MENÜ
Erzurum 18°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Hz.Ebubekir (R.A.) Menkıbesi
Mustafa Damlarkaya
YAZARLAR
25 Aralık 2015 Cuma

Hz.Ebubekir (R.A.) Menkıbesi

Allahü teâlâ, hiçbir peygamberine vermediği kerâmetleri (üstünlükleri) bana verdi. Kıyâmette en önce kabirden ben kalkarım. Allahü teâlâ, dört halîfeni (çihâr-ı yâr-ı güzîni) çağır buyurur. Onlar kimlerdir yâ Rabbi? derim. Ebû Bekr'dir buyurur. Yer yarılıp Ebû Bekr, herkesten önce kabirden çıkar. Sonra Ömer, sonra Osman, sonra Ali kalkar. (Hadîs-i Şerîf. Menâkıb-ı Çihâr-ı Yâr-ı Güzîn)

------------

   Hz.Ebubekir-i Sıddık (R.A.), asla puta secde etmediğidir :

   Ebü’l Hasan, Ebu Hureyre’den rivayet eder ki Resulullah (S.A.V.) Hazretleri bir gün Ashab-ı Güzin ile oturmuşlardı. O sırada Hz. Ebubekir (R.A.) dedi ki :                  - Ya Resulullah !.. Senin hakkın için ki ömrümde puta secde etmiş değilim.

  Hz. Ömer (R.A.) dedi ki :

- Niçin Hazretin hakkında yemin edersin ? Bu kadar zaman, cahiliyette  gezerdin.

  Hz. Ebubekir (R.A.) dedi ki :

- Pederim Ebu Kuhafe, bir gün beni alıp puthaneye götürdü. Bunlar senin Allah’ındır. Bunlara secde eyle dedi. Ve beni orada koyup gitti. Ben ileri vardım. Puta:

– Karnım açtır, bana taam ver dedim, cevap vermedi. Su istedim cevap vermedi. Üryanım bana esvab ver dedim cevap vermedi.Ben elime bir taş alıp puta dedim ki :

 - Bu taşı senin üzerine atarım eğer ilah isen, mani ol dedim,cevap vermedi.

Ben taşı attım, putu vurdum.Yüzü üzerine düştü. Babam gelip gördü. Bana:

- Ey oğul !.. Niçin böyle edersin ? Dedi. Sonra beni alıp eve getirdi. Valideme ahvali hikâye eyledi. Validem dedi :

- Bunu kendi haline koyalım.Bunun hakkında Hak Teâlâ tarafından bana hitap gelmiştir ki eseri, zuhur edecektir.

Sonra ben valideme dedim :

- Benim için  sana gelen hitap ne idi ?
Validem dedi :

- O gece ki seni doğurmam yakın oldu. Ağrı tutup ıstıraba düştüm. Gaipten bir avaz geldi ki :

 “ Ey Hatun !.. Müjde olsun sana  ki senden bir vücut zuhura gelecektir ki yerde adı atîk ve semada sıddık ve Hz. Muhammed’e yâr-ı refik olacaktır”.

 Ebu Hureyre (R.A.) der ki :

- Hz. Ebubekir (R.A.) sözünü tamam etti. Cebrail (A.S.) nazil oldu ve Hz Resulullah /S.A.V.)’e “Sıddık-i Ebubekir’dir” dedi.Yani ; “Ebubekir gerçek söyler” diye üç kere tekrar etti.

 -----------------

   Resul-i Ekrem’e, kemâl-i hizmeti.

   Rivayet olunur ki Hz. Ebubekir (R.A.) bütün mal ve mülkünü, fisebilillah tasadduk edip bir hırka ile evinde otururken bir kimse gelip kapıyı çaldı. Hz. Ebubekir (R.A.) dışarı çıkıp gördü ki bir kimse kapının önünde durur.

- Ne istersin, dedi.

- Ya Ebubekir !.. On bin akçe borcum var.Bugün beni havaleye verdi. Borcunu istiyor. Şimdi lütuf ve kerem edip benim borcumu ödeyip beni kurtarasın.

 Hz.Ebubekir dedi ki :

- Ya miskin !.. Görmezmisin beni ki malımı ve esvabımı, Allahu teâlâ yoluna verdim. Hatta arkamdaki elbisemi bile bir fukaraya verdim. Şimdi bir hırka giyip oturmuşum. Mal ve elbise kalmadı. Senin borcunu nereden ödeyeyim?

O kimse dedi ki :

- Bildim ve işittim ki sende mal kaldı. Senin fazlından umarım ki benim borcumu ödeyesin.

  Hz. Ebubekir’in ihtiyarı kalmayıp bî- ihtiyar varıp bir Yahudiden on iki bin akçe istedi ve dedi ki :

- İnşallahü teâlâ, yarın öğleden sonra paranı öderim.

Yahudi dedi ki :

- Ya Ebabekir !..Yarın öğleden sonra malımı bulup ödeyemezsen nasıl olacak? Hz. Ebubekir (R.A.) buyurdu ki :

- Eğer yarın öğleden sonra senin paranı bulup ödeyemezsem, kendi nefsimi sana köle eylerim. Eğer diler isen satıp pahamı alırsın, eğer diler isen beni köle gibi çalıştırısın.

  Bu karar üzerine Yahudi çıkarıp Hz. Ebubekir’e on iki bin akçe verdi. Ebubekir Hazretleri de o akçeyi alıp borçlu olan fakire verip dedi ki :

- Var borcunu ver  dedi. Kendisi de eteğini silkip oturup Allahü Teâla Hazretlerine tevekkül eyledi. Ve yarın öğleden sonra ödeyeceği parayı nereden bulup ödeyeceğini düşündü. Nihayet şöyle dedi :

 -Yarın gider o Yahudiye kölelik ederim. Sonra kalktı, Hz. Aişe’nin evine gitti. Selam verip dedi ki :

- Ya kızım !.. Bilmiş ol ki dün bir Yahudiden on bin akçe alıp bir fakirin borcunu eda eyledim. Ve bugün öğleden sonra akçeyi bulup vermem lazım. Eğer bulup veremezsem kendi nefsimi o Yahudiye vereceğim. Şimdi vacip oldu ki varıp nefsimi o Yahudiye köle edeceğim.

  Hz. Aişe’nin kalbine hüzün gelip ağladı. İkisi de hasretle ağladılar. Hz. Ebubekir kızını okşayıp ağlaya ağlaya çıkıp gitti. Hz.Aişe anamız da ağlarken mübarek gözünden bir damla yaş inip yere düştü. Hak Sübhane ve Teâlâ Hazretlerinin kudretinden bir nurani cevher halk olundu. Hz.Aişe (R.A.), bu cevheri görüp sevindi. Ve babasını çağırıp dedi ki :

- Geliniz ya Ebi, geliniz ya Ebi !..

  Hz.Ebubekir (R.A.)  dönüp geldi. Dedi ki :

- Ne dersin, ya kızım ?
Hz. Aişe (R.A.) dedi ki :

- Hak Cella ve Âlâ Hazretleri bana merhamet etti Gözümün yaşından bir cevher halk etti. Şimdi bu cevheri pazara götür sat, borcunu eda eyle. Hz. Ebubekir de o cevheri alıp pazara gitti. Hak Sübhane ve Teâlâ, Cebrail (A.S.)’e emir etti ki :

- Ya Cebrail !.. Habibim ve Resulüm Muhammed Mustafa’nın zevcesi, Aişe’nin gözünün yaşından kudretimle bir cevher halk ettim. Kulum Ebubekir, o cevheri alıp pazara gidiyor. Şimdi çabuk git,cennette kudretimin hazinesinden, yirmi bin altın al ve nurdan bir tabağın içine koyup Ebubekir’in önüne çık, o cevheri satın al, bana getir ki o cevher bana gerekir. Ki o cevheri arşımda koyayım ki onun nuru arşımda ziya vere. Ve mümin kullarımın kabirleri o cevher ile minnûr ola.

  Hz. Cebail (A.S.) de yetişip cennetin hazinesinden yirmi bin altın alıp bir nurdan tabak içine koyup insan suretine girip Hz. Ebubekir ‘in pazarda önüne çıktı. Ve dedi ki :

- Ya Ebabekir !.. Elindeki nedir,satar mısı ?  Ebubekir (R.A.) dedi ki :

- Satarım.

  Cebrail (A.S.) dedi ki :

- Ne istersin?

  Ebubekir (R.A.) dedi ki :

- On iki bin akçe isterim.

  Cebrail (A.S.) dedi ki :

- Bunun kıymeti en iki bin akçe değildir. Buna yirmi bir altın vereyim.

  Ebubekir (R.A.) buyurdu ki :

- Eğer o paraya alırsan sen bilirsin.

  Cebrail (A.S.) dedi ki :

- Aç eteğini.

  Hz. Ebubekir (R.A.) eteğini açtı. Hz. Cebrail (A.S.) eteğine altınları koydu. Hz. Ebubekir (R.A.) altınları alıp saadethanelerine geldi. Gördü ki akçe aldığı Yahudi kapının önünde  çağrışıp der ki :

  “ Ya Ebabekir !.. Gel akçemi ver. Veyahut kölemsin. Seni hizmetimde çalıştıracağım.

  Hz. Ebubekir (R.A.) arkasından gidince o Yahudi ayak seslerini duyup arkasına baktı. Gördü ki gelen Ebubekir’dir. Hz. Ebubekir (R.A.), Yahudiye dedi ki :

- Aç eteğini. Yahudi eteğini açtı. O yirmi bin altını Yahudi’nin eteğine döktü. Yahudi dedi ki :

- Bu altın nedir ?

 Hz. Ebubekir (R.A.) buyurdu ki :

- Yirmi bin altın borcum yerine.

 Yahudi dedi ki :

- Senin bana borcun yirmi bin akçedir.

  Hz. Ebubekir (R.A.) buyurdu ki :

- Bu altın,senin akçen bereketidir.

  O zaman Yahudi altının birini eline aldı, gördü ki üzerinde yazılmış ki :

 “ Lâilaheillallah Muhemmedun Resulullah ve diğer yüzünde de “Gulhüvallahü ahed” suresi kudret kalemiyle yazılmış.

  Yahudinin kalbine bir halet geldi. Hidayet-i Rabbani yetişti. Dedi ki :

-  Ya Ebabekir !.. Bildim ki senin dinin hak dindir ve gerçekten sen evliyasın. Muhammed de hak peygamberdir,deyip şehadet kelimesini söyleyip sıdkla Müslüman oldu. Ve o altınları, din aşkına bütün fukaraya dağıttı. Kendisi de ehl-i havâsstan oldu.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Hüseyin Demir
 10 Aralık 2022 Cumartesi 17:59
Mustafa Hoca, yazınızı okudum. Din bilgini değilim, öğrenmeye çalışan öğrenciyim. Ebu Bekir ile ilgili anlatımlarınız biraz fazla abartı değil mi? Anlatımlarınız Kuran'ın ruhuna aykırı değil mi? Dini sevdirmeye çalışırken dine zarar vermiyormusunuz? Her rivayeti hadis kabul edersek ortada din kalmayacak. Yanılıyorsan özür dilerim. Saygıyla. Hüseyin DEMİR mhdemir63@hotmail.com
 erzurumlu
 27 Aralık 2015 Pazar 18:23
Çok güzel ve anlamlı bir yazı.Allah razı olsun. Zaten çok yararlı yazılar yazıyorsunuz.Teşekkür ederiz.Bu yazının diğerlerini de bekleriz.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi