MENÜ
Erzurum 22°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Gazâ ve Cihâdın Fazileti
Mustafa Damlarkaya
YAZARLAR
25 Ocak 2016 Pazartesi

Gazâ ve Cihâdın Fazileti

Bir gün bir adam gelip Hz.Ali (K.V.)’ den gazâ ve cihâdın faziletini sual etti. Hz. Ali ( R.A.) ona dedi ki :

-  Senin bana sorduğun bu soruyu, cihâda giderken ben, Hz .Resulullah (S.A.V.)’dan sual ettim. O da bana şöyle buyurdu :

-  Bir kavim ki gazâya niyet eylese Hak Sübhâne ve teâlâ onlar için, cehennemden necatına berat yazar. Ve her kaç kimse sefere hazırlansa Hak Cellâ ve âlâ  onlarla, melâikeye iftihar edip buyurur ki :

-  Görün benim kullarımı ki benim yolumda gazâya hazırlanırlar. Resulullah (S.A.V.) yine buyurdu ki :

-  Ne zaman ki onlar ehline ve evladına veda eylese evinin duvarları, onlar için ağlarlar. Onlar günahlarından çıkıp anasından doğmuş gibi olurlar.Yılanın derisinden çıktığı gibi. Ve Hak Sübhâne ve teâlâ, her adama, kırk bin melek verir ki onu dört yanından korurlar. Onlar ki her ne hasene ve sevap işleseler, iki kat yazılır. Ve ona bin abid ibadeti yazıla. Öyle bir abid ki bin yıl ibadet etmiş ola.

   Her ne kadar yola girmişse Hak Sübhâne ve teâlâ, o kadar sevap yaza. Bütün dünya ehli katip olsalar, onların hesaplarını yazmaktan aciz olalar.Ne zaman ki düşmana karşı harbe girseler, melâikeler onları kuşatıp üzerlerine durup yardım ve zafer için dualar ederler. Ve arşın altından bir melek bağırıp şöyle nida ede : “ Cennet kılıçların gölgesi altındadır”. Eğer şehide bir yara gelse ısı günde, soğuk su içmiş gibi, lezzetli gelir.

  Her ne zaman mızrak yiyip atından düşmeden önce, Hak teâlâ, huri göndere. Huriler, sağından ve solundan yetişip ona müjde vereler. Ve Hak Sübhâne ve teâlâ, onun için cennette hazırladığı kerameti ve sevabı haber vereler. Atından yer yüzüne düşünce, bir ses ona diye ki “ Merhabe et ruh !.. Güzelden, güzelden çıktın. Müjde sana ki Hak Cellâ ve âlâ, senin için, cennette o kadar sevap ve ecirler ve mülk ve nimetler hazırlamıştır ki ne gözler görmüştür ne kulaklar işitmiştir ve ne de hatıralara gelmiştir.

   Hz.Resulullah (S.A.V.) devam edip yine buyurdu ki :

-  Ben onun ehline ve evladına halifeyim. Her kim onları razı ederse beni razı eder. Ve her kim onları incitirse beni incitir. Ve Hak Sübhâne ve teâlâ Hazretleri, şühedanın ruhlarını yeşil kuşların kursağında koymuştur. Cennete girip yemişlerden yerler ve sularından içerler. Ve arş altında asılan kandilin altında yatarlar. Ve her şehide, Cennet-i Firdevs’te, yetmiş saray verilir. Ve o sarayların arası, şark ile garb arası kadar ola. Ve o sarayların nuru, şark ile garb arasını doldura. Her sarayın, yetmiş kapısı ola, altından ola. Ve her kapıda, perde asılmış ola. Ve her kapının üstünde, bir köşk ola. Ve her bir köşkün içinde yetmiş çadır ola. Ve her çadırda, yetmiş taht ola. Ve her tahtın ayakları, inciden, yakuttan ve zümrütten ola.

  Ve her tahtın üzerinde, kırk döşek ola. Ve her döşeğin yüksekliği, kırk arşın ola. Ve her döşekte, bir huri ve bu güzel hurilerin, kırk kız ve kırk oğlan cariyesi ola. Cariyelerin başlarında taçlar, boyunlarında bağlıklar, ellerinde de miskten leğen ve ibrikler tutalar.

   Resulullah (S.A.V.) yemin edip buyurdular ki :

-  Kıyamet gününde, şehitler yerlerinden kalktığı zaman ve mahşer yerine gelirken yolları üzerinde enbiya-yı aleyhisselâm ola. Şehitler geldiği zaman, ayak üzerine kalkıp onlara riayet edeler. Sonra gelip altından kürsülere oturalar. Her şehit, evladından ve ehlinden ve akrabasından ve kardeşinden ve ahbabından, yetmiş bin adama şefaat eder.

  Bu yazı, Menâkıb-ı Çihâr-ı Yâr-ı Güzin, adlı eserden alınmıştır.

 

   İşte, düşmana karşı, bu mübarek vatanımızı müdafaa eden, ey mübarek şehitlerimiz !.. Sizler böylesiniz ve ahirette yeriniz ve kazancınız da bunlar olacaktır. Müjdeler olsun sizlere !.. Ne mutlu sizlere !..

   Selâm olsun, Allah (C.C.) için can veren Siz yiğitlere !.. Selâm olsun, vatanı, milleti, bağımsızlığı için, toprağa düşen Siz şehitlere !.. Selâm olsun, cennet-mekan Âkif’imizin dediği, Siz, Asım’ın nesline !..

   Sizlere seri katil diyenlerin, hatta sizlere (hâşâ) gebersin diyenlerin, Sizleri bu vatan savunmasında katil ilân ederek imza koyanların o pis, mülevves ağızları ve Ebu Leheb gibi, inşâAllah elleri kurusun.

   Hâşâ, Sizlerde, bu vatan hainlerinin dediklerinden, zerre kadar bir şey yoktur. Çünkü, Sizler, yüce Rabbimizin ve yüce Peygamberimizin övgüsüne mazharsınız. Çünkü Sen, başta Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) ve Peygamberler gıpta edecek kadar azizsin.

  Çünkü Sen, gökten ecdad inerek o pak alnını öpmeye lâyıksın.Çünkü Sen, tarihe gömülmeye sığmazsın. Çünkü, o mübarek Kâbe, Senin başına taş olarak dikilecek kadar muhteşemsin. Çünkü Senin, o mübarek türbene, Yedi Kandilli Süreyya avize olacak ve  o mübarek yarana, tüllenen mağrib ve akşamlar sarılacak kadar yücesin Sen… 

   Çünkü Siz, bu cennet vatanda “ ezan susmaz, bayrak inmez” diyen, Sultan Alpaslanların ve Kahraman Kılıçaslanların torunlarısınız. Çünkü Siz, o büyük iman aşkıyla, Allah’ın dininin, bu topraklarda yaşaması için, bu mübarek vatana musallat olmuş, her koldan  pek çok vatan haini ile amansız bir savaşa girişmişsiniz.

   Emir alıp “ hücum” diye bir ses duyduğunuzda “Allah Allah “ diyen, şaha kalkmış bir vatansınız, Siz  Mehmedlerim. Bu vatan hainlerinin ateşten setleri dahi olsa onları sel gibi, yakıp yıkıp geçen, Kahraman Askerim ve Polisimsiniz.. Ey Mehmedim, sanki dağları omuzlamışsın, sanki ağaçlar, taşlar, hain hendekler ürperiyor, tarihe nam salmış cesaretinden !..

  Gecenin bir zamanında, herkes yatağında, mışıl mışıl, tatlı bir uyku çekerken Sen o ulvi savletinle her adımda, hain tuzaklar kurmuş, kudurmuş vatan hainleri ve onların içerideki ve dışarıdaki hain işbirlikçilerine karşı, dev gibi adımlar atarak bu hainlerin tuzaklarını o mübarek canınız pahasına aşıp vatanınız, milletiniz, dininiz için çok çetin ve şiddetli çatışmalara giren, Çanakkalenin, Sarıkamışın, Anafartaların, Dumlupınarın, Galiçyanın, Trablusgarbın, Korenin ve Kıbrısın, korkusuz, cesur, kahraman ecdadının, cennetle müjdelenmiş torunusun.

    Ey Kahraman, cesaret timsali, ölüme gülerek oynayarak giden, ölümü bir Şeb-i Ârus gibi gören, Kahraman Türk Askerim ve Polisim !.. İnşâAllah hem o hain tuzakları hem o  hainleri hem de o hainlere destek veren ehl-i salibin dünyalarını, onların başlarına yıkacaksınız ve muzaffer birer komutan olarak  bu aziz milletimin sinesine döneceksiniz.

  Ey Kahraman Askerim ve Polisim !.. Bu aziz ve necip millet, bu gazânızda her zaman dualarıyla, yalvarıp yakarışlarıyla maddeten ve manen yanınızdadır. Sizden bu gazânızı bitirip bu cennet vatanı bu pis ellerden kurtarmanızı beklemektedir. Gazânız mübarek olsun.

  Ey mübarek Askerim ve Polisim !.. Bu büyük gazânızda, ben sizi nasıl öveyim ki !.. Ben, Sizi övmekten acizim. Cennet-mekan Âkif, “ Ey şehid oğlu şehid isteme benden makber !.. Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber “ diyerek Sizi en güzel bir şekilde övmüştür.

   Ey Mübarek Askerim ve Polisim !..

  “ Onlar, (şerefli müminler) hiç kimsenin kınamasından çekinmeden, Allah yolunda cihâd ederler. (Maide-54) “.
  Allah yolundaki bir savaşta bir saat durmak, 60 yıl ibadetten üstündür.

  Allah yolunda bir ok atan, bir köle azat etmiş gibi sevap kazanır.
  Fi-Sebilillah cihâd eden, Cenneti hak eder. Cihâd eden, üzüntüden, sıkıntıdan kurtulur.
  Peygamber Efendimiz (S.A.V.), Miraç gecesi, ekin ekip ektiği ekini bir günde biçen bir topluluğu gördü. Biçtikleri mahsul, yeniden eski haline dönüyordu. Bunların kim olduğunu sordu. Cebrail Aleyhisselam,” Bunlar Allah yolunda cihâd edenlerdir. Bunların bir iyiliğine yediyüz misli sevap verilir. Harcadıklarının yerine yenisi verilir.” dedi.

  Sizler, işte, bu güzel müjdelere lâyık olanlardansınız. Sizleri yürekten kutluyoruz. Bu aziz ve necip millet, Sizleri asla ve kat’a unutmayacaktır.Tarih, Sizleri altın harflerle yazacaktır. Sizler, bu kahramanlığınızdan dolayı, milletimizin gönlünde taht kurdunuz. Mübarek olsun. Âmin, Âmin, Âmin !..

   Ordunun Duası’ndan :

Millet için etti mi ordum sefer 
Kükremiş arslan kesilir her nefer 
Döktüğü kandan göğe vursun zafer 
Toprağa bir damlası boşa akmasın 

Amin desin hep birden yiğitler 
Allahu ekber gökten şehitler 
Amin! Amin! Allahu ekber 

Ey ulu Peygamberimiz nerdesin 
Dinle minaremde öten gür sesin 
Gel! Bana yar ol ki cihan titresin 
Kimse dönüp süngüme yan bakmasın 

Amin desin hep birden yiğitler 
Allahu ekber gökten şehitler 
Amin! Amin! Allahu ekber

 

                  Mehmet Âkif Ersoy

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi