Çalışma alanında memur sınıfının kendi aralarındaki maaş farkları astronomik rakamlara ulaşmış, işçiyle işçi ücretleri arasındaki farklar da aynen öyle.. Ayrıca işçi ile memur aylıkları arasındaki farklar artık günümüzün dayanılmaz problemi haline gelmiştir. Bütün bu farklar daha kötü biçimiyle emekli aylıklarına yansımış olması, emekli kesiminin büyük çoğunluğunu geçinme değil,sürünme veya emekleme haline getirerek perişan etmiştir..
40 YILLIK MEMUR KANUNU..
Çalışırken memurlar arasında tahsil, kıdem, makam ve unvanlar dikkate alınarak memur kanunu olan 657’de derece ve kademelendirmeler yapılmıştır. Yaklaşık bundan 40 yıl önce çıkarılan bu kanundaki yapılandırma olağanüstü adil, düzenli ve sarsılmaz esaslara bağlanmıştı.
Ardından başlayan süreçte, kanun hükmünde kararnamelerle makam tazminatları, özel hizmet tazminatları, ek tazminatlar ve yan ödemeler gibi ilavelerle küçük memurlara çok az veya hiç artış yapılmamış, büyük memura ise anormal artışlar yapılmıştır. Bu da memur maaşları arasındaki farkı çok büyütmüştür.
Son yıllarda bu hususu dikkate alan devlet,maaş farkını küçültmek için küçük memura biraz daha fazla artış yaparak küçük memuru rahatlamaya çalışmıştır. Bu gün küçük memurun geçim yaptığı maaşı artık bin lirayı aşabilmiştir.
Küçük memurun en yüksek devlet memuru maaşı kadar maaş alması veya en tepedeki devlet memuru olan müsteşarla taşradaki memur olan bir hizmetlinin aynı maaşı alması tabii ki beklenemez..Ama birisine diğerinin onlarca katını vermek te doğru olmaz..
ASLINDA DENGELEMEK ZOR İŞ DEĞİL..
Ama makul bir tespit yapmak o kadar zor bir hadise değil..Örneğin, herkes için geçime esas eşit bir taban belirlenir.Çünkü bekçi ile genel müdür ekmeği aynı fiyatla satın alır.Bunun için geçime esas taban eşit olmalı. Tabana ilave olarak refah payı eklenmeli. Refah payında da tahsil, kıdem, makam, unvan ve sorumluluk gibi kriterler esas alınarak herkesin bu durumuna göre belirleme yapılmalı...
İŞÇİLER BİRAZ DAHA İYİ..
İşçiler arasındaki ücret dengesi memura göre daha adil bir göstergeye sahip..Eskiden memurun emekli ikramiyesi az,bağlanan emekli maaşı yüksekti. İşçilerinki ise kıdem tazminatı fazla,emekli maaşı azdı.şimdi ise işçinin kıdem tazminatı memura göre yine çok fazla, bu sefer bağlanan emekli maaşı da memurunkinden fazla..Dolaysıyla bütün dengeler memurun aleyhine bozulmuş durumunda..
Daha geçenlerde basına yansıyan banka emeklilerinin maaşıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarından emekli olmuş işçi ve memur maaşını yan yana getirdiğimizde dudak uçuklatacak cinsten tablolar ortaya çıkmıştı. Bankacı aylık 30 bin Tl.Emekli maaşı alırken,garibanım milyonlarca işçi ve memur ise,700 Tl.ile 1200 tl arasında ancak emekli maaşı alabiliyor..
BÜYÜYEN FARK EMEKLİLİĞE ENGEL..
Bugün ülkemizde emekli olmanın önündeki en büyük engel kuşkusuz kişinin iki maaşı arasındaki aşırı fark..Çalışırken memurun aldığı maaşı, emekli olduğunda tam yarı yarıya düşüyor..Zaten çalışırken aldığı maaşıyla geçinemezken yarı yarıya düşen emekli maaşıyla nasıl geçinecektir ? Üstelik boş kaldığı için giderleri daha da artmış olacaktır.
Ama eskiden çalışılan maaş ile emekli maaşı arasındaki fark çok küçük rakamlara dayandığı için emekliliği gelen memur veya işçi beklemeden hemen emekli oluyordu.
BİR EMEKLİ ÖĞRETMEN
Geçenlerde Halk otobüsünde yan ayana oturduğum hala genç görünen bir emekli öğretmen bu konudan şikâyetle,
“-Ben bundan yedi yıl önce emekli oldum.Emekli maaşımla çalışılan maaşımın arasında sadece 100 lira fark etmişti.Ben de yüz lira için bir ay boyunca çalışmak istemedim ve emekli oldum.Bu gün olsaydı asla emekli olamazdım.Çünkü bu fark, günümüzde maaşın yarısı kadar büyümüş bir fark ..Tamıyla geçinemezken yarısıyla nasıl geçineceksin..Dolaysıyla bu gün emekliliğin önündeki en büyük engel, işte bu handikabımızdır” dedi.
Asıl sıkıntı emekli olduktan sonra başlar; ya tekrar iş arama çabasına girersiniz.Nitekim zamanında kariyerli birçok makam sahibi insanın simit satması, limon satması veya eski elbise satması bu yüzden oluyor, ya da emekli yaşını çoktan doldurduğu halde, emekli olmak istemezsiniz..
Siz bu yüzden emekli olamayınca, bu sefer işe girmek için sıra bekleyen gençlerimiz işsiz kalıyor işsiz..
ACİLEN ÇARE BULMAK
Kör düğüm haline gelen bu işi mutlaka çözmek lazım.Çünkü kayıp eden ülke oluyor sonuçta..
Sadece aşırı maaş farkından dolayı yaşlı kuşağı iş başında tutmak yanlış..,Diğer tarafta çağa uygun eğitim almış gençlere yol açmamak ta ülke adına kayıp..!
ACABA…
Düşünüyorum; emekli maaşıyla çalışma maaşı arasındaki farkı azaltmak, yaşlı kadroyu emekli edip, yerine işsiz ve eğitimli gençleri yerleştirmek çok mu zor acaba..?