MENÜ
Erzurum 18°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Anadolu Ronesansı Ahiliktir-2
Zülküf Usanmaz
YAZARLAR
19 Ekim 2009 Pazartesi

Anadolu Ronesansı Ahiliktir-2

Geçen haftaki yazımızda ahilik kurumunun tarihi gelişini ve kurum yapısını irdeleyerek layık olduğu çerçeveye oturtturmuştuk.Bu haftaki yazımızda ise, daha somut olaylara ve örneklere yer vererek günümüzde de Ahiliğin sahip olması gerektiği hususları öne çıkarmaya
çalışacağız..
AHİLİKTE YÜKSELME AŞAMALARI
Memurlar kanunundaki üç kademe bir derce yapar sistemindeki
parametreler Ahilikte yer aldığı görülür. Toplam 9 kademe her üç
kademe bir derece tarzında aşamalandırılmıştır. Kademeler şöyle;
* Yiğit
* Yamak
* Çırak
* Kalfa
* Usta
* Ahi
* Halife
* Şeyh
* Şeyh-ül Meşayıh
 Böylece Yiğit, Yamak, Çırak ilk derece,
Kalfa, Usta, Ahi ikinci derece,

Halife, Şeyh, şeyh-ül Meşayih üçüncü derece olmuş oluyor.Türk Milletine has Rönesans diye dünyada bilinen Ahilik Kurumu, bu hiyerarşik düzen ve ilkelerle hizmette mükemmelliğe ulaşma, doğruluğu ve dürüstlüğü rehber edinme, ortak yaşama ve sosyal sorumluluğun bilincine varma gibi önemli hedef ve amaçlara varmıştır. Geçmişi12.yüz yıla dayanan bizim Rönesanssımız, Avrupa'da 17.yüz yılın ortalarında sanayi devrimiyle birlikte başlayan genel rönesasnstan sosyal, kültütrel ve ahlaki boyutlarıyla farklıdır.

GÜNÜMÜZDE

Hatırladıkça içim burkan bir gözlemimi örnek vereceğim:Şahsi aracımı tamir etmek için sanayiye gittim. Atölye kapıları,araçların rahat girip çıkmasına imkân veren ve ön cephesini baştan başa iki büyük kanat halinde açılabilir konumda olan kapılardı. Her iki kanat sonuna kadar açık.. Mevsim kış, Erzurum'da hava sıcaklığı eksi35 derecelerde.Çelik konstrüksiyon olan atölyenin içi daha da soğuk..Neredeyse hissedilen soğuk, eksi 40 derecenin üzerinde..Atölyenin önüne varınca henüz 15 veya 16 yaşlarında bir genç beni karşıladı,-Buyurun Ağabey,-Arabamı tamire getirdim.-Arabanızı içeriye alın..Arabamı atölyenin içine aldıktan sonra arabadan indim. Genç delikanlıya döndüm. O bana konuşma fırsatını vermeden atölyenin sol köşesinde küçük bir kulübe şeklinde yapılmış bölmeyi parmağıyla göstererek,-Ağabeyi, arabanızın arızalarını patronuma söyleyin dedi.-Patronun orada mı?-Evet,orada..Kulübeye girdim. Patron, o küçücük mekânı sıcaktan cehenneme çeviren sobanın arkasında oturmuş, çayını yudumluyordu.-Buyurun..-Arabamı tamire getirdim dedim ve şikâyetlerimi sıraladım.-Sizden.. lira ücret alacağız..Saat 16.30 da gelin arabanızı alın dedi.Dışarı çıktım. Soğukta müşteri bekleyen gence baktım. Soğuktan kaskatı kesilmiş, yüzü, elleri soğuktan mosmor olmuştu.-Geç içeride patronunla birlikte otursana kardeşim dedim,-Yok, hayır benim yerim atölye dedi.Cennetle cehennem hayatını aynı yerde yaşayan iki insan.! Biri işçi,diğeri işveren..İçim cız etti..Akşam üzeri arabamı almaya gidinceye kadar da beynime çivi gibi saplanan bu acımasızlık tablosunu çıkarıp atamamıştım.Nereden bileyim ki bu sefer daha beteriyle karşılaşacağımı..!Arabam tamir edilmiş, atölyenin önüne çıkarılmıştı. Yine aynı genç beni karşıladı. İşini bitirmiş rahatlığı içindeydi. Soğuktan pürsünmüş, fakat ıslı paslı olan yüzünde şirin bir gülümseme vardı,-Ağabey arabanızın işi tamam..Patron içerde ücretini ona verirsiniz..Yan komşusuyla sıcak yerde bu sefer tavla oyunu başında yakaladım patronu. Parasını verip hiç konuşmadan çıktım. Arabama doğru yönelirken genç yanıma yaklaşarak,-Ağabey şehre kadar seninle gelebilir miyim..Saat zaten beşi geçiyor.-Tabi dedim.Patronundan izin almış, iki dakikada üstünü başını değiştirmiş gelmişti. Soruyorum;-Arabamın tamirini patron mu yaptı, sen mi yaptın?-Ben yaptım.-Ücretin aylık olarak kaç lira?-Ücretimiz haftalık..Haftalığı 50 lira..-Yanı bu gün aylığını benim arabamdan çıkardın öylemi?-Evet öyle..-Peki, yemeği patronunla birlikte mi yiyorsunuz..?-Hayır,ben iş yerinde yemek yemiyorum.Sabahleyin yer, bir de şimdi gider evimde yerim.Çünkü patronla sözleşmemiz öyle..yemek bana ait..-Patron da senin gibi iş yerinde yemek yemiyor mu?-Olur mu, onun yemeği her gün lokantadan tam zamanında geliyor, bazen yalnız, bazen komşularıyla birlikte gördüğün o kulübede yiyorlar..-Ya sen bende atölyede işimle ilgileniyorum..Gaddarlığın bu derecesine pes etmiştim. Hiç bir dinin kurallına,hiçbir ahlak sistemine, hiçbir insani öğretiye hatta hiçbir kanun ve nizama uymayan bu çalıştırma sistemine üzülerek ifade eydim ki şahit olmuştum. Çeşitli platformlarda İlgili meslek odalarına şikayet ettim.Sonuç yook..Buna benzer daha nice nice örnekler verilebilir..Ama köşemiz ancak bu kadarını alabilir.İnsan ister istemez hayıflanıyor;-Sen neredesin ey ahilik kurumu?-Gün geçtikçe değerin daha fazla hissediliyor,-Acaba sen olsaydın bu densizlikler olur muydu?

KUTLAMA:Bütün esnafımızın ve özellikle Esnaf ve Sanatkârlar odamızın, Ahilik derneklerimizin "Ahilik Haftası "nı yürekten kutluyorum.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi