindiriyorlar, yöre halkı da bu zulüm ve baskılardan dolayı kendi yerlerinden kaçıyorlar, bütün bunları yapan bu terör örgütüne karşı devletimizin meşru güvenlik kuvvetleri, meşru, hukuki olan ve haklı olan mücadelesini sürdürüyorlar, siz de kalkıp bundan rahatsızlık duyuyorsunuz ve içinizdeki o pis kininizi kusuyorsunuz. Sizin bu yaptığınızın neresi demokrasiyle uyuşuyor veya bağdaşıyor ? Öyle görünüyor ki bu demokrasi gömleği, size çok geniş gelmiş, herhalde kısılıp kesilip ufaklanması lâzım.

  Sizin akademisyen olarak göreviniz; bağımsız tüzel kişiliğe sahip ve müşterek çıkarları ve kişiler topluluğu olarak bilgiyi aramak araştırmak bulmak ve yaymaktır. Bugün tüm dünyada yüksek öğrenimin temel amacı da;salt bir öğrenim değildir.İşlevi,hedefi ve yükümlülüğü olarak;nitelikli insan gücünü sağlamak,araştırma yapan bilim insanı yetiştirmek uluslararası ölçekte araştırma yaparak bilgi üretmek ve bu üretilen bilgiyi teknolojiye dönüştürerek satmak ülkeye giren dövizlerle ülkeyi zengin kılmak ve topluma aktarmaktır.

  Sizde bunların hangisi vardır ? Hiçbirisi. Yıllardır teknolojiye milyar dolarları verdik.Paramız hep dışarıya gitti.Ne yazık ki biz üretip satıp zengin olamadık. Siz, akademisyenlerin görevini herhalde, akademik bilgileri öğrenciye aktaran salt bir kurum olarak görüyorsunuz ? Yazık çok yazık.Yatmayın, üretin,satın ülke zengin olsun. Asli göreviniz bu.Bunu, bugüne kadar neden yapmadınız? 

  Uluslararası bir başarınız var mı ? Hayır, yok. Mesela içinizden Nobel Ödülü alan bir akademisyeniniz var mı? Hayır, yok.Bir teknolojik buluşunuz var mı?  Hayır,yok. Bir projeniz, bir icatınız var mı? Hayır, hayır, hayır !..Yok ,yok, !..

  İşte sizin asli görevleriniz bunlar, kısaca değindim. Siz oraya ideolojilerinizi kusmaya mı gittiniz, yoksa bilim, bilişim, teknoloji üretmek, yüksek düzeyde araştırma yapmak patent alıp teknolojiye uygulamak ve sanayi ürünü meydana getirmek için mi gittiniz? Tabii ki birincisini yapıyorsunuz. İkinci sayılan yapmanız gereken asli görevinizi yapmıyorsunuz. Öyleyse sizin için derhal gereği yapılmalıdır. Sizler bu aziz milletin parasını alıp sonra da bu aziz ve necip millete ihanet edemezsiniz.Bunun için sizlere bu fırsat verilmeyecektir.

   Bu ülke sizin gibi ne sözde akademisyenler görmedi ki; cübbelerini giyip caddelerde utanmadan askeri göreve çağıran, cuntacıların emirlerini yerine getirip bilim yuvası üniversiteleri askeri kışlaya çeviren, cuntacıların emirleriyle lokma gibi, doktora payesi dağıtan, cuntacıların emirleriyle yüz karası Anayasa yapan, bu vatanın kız çocuklarını, başları örtülü diye üniversitelerden kovan, namaz kıldıkları için görevlerine son verilen öğretim üyelerine ve diğerlerine, yapmadıkları zulümler bırakmayan, daha neler neler… Ne oldu, bunların şimdi yerlerinde yeller esmiyor mu? Esameleri bile okunmuyor. Bu müflis ideolojilerin peşinde koşan kişisel taassup ve karakter bozukluklu, sözde akademisyenler şimdi yoklar.

    Eğer bugün üniversitelerimizde halen daha Marksist, Leninist gibi sapık ideolojilere hizmet ederek milli serveti yakan,yıkan ve tahrip eden, okumak isteyen gençlere döner bıçaklarla saldıran,bir takım sapkınlar varsa bütün bunlar, bu evsafını saydığımız, bu etiketli sözde akademisyenlerin yüzünden olmaktadır.

  Halkın değerlerine yabancı, ülke gerçeklerinden kopuk kendilerinden başka kimsenin itibar etmediği ham düşünceler peşinde koşan bu gafillere sormak lazım ; acaba bunlar hangi ülkede yaşamaktadırlar, Katliam derken sürgün derken hangi ülkelerin insanlarından bahsetmektedirler. Bunlar sanki, herhalde başka bir ülkede yaşamaktadırlar. Bu nasıl büyük bir gaflet, dâlâlet ve hiyanettir.

  Bunlar, terör örgütünün Güneydoğu’daki bazı il ve ilçelerde Devrimci Halk Savaşı adı altında, halkı rehin alarak onlara adeta zulmettiklerini, Belediyelerin yardımıyla hendekler kazıp her tarafı bombalı tuzaklarla döşeyerek o bölgeyi adeta patlamaya hazır bir bomba haline getiren bu pkkyı göremeyecek kadar kör ve basiretten mahrum mudurlar ? Evet, aynen öyledirler.

  Bunlar akademisyen ve aydın falan da değiller. Olmaları da imkansızdır. Bunların işledikleri  “terör ve teröristi  övmek suçlarından” haklarında derhal soruşturma açılıp görevlerine son verilmelidir.

  Bunların yayımladıkları bildirinin, Kandil tarafından hazırlanıp ellerine tutuşturdukları ve okumalarını istediklerinden başka bir şey olmadığını bilmeyen yoktur.

  Bu cennet vatanın, bu basit, hain ağızlara hiç mi hiç ihtiyacı yoktur. Bunların bu ülkenin temiz gençlerine verecekleri hiçbir şeyleri de yoktur. Bunlar öğrencilerin beyinlerine, bilgi yerine iyi hainlik ve nifak tohumları ekerler.

  Kastlaşmış oligarşik yapı ve pkk taşeronu olan bu şahıslardan, ülkemizin böyle nazik bir döneminde ve ülkemizin teminatının desteğe ihtiyacı olduğu, böyle bir zamanda, mutlaka hesap sorulmalıdır.

  Üniversitelerimiz, bu tür asker ve polis katillerinden, vatan ve millet karşıtlarından,Türkiye’nin büyümesini, ilerlemesini, güçlenmesini istemeyen, fakir ve fukaranın vergisinden maaş alıp  bilimsel alanda daha bir arpa boyu bile ilerleyemeyen, siyaseti bütün yönleriyle üniversitelere sokan, bu nankör ve aydın kılıklı hainlerden

temizlenmelidir.

  Bölge halkına gözyaşı ve sürgünü yaşatan, pkknın bütün bu suçlamalarını adeta takdis eden bu güruhtan, milletimiz utanç duymaktadır. Çünkü bunların istedikleri şey bölünmedir.

  Bunlara kol kanat geren ve bunların yaptıklarını görmezden gelen ve bunları görevde tutanlar da en az bunlar kadar  mücrimdirler. Herhalde bir kaht-ı recul dönemi yaşamaktayız.Bunlara bu fırsatlar verilmemelidir.

  Kimse bu devlete ve bu millete ayar çekemez, bunlarla hesaplaşmaya kalkışamaz, ülke ve vatan söz konusu olduğunda, bu amele parçalarının,

birlik ve beraberliğimize kalkan bu elleri kesinlikle kırılır.

  Bu hendekçi akademisyenler, yayımladıkları o bildiri ile Devletimizi yıkmaya, düzenimizi bozmaya, halkımızı da kargaşa ve isyana teşvik etmektedirler, bu pis hareketleri ile bu aziz milletimizi aşağılayarak Devletimize ihanet etmektedirler.

  “Analar ne yiğitler doğurmuş” sözünün muhatabı olan, ey vatanperver Savcılarımız !.. O, yetim kalarak feryatları yürekleri dağlayan evlatların, göz yaşları sel olup akan, ana ve babaların hatırı için, bunlardan hesap sorun.

  Ey  echeller !.. Bu aziz ve necip millet, 1805 yılından beri gelen, 49 ayaklanmayı bastırmıştır. Şimdi bunu da bastıracak ve bu güzel ülkemizi huzur ve refaha kavuşturacaktır. Bundan asla şüphemiz yoktur. Sizin yaptığınız da yanınıza kalmayacak ve idarecilerimiz bunun hesabını sizden soracaktır.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Tortumli
 4 Şubat 2016 Perşembe 19:23
Editörün hangi kritere göre incelediği,kapasitesi ve nosyonunu buna yeterli olup olmadığına kim karar vermiş doğrusu çok merak ediyorum!
 mükremin sarıgül
 24 Ocak 2016 Pazar 12:56
hacam bunların taklit mezhepleri tefrika meşreplerihamakat şöhretleri ihanet karakterleri karanlık kalpleri zihinleri atalet mektepleri olan parazitler olarakgörüyorum ALLAH SİZLERDEN RAZI OL SUN une es ki öğrenciniz olarak size miinnettarım hürmetle ellerinizden öpüyorum
 SÜLEYMAN TURAN
 20 Ocak 2016 Çarşamba 16:16
DİNİ, MİLLETİ, DEVLETİ, VATANI, BAYRAĞI TARTIŞMA KONUSU YAPTIRMAYIZ. ŞAHSIMIZA KONUŞSUN, DİNLERİZ. AMA BU KUTSAL DEĞERLERİMİZ HAKKINDA KONUŞANA TAHAMMÜLÜMÜZ YOKTUR. BUNLARIN ALEYHİNE KONUŞMAK ÖZGÜRLÜK DEĞİL HAİNLİKTİR. MUSTAFA HOCAMA YÜREKTEN KATILIYORUZ.
 dadaşım
 18 Ocak 2016 Pazartesi 09:38
Çok mükemmel bir yazı.Vatan hainlerine verilmesi gereken en güzel cevap verilmiş.Bizler bu ülkenin ekmeğini yiyip bu ülkeye ihanet eden hain çetelerini bu ülkede istemiyoruz.Kahrolsun gitsinler.Onların bu ülkede yerleri yoktur.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi