MENÜ
Erzurum 16°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Ters Çevrilmiş Fal Fincanları; Dağlar…
Cahit Okcu
YAZARLAR
21 Şubat 2017 Salı

Ters Çevrilmiş Fal Fincanları; Dağlar…

Zirvesini göremediğimiz bir dağa tırmanıp duruyoruz. Şehir ışıkları, yüz yaşında bir tenkit adamının gözlerindeki hassasiyet kadar; ardı arap, önü serap... Övünçlerimiz metafizik, övgülerimiz sadece tarihimize..

Bu coğrafyada ne halklar, ne siyasi iktidarlar mutmain oldu. Halklar hep iktidar bulduğunu, iktidarlar hep halkı bulduğunu sandı.. Bakışımız eşya ve hadiselerin uzakta küçüldüğü son noktadan büyük büyük gördüğümüz yakına bakmaktan ibaret. 

Muhalif olurken ehil olma ve haddi bilme ölçüsünden hareketle artık yakın ırak insanları harekeli okumak durumundayız. Millet olarak akıbetimizi içi doldurulmamış bakışlar ve patlak tekerli kelimelerle yalpalayan her izahtan ırak bir şuur içinde, mürekkebine su katılmış kıblegahlarda huşu aramamalıyız. Ucuz kabadayı edasında aç kalınca fesi  ters çevirmemeliyiz. Düşünmeden cevap olan bin evet, düşünerek cevap verilen bin hayırdan hayırsızdır. Yada tersi anlamda.. Akıbet tercihini idrak ve bilinç dahilinde yapmalıdır. Baş sallamakla baş vermek arasındaki  fark gibi.

Yalakayla yalananın dünyasında, kibrin müessesleştiği ve inadın ve illa dediğim dedik inat kışına ait soğuk fanatizmin,  siyasi bir medeniyet oyunu olduğunu unutmamak lazım. 

Edep ve etiğimiz, Büyük Doğu Mimarının tabiriyle; hiçbir şeye malik olmaksızın hiçbir şeyden mahrum kalmama sırrına dayanır. Bazen köprüyü  kayıkçıdan önce karpuz kabuğu geçse de, mahrum edildiklerimiz, mazi gibi insanın en büyük hediyesidir.. Kimse tahta pusula taşımasın. Kimse,  ‘ben’ inin medeni aptal rahatıyla, kendinin inatlı yasağı olmasın. Medeniyetin dayattığı, tecavüzcüsüne aşık kız duyguları sürecinde, öldürülmesi gereken ölüler diye alışkanlıklarımıza tekme atma zamanı. Her birimizin ayrı bir Asya yayı germe zamanı…

Normalleri her dönem ünlemli olan bu yüzyılın, yada,  iktidar yapmış Anadolu kalabalıklarının ruh normali olamadığı yıllar çok.. Geçmişte, susuz yaz romanları okumaktan öteye geçememişlere yeni kitaplar sunulurken, karanlık idrak labirentlerinde yeni pilli fenerleriyle yeniden güneşi arama misyonu alanlar bağırarak gölgelerine çarpmamaya çalışıyorlar!..

Her gece güneşi arama görevi alan bunca insan, gece Asya’lı gündüz Avrupa’lı bunca insan… Meselelerimiz girip çıkılamayan vezinsiz sokaklar gibi.. En sona gidip en başa dönülemeyen ömür gibi.. Sokakların ismi hep sokak sonlarına yazıldı.

Bir heykel yapıldı, yüzyıl diye…  Bir heykel yapıldı, insanların özeti, mesela bin ibrik yerine bir çeşme izahında…  Ama hiç akmadı… Çamura yakın etekler, eteklerin bağlandığı en kalın boyunlulardan seçilmiş kırbaç kemerli bir bel, yeme ve soyma vakitleri beli sıkan- açan kollar, Mevlevi taklidi eller,  daha yukarda altın paniğinde taş ocağı tipi bir kafa ve göz kapakları arasında yorgan-döşek bir halk…  Bu heykelin herkes şeytan olduğunu gördü ama hala heykeli yıkamadı…  

Shekspir’in, kuvvet mahcuptur dediği mana bugün zayıfta…

Kuvvet kadim içkisini yine bulmuş. Kibir…

Ne olacak;  

‘Yeni Türkiye’ fikri, irfan, tarih, ahlak, kibirsiz, metalik değil metafizik baharları olan, yeni kadrolara bağlı...  Yoksa kar yağar, kara renkli kar yağar… Yeni dönemlerde  aynı kadroların, Yunus’a sen gel deyip, cübben, takken ve fikri derinliğin kalsın diyeceği yıllar olmaması yegâne temennimiz.

 Gerçekten hep ‘uyuyan güzel’ yıllarındayız.  Yatarak taş düşürmeye çalışan kurumlar, kurallar, idrakler…  

Dikkat ediniz, insanlar sigara alışkanı gibi yaşıyor. Kendinden talebi olanlara karşı, şartları, alacakları, senetleri olmayan insanlar… Ayıklanma kaygıları olmayan, ekmek karnesi diplomaların siyasi mülakatlarda ayıklanmadığı, hatırlı referans statükolarının hak sırasındakileri kuyruk arkasına atmadığı,  yetim yıllar yaşanmaması gibi yeni şartlar, yeni kararlılıklara muhtacız...  Gamze tarlaları insanlar, gamzelerde tebessüm tohumları tutar mı bilmiyorum...

Gülümseyerek rahatlamak mutlu olmak anlamına gelmiyor elbet.  

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Murat ÇALMAŞUR
 22 Şubat 2017 Çarşamba 09:20
Baba kalemine sağlık yine döktürmüşsün.ALLAH' EMANET OL!
 Gürhan Özorhan
 21 Şubat 2017 Salı 16:56
Ey dost, benim gönül tellerimi titretiyorsun! Siz yazın ki gönlüm hep diri kalsın.Kaleminiz daim olsun dualarımla.
 M. Tevhit Gülseven
 21 Şubat 2017 Salı 15:25
Üstadım; hangi kelimenizi ezberleyip, hangi cümlenin altını çizeyim, hangisini paylaşayım, diye şaşırdığım bir ulvi kalem, ulvi gönül, bilgi ehli; nasıl bitireyim bilemiyorum, Allah her şeyinizle var ve daim etsin. Selam ve dua ile.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi