MENÜ
Erzurum 11°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Guguk Kuşu Hikayesi
Cahit Okcu
YAZARLAR
10 Temmuz 2017 Pazartesi

Guguk Kuşu Hikayesi

Size bir Guguk kuşu hikayesi anlatayım mı?..  

Madem bir hikaye olamayacak kadar aynı günlükler birikti, aynı pembe izahlar, aynı akordu yapılmış terbiyeli günahlar, aynı gurbetlere çıkan türküler... Madem, avurduna düşeni yutan, hükmü kadar cepleri olan bir dünya. Ve cepleri mezara benzeyenlerin dünyası… Anlatamazsak da bir şeylere benzetmeliyiz.

Kimse taşları tükürmüyor.

İnsanlar kelimeler gibi… Hangi cümleye koyarsan o cümleye alışan, avuçları bağlama böğründeki acemi tezene çukurlarından ibaret, sesi akort seanslarından alınma, bakışı sis tahminlerinden devşirilme.. İnsan!..

Dikkat ediniz kendimizden çok başkaları içimizde. Hep başkalarının şamatası, düşündürdükleri ve düşleri.. Ramazan çınarı gölgesinde, oturanın iftar beklediği banklar gibi. Kimsenin kendine aldırdığı yok. Kendi kişi, derdi dişi bir hayat bu. Başkalarının yumurta bıraktığı kuluçkalar gibi.

 Bunca insan doğularak çoğalmadı elbet(!)..

Size bir Guguk kuşu hikayesi anlatayım mı?..

Guguk kuşunu bilen bilir..  Bu kuşun dişisi yumurtlayacağı zamanı öyle bir seçer ki şeytanların bile kanı donar. Guguk kuşları, günler haftalar boyu diğer kuşların yuva yapmasını, yumurtlamasını bekler. Saz yuvalı, sazlık kuşu, adına ne derseniz adı çok önemli değildir avın. İnsanlara benzer(!)..  Biz saz kamışçılı diyelim. Bu kuş gözlendiğinden habersiz kendi yumurtalarını yapar da, kuluçka yatmaya başlar. Gel gör ki yuvadan ayrıldığı kısa bir süre zarfında yuvayı gözleyen Guguk kuşuna fırsat doğar, Guguk kuşu mükemmel zamanlama ile saniyeler içinde yuvaya gelir, saz kamışçılının yumurtalarından birini yuvadan atar, mükemmel bir kopya olan kendi yumurtasını yuvaya bırakır ve gözden kaybolur. Saz kamışçıları kendi yumurtalarından çok az büyükçe olan bu yumurtayı fark edecek kadar zeki değildir elbet. Guguk kuşu bunu çok iyi bilir. Tıpkı Cemiyetteki Guguk kuşları gibi. Her neyse.. Saz kamışçılı emek ve hevesle kuluçka yatmaya devam eder. Yavrulama zamanı gelip çatar. Yavru çıkma zamanları da enteresandır. Guguk kuşu yumurtaları her zaman diğer yumurtalardan bir gün evvel çatlar ve çıkan guguk civcivi henüz kör ve tüysüz olmasına rağmen, bilemedin sekiz saat içinde diğer yumurtaları yuvadan atar. Artık Guguk yavrusu yuvanın tek civcividir. Artık üvey civciv, şefkatte, beslenmede, baş başa ve annenin(!) biriciğidir. Nihayet Guguk yavrusu dört günlükken bakıcı kuşun ağırlığına erişecek, birkaç haftada dört katı büyüklüğe ulaşacaktır. Kendine benzemeyen bu yavruyu büyük bir özen ve içgüdüyle besleyen bakıcı anne iç güdülerinin sarhoşluğunda yiyecek taşıyıp duracaktır.. Nihayet, Guguk yavrusu Guguk annesinin sesine ses verecek, bu yolla çoğalan Guguk kuşları sezonda belki yirmi beş kez çoğalacaklardır…

Bazılarının iç çektiğinden eminim…

Cemiyetin altına başka hangi yumurtaları sakladılar kim bilir, diye düşünenler hüzünlenmişlerdir elbet... Saklanarak çoğalanlar çok elbet.. Hoş görüler genelinde Guguk kuşunun kolladığı yuvalar çok oldu. Cemiyet, mert düğün evi geleneğinde, gizli düşmanlarını yedirip, kendi  hep ac kalıncaya kadar insan guguklarını besledi durdu..

Kilo kilo bayat neşe, ucuz ucuz kahkaha, uykulu şiir, uykusuz vezin.. Kilo kilo salak, gram gram hak…

 Çok şey var söylenecek, tahayyül değirmen, dil kaya ocağı… Kelebekleri paslı kelepçelere yapıştırsan ne çıkar. Ne desin bu hikayeye kök ata; ava yol öğretmeden nice avcılar salındı tarih arkasından. Bu yaylalarda tuzak kuracak kuytu yoktu, bu küheylanın tozunda öksürtecek gaile. Guguk tuzaklarıyla nice aslanları yakalandı işte, tarihin gösterişli kası güç, köstebek yakalamaya yetmedi. Halen şeytanlar köstebeklere eyer vurmakta. İçte nice aslanlar yuvalarında avlandı, nice hilelerle çaldılar tebessümleri, nice dağları pembe boyadılar, nice Fıratlar saksılara akıtıldı… Ve dışta, köstebek yakalayacak gücü kaldı mı paslı kapanların bilmem… Birileri halen vatansever arayıp duruyor, bir yumurta alana bir yuva bedava, tablalarda renk renk boyalı, parfümlü yeni insan yumurtaları.

Bazı analar artık doğurmuyor, yumurtluyor.

 Erken kabuğunu çatlatmak ne ki bu hile dünyasında. Ve ne ki, yuvalarına üvey kalan saz kamışçılı olmak.

Kim, hangi sülalenin, hangi hanenin, hangi cemiyet ananın rahmine guguk yumurtası bırakmışsa kahrolsun.. Halen kim, insanları guguk hilesiyle ekmek kapısından, erdem kapısından, huzur kapısından eliyorsa o da!..  

Tek seda cevap: Vatan sana can feda!.. Bu cümleden daha büyük ne vatan var, ne can… Bu cümlenin yakıştığı diyarda olmak tek teselli…

Ne ilkesiz siyaset, ne heykelin başında unutulan dün akşamki cilveli perde,  ne şarap şişelerinden akvaryum yapmış zampara gündem, ne eğlence arayan Karagöz, ne karakterin çamaşır ipi ahlâk, ne serçe boyayıp kanarya ticareti yapan yeni dünya.. Yolumuz çöplüklere çıkmadı hiç.

Özet..
Daha  neler neler!..

Size musallat ne çok Guguk kuşu var halen.. Bir bilseniz…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Atilla calik
 22 Ağustos 2023 Salı 19:39
Balkonuma guguk kusu yuva yapti iki yavru var ama kendisi 3 4 gundur yok yavrularin gozleri acik etrafina bugday koyuyorum arti siringayla su veriyorum bu yavrularne zaman ucar nasil buyuyecekler
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi