MENÜ
Erzurum 21°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Erzurum’un Kandilleri- H.Hafız İbrahim Gürgür Hoca Efendi
Abdurrezzak Türk
YAZARLAR
5 Aralık 2014 Cuma

Erzurum’un Kandilleri- H.Hafız İbrahim Gürgür Hoca Efendi

Hacı Hafız İbrahim Hoca Efendi ile ilgili bilgileri bize büyük oğlu Şeyhül Kurra Hafız Mehmet Gürgür Hoca Efendi verdi. Oğlunun bize anlattıklarından elde ettiğimiz bilgilere göre: Hafız İbrahim Efendi 1914 tarihinde babasının imamlık yaptığı Tortum’un Doruklar (Soğtorut) Köyün’ de dünyaya geliyor.40 günlük iken annesini kaybediyor. 1.Cihan Harbi,1916 Erzurum’un istilası döneminde babası askere alınıyor.4yıl askerlik yapıyor. Bu süre zarfında köylü İbrahim Efendiye bakıyor. Askerlik dönüşü babası Ziya Efendi’ye teslim ediliyor.

                Ziya Efendi baldızı ile 2. Evliliğini yapıyor. Zamanla ailede anlaşmazlıklar ortaya çıkıyor. Teyze küçük İbrahim’i kabul etmiyor. Babası İbrahim Efendi’yi Tortum Nihah’a götürerek oradaki medreseye bırakıyor. O dönem Nihah nüfus müdürü olan Abdülmecid Efendi, İbrahim Efendi’ye sahip oluyor. Abdulmecid Efendi emekli olduktan sonra Erzurum’a yerleşiyor ve Kadana Camii imamlığını sürdürüyor. Erzurum’a gelişi Hafız İbrahim Efendi’yi de birlikte getiriyor. Esat Paşa Medresesinde müezzin Hafız Hakkı Efendi’ye teslim ediyor. Hafızlığını orada tamamlıyor. Kıraat dersini Lalapaşa Camii imamı Mehmet Emin Efendi’den alıyor. Bilahare Şeyhül Kurra Hafız Hasan Efendi’den de kıraat dersi alıyor.

                Erzurum eşrafından âlim ve şair Hacı Ali Galip Efendi onu sahiplenerek evinde konaklatıyor. Klasik medrese eğitimi aldırmaya başlıyor. 1925’te Şapka hadisesi bahanesi ile Ali Galip Efendi idam ediliyor. Biraz da büyümüş olan Hafız İbrahim Efendi ailenin isteği doğrultusun da bu haneden ayrılarak medreselerde kalmaya devam ediyor.

                Hafız İbrahim Efendi’nin baliğ çağına erdiğini fark eden büyük müftü Solakzade Muhammed Sadık Efendi Dere Mahallesi camiine hoca olarak tayin ediyor. Bir süre sonra mahalleli Hoca Efendi’nin küçük yaşta olduğuna binaen itiraz ediyorlar. İtiraz esnasında müftülükte bulunan Akdağ köylü iki kişi müftü efendinin izniyle Hoca Efendi’yi köylerine imam olarak götürüyorlar. Bu köyde 20 yıl kadar kalıyor. Daha sonra 1933’te izdivaç kuruyor ve bu izdivaçtan 2 erkek, 3 kız evladı oluyor.. Aynı dönemde de askere gidiyor. Askerlik süresince babası Ziya Efendi Tortumkale köyünden Akdağ köyüne gelerek oğlunun yerine imametliğe devam ettiriyor.

                Derviş Ağa Camii imamı Topçuoğlu Rıza Bey vekil olunca İbrahim Hoca Efendi onun yerine Akdağ köyünden Erzurum’a getirilerek Derviş Ağa Camii imamı oluyor.  Bu camideki hizmeti 30 yılı aşmıştır. Bu arada İmam Hatip Lisesi’nde de Kuran’ ı Kerim derslerine giriyor ve bir yandan da hafız yetiştiriyor. Daha sonra aynı görevi Oğlu Mehmet Gürgür Hoca’ya bırakıyor.

                Hal ehli olan İbrahim Hoca Efendi emekli olduktan sonra bir an bile Kuran’ı Kerim’den kopmamış ve evinde devamlı hafız dinlemiştir.1996 tarihinde rahatsızlanıp Hakk’a yürüdü. Kabri şerifleri Asri Mezarlığa girişte sağ tarafta aile kabristanındadır. Mezar taşının bir yüzünde eskimez yazı ile;

 

        Hüvelhayyulbaki

        El-merhum El-mağfur El-muhtaç ila rahmeti

        Rabbil gafur, Hafuzul Kur’an

        Erzurum derviş Ağa Camii imamı

        İbrahim Gürgür Hoca Efendi’nin ruhi için

        El-Fatiha

        Doğumu 1320, vefatı 18.08.1996

 Mezarın ayak taşında ise Latin harfleri ile 

         Hüvelbaki

         Hafızı           Kur’an

         El Hac

         Erzurum derviş Ağa Camii imamı

         İbrahim Gürgür

         Hocamızın ruhu için

         El-Fatiha

         D:1914, Ö:1996

 

Hacı Hafız İbrahim Gürgür Hoca Efendi’nin ruhu şad, makamı cennet olsun.

 

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Rabbinin lutfuna muhtaç
 25 Temmuz 2015 Cumartesi 00:57
Erzurumun ksndillerinin kandili merhum hocam kabrin nur, mekanın Cennet,makamın âli,komşun Rasulullah olsun.Rabbim şefaatinize nail eylesin.Şehitler ölmez.Şshidiz her görülen rüya hâlâ İslâma ve ona hizmet edenlere hizmet etmeye devam rttiğini gösteriyor.Rabbimin lutfuna eren güzel insan,Rabbim senin gibilerin sayısını artırsın.Basiretsizlerede görebilme lutfu ihsan eylesin.Amin....
 Zeynep Gürgür udav
 2 Ocak 2015 Cuma 00:26
Dedemin Alim olduğu kadar çok ince ruhlu olduğunu belirtmek isterim
 Tuba gürgür emen
 20 Aralık 2014 Cumartesi 22:56
Onun torunu olmak öyle büyük bir gurur Onur ve bu Dünya'daki en büyük şans makamın cennet olsun dedem hep kalbimdesin
 
 20 Aralık 2014 Cumartesi 16:19
Erzurum'da bulunduğum süre boyunca hocamın arkasında namaz kılmak şerefine nail olduğum için Rabbime çok şükrediyorum.Hocamdan Allah razı olsun.Dervişağa Camisinde görev yaptığı sürede ramazanda teravih namazlarını hatimle kıldırırdı,ayrıca sabah namazlarında devamlı mıkabele okur ve hatimle sabah namazlarını kıldırırdı O bir kuran aşığıydı.kendisi gibi kurra hafız olan Lala Paşa Camii imamı Hafız Yusuf,Gürcü Kapı Camii imamı Kuyuymcu Hafız Nusret ile beraber ramazan da mukabele okurlardı bu mukabeleyi Erzurum eşrafı öze bir itina ile dinlerlerdi,dinlediğim bir hadisede Alvarlı Efenin olduğu bir ortamda AŞK ile okuduğu aşır esnasında cemaattan birinin cezbeye kapılıp ALLAH diye bağıması esnasında kolu çıkmış,Efe Hazretleri de yanındakilere yahu bu hfız bizi yaktı birdah getirmeyin buyurmuş.İşte böyle bir kuran aşığı olan Hafızı Kurra olam Merhum Hocamız Hacı Hafız İbrahim Gürgür ;ALAH'IN izniyle hem ailesine hemde biz tanıyanlara İNŞAALAH Yüce ALLA'IN izniyle şefaat edecektir. .
 israfil bayındır
 19 Aralık 2014 Cuma 15:40
Hocam hürmetlerimi sunarım..Çok güzel bir yazı..Sağlık sıhhat ve afiyeter dileklerimle..
 Allah Yardım etsin ne diyeyim
 15 Aralık 2014 Pazartesi 19:47
Allah bize yeter.. Ve biz Allaha tevekkül ederiz.. Kuldan medet umanları da Allaha havale ederiz.
 Hatırlatmaya hatırlatma
 15 Aralık 2014 Pazartesi 17:48
Bir Ayeti Kerimenin öncesini ve sonrasını okumadan, Kur'an-ı Kerimi bir bütün olarak değerlendirmeden yoruma kalkışırsanız Ehli Sünnete toslarsınız. Günde beş vakit namazın ardından okuduğumuz "Onun izni olmadan şefaat edecek olan kimdir.?" (Bakara 225) ahirette şefaatin var olduğuna delildir. Çünkü bir şeyin izne bağlanmış olması, izin verilmesi halinde o şeyin mümkün olduğunu gösteriyor. Başka bir ayeti kerimede O"O gün Rahman'ın şefaat izni verip sözünden razı olduğu kimselerden başkasının şefaati fayda vermez." (Taha 109) konuya ilişkin daha bir daha bir çok ayeti kerime (Yunus 3, Meryem 87, sebe 23 gibi). Cenab-ı Hak, başta Peygamber Efendimiz (s.a.v) ve Kur'an olmak üzere diğer şefaat edicilerin şefaatinden istifade etmeyi bizlere nasip etsin.
 Bilmiyorum''a bir hatırlatmadır
 13 Aralık 2014 Cumartesi 14:16
'Menzellezi yeşfeu indehu illa bi iznih' hakikatini hatırlatırım. Şefaat kelimesini dikkatli kullanmak, hatta kullanmamak lazımdır. Peygamberine bile böyle emreden rabbimin uyarısını unutmayın. Herkes emeğini götürür, herkes ettiğini bulur ilahi adalet karşısında. Bu emevi ağızlarını artık terkedin. iyi insan olabilir, o başkadır, ama şefaatçi lafzını rabbimin uyarısı noktasında tefekkür edin. orada da torpil aramayın. Doğru olun, alnınızın teriyle kazanın, temiz olun ve Allah'dan başka hiç birşeyi rabb edinmeyin. Bu bize yeter. Yargılama ve aff ona mahsustur. Onunla aranıza peygamber dışında insan sokup, hak korusun, şirk tehlikesine düşmeyin.
 Bilmiyorum
 12 Aralık 2014 Cuma 15:17
Şeyhül Kurra, Meğfurül Hüda cennet mekan eli öpülesi ihsan ve ikram sahibi hocamızın şefaatlerine Mevlam bizleride nail eyleye İnşaallah. Manada feyiz ve berektlerine mazhar olmayı diliyorum. Nasiplenenlerden eyleye mevlam bizleri.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi