İlim, her güzelliğin başı, hayatın tadıdır. (1)
Şeyh Galip’in:
‘Merdum-i dide-i Ekvan olan âdemsin sen,
Hoşça bak zatına kim zübde-i âlemsin sen.’
İnsan, âlemlerin özü, kâinat manzumesinin hulasasıdır. Bu yönüyle insan, eşref ül mahlûkattır, ekmel ül mevcudattır. Kâinatın en şerefli varlığı olan insana yakışan sıfat, ilim sıfatıdır. Zira ilim Allah sıfatıdır. İnsana yakışan sıfatta ilim sıfatıdır.
İlk insan ve ilk Peygamber Hz. Âdem, ilim sayesinde meleklerden üstün oldu. Çünkü, Allah, Hz. Âdem’e bütün eşyanın isimlerini öğretti.
و عَلّمَ ادم الاسماء كُلّها
İnsanlar yaratılış bakımından eşit yaratılmıştır, yani bir adalet üzere yaratılmışladır. Bir insanı diğerinden üstün kılan bir tek meziyet vardır. O da takvadır. Takva ise ilimle irfanla kazanılır. Cenab-ı Hak Kuran-ı Mu ciz ül Beyan’da:
اٍنّ اَكرمكم عِنْدَ اللهِ اَتْقاكم
“Allah katında en üstün olanınız en takva olanınızdır.” Takva ilimle kazanılır. Zira ilimsiz zahit kapısız ev gibidir. Yine Kuran-ı Kerim, bu hususta:
اٍنّما يَخشي اللهَ مِن عِباده العلماءُ
“Allah’tan en çok âlim olanlar korkar.” Bilen insan tehlikeyi bilir. Ona göre tedbirini alır. Cahillik, bilgisizlik insana yakışmayan tek sıfattır. Zira cehalet karanlığın adı, zulmetin kendisidir. İlim karanlıkları aydınlatır. Toplum nizamının tesisi, huzur ve saadet ilimle elde edilir.
İnsanın ekmeğe, suya, oksijene ihtiyacı olduğu gibi okumaya, yazmaya da ihtiyacı vardır. Ruhun gıdası ilimdir. Göle bir taş atıldığı zaman, suda dalgalar birbirini takip eder, helezonlar şeklinde artarak devam eder. İnsan beyni de aynen böyledir. Okuyan, yazan, düşünen, bir mesele hakkında kafa yoran, bilgi akışına sahne olan bir insanın beyni gittikçe gelişir. İnsan öyle bir ufka ulaşır ki dünyayı kucaklayacak hale gelir. Okumayan, yazmayan, incelik ve hassasiyeti olmayan bir insanın beyni küçülür, büzülür, eskilerin ifadesiyle örümcek bağlar.
Bu nedenle insanın Sevgili Peygamberimizin Buyurdukları gibi:”Beşikten mezara kadar, ilim tahsil etmesi gerekir.”
اُطلُبوا العِلمَ مِن المهد الي اللحد
Çocuk, dünyaya gözlerini açar açmaz sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okunur. Bu da ilk eğitim, ilimle ilk karşılaşmadır. Hatta çocuk ana karnında dahi annesinin seslerinden etkilenir. İşte beşikte başlayan bu ilim hayat boyu devam etmelidir.
Sümbül Zade:” Sakın eyleme naz, deme kış yaz, oku yaz.” İlim hususunda seksenlik bir ihtiyarın, on beş yaşındaki bir delikanlının önünde diz çökmekten çekinmemesi gerekir. Bu nedenle” İlme ar olmaz, ar eden payidar olmaz” ilim yolunda her türlü fedakârlığa katlanmak sezadır. İlim, uzun vadeli bir yatırımdır ve insan için en güzel yatırımdır.
Zubeyr bin Ebubekir oğluna; oku, ilim sahibi ol. Çünkü ilim, fakirlikte servet, zenginlikte ziynettir.”
(1) Nurullah ÖZKLIÇ
Kur’an-ı Kerim’in ilk emri oku diye başladı. Okumak, yazmak ilmiyle amil olmak, Allah(C.C)’a kul, Sevgili Peygamberimize ümmet olmak, hayatımızın temel sebebidir. Kâinat kitabını okumak, Allahü Teâlâ’nın sıfatlarına bir ayna olan âlemi tefekkür penceresinden seyretmek, Allahü Teâlâ’nın kudret ve kuvvetinin farına varmak. Sevgili Peygamberi miz(S.A.V)’in:
سُبْحانَ مَن تَحَيَّرَ في صُنْعِه العُقول
“Yarattığı eserler karşısında akılları hayrette bırakan Allah, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir.” Hadis-i Şerifini düşünerek, kâinat kitabını okumalı ve sonsuz kudret ve kuvvet sahibi olan Allahü Teâlâ’nın huzurunda secdeye kapanmalıdır.
Kâinat kitabı derken, İmam-ı Gazali Hazretleri, der ki:”Kâinatla irtibatımızı kesince Allah’tan uzaklaştık.”
Sevgili Peygamberimiz insanları iki sınıf olarak niteler:”İnsan ya âlimdir, ya da talebedir.” Bunun dışındakiler bir hiçtir.” Hayat, bir okul, bir mektep olmalı ve ölünceye kadar ilim tahsili ile geçmelidir. Bu zevki tadan, ilimle geçen hayatının en zevkli ve faydalı olduğunu anlar. Bu nedenle günün belli saatlerini planlı, programlı olarak okumaya, yazmaya ayırmalı, Allah muhabbeti ile dolup taşmalı, Peygamber sevdasıyla kavrulup yanmalı.
İlim, insanı Allah’a yaklaştırmalı, takva mertebesinin zirvelerine çıkarmalıdır. İlimden maksat, Allah rızasını tahsil, İslam hayatını bir hayat tarzı olarak yaşamaktır. Yoksa ilmiyle amil olmayan bir insan için ilim, hamallıktan başka bir işe yaramaz.
Yunus’un ifadesiyle:
İlim, ilim bilmektir,
İlim, kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsen,
Bu nice okumaktır.
Cehalet karanlığından ilim aydınlığına çıkmak, İslam”ı bir hayat tarzı, bir hayat nizamı olarak yaşamak gerekir. Zira ilim mertebesi mertebelerin en yücesidir. Alimin mürekkebi şehitlerin kanından eftaldir, diye buyuran Peygamberimiz böylece ilmin önemini vurgulamıştır.
Yine bir Hadis-i Şerifte:”İman çıplaktır, onun elbisesi takva; ziyneti, haya; meyvesi, ilimdir.”
الايمان عُريانٌ ولِباسه التقوي وزينتُه الحياءُ وثَمرُه العِلمُ
Bir Müslüman bütün insanlık âlemine hizmet etmek için çok çalışmamız, bilgili, kültürlü, ahlak sahibi vatan evlatları yetiştirmemiz gerekir. Müslüman mahkûm değil, her şeye hâkim olmalıdır. Bunun yolu ilimden, irfandan geçer.
Fakirlik bir zillettir, Müslüman’a yakışmaz. Bu hususta Sevgili Peygamberimiz: ”Fakirlik ateşten daha yakıcıdır.”Bir başka Hadis-i Şerif’te:”Fakirlik nerde ise küfre yaklaştı.”
Zengin müreffeh bir hayat yaşamak, İslam’ın güzelliklerini bütün insanlık âlemine ulaştırmak için bilgili ve çalışkan olmak gerekir.
İlmiyle amil olan ilim sahipleri, Peygamberin varisidir. Bu şerefe nail olmanın yolu ilim tahsil etmekten geçer.
العلماء ورثة الانبياءِ
“Âlimler, enbiyaların varisidir.”
Cenab-ı Hak ilmiyle amil olmayı, hayırlı ilim sahibi olmayı nasip etsin, kendisine kul, Sevgili Peygamberimize gerçek manada ümmet eylesin.
Cenab-ı Allah(C.C): “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Bu ayet-i kerime yolumuzu aydınlatan bir meşale olarak bizi ilme, irfana teşvik etmelidir.
قل هل يستوي الذينَ يَعلمونَ والذينَ لايعلمون
İlimle ilgili yazmış olduğum bir şiirle bu konuyu dikkatlere takdim etmek istiyorum:
İLİM BİR HAZİNE
İlim bir hazine sırdır mekânı,
Ledünni şehrine sor bak neler var.
Ders tahsilin yoktur vakti zamanı,
Gönül bahçesine gir bak neler.
Hikmet-i ilimden sual olunmaz,
Değil ki pazarda satın alınmaz,
Mirastır bizlere dilden silinmez,
Kuran’da heceyi sür bak neler var.
Çıkmıştır sadıklar vera tahtına,
Canım kurban hak ilminin dostuna,
Sarmış seccadesin narın üstüne,
Dergâhta perdeyi yar bak neler var.
Aşkın muhabbetin dünyaya değer,
Dilersen kalbine bol rahmet yağar,
Yok olmuş nefisler arzunsa eğer,
Tarikat postunu ser bak neler var.
İbadet uykusu âlimin vallah,
En aciz bir kuldur Fakir Nurullah,
Yarım ede bize lütfünden Allah,
Tevbe kapısında dur bak neler var.
Nurullah ÖZKILIÇ (Gönül Tezgahı)