MENÜ
Erzurum 18°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Erzurum’un Kandilleri-Seyyid Şeyh Molla Hüseyin Efendi
Abdurrezzak Türk
YAZARLAR
13 Mayıs 2014 Salı

Erzurum’un Kandilleri-Seyyid Şeyh Molla Hüseyin Efendi

Seyit Şeyh Hüseyin Efendi, Seyit Abdulhamit Efendi’nin oğludur. 1930 yılında Horasan ilçemize bağlı Mollaahmet Köyü’nde dünyaya teşrif etmiştir. Çocukluğu sırasıyla Mollaahmet, Hacıhalil (Dedesi Abdullah Efendi’nin medfun olduğu köy) ve İğdeli (Babasının medfun olduğu köy) Köyleri’nde geçti. Olgun davranışı ve ciddiyetinden dolayı daha küçük yaşlarında insanların sevgi ve saygısını kazandı. Tahsile karşı derin arzusu vardı. Temennisinde “ Allah’ım, bir göz, bir el ve bir ayağımı almanı; karşılığında Kur’an’ı öğrenip okumayı nasip etmeni istiyorum.”Nihayet bu dua kabul gördü ki 1948 yılında ilim tahsil etmek için, kimseye haber vermeden bir arkadaşıyla birlikte yola çıkıp Karayazı’nın köylerinden Anıtlı’ya (Avbeza) gitti. Orada Molla Muhammet (Molla Topal Mehmet Efendi) Efendi’nin medresesinde tedrisata başladı. İcazetini aldı. Bu arada tasavvuf eğitimini de hocasında tamamlayarak Nakşibendî yolunda onun güzide halifesi oldu. Hocasının vefatına kadar onun yanından ayrılmadı ve hizmetinde bulundu. Vefat sonrası o yolun postnişini oldu.

Hayatını tamamen ilme ve ibadete adamak istiyordu. Bu nedenle evlenmeyi hiç düşünmedi. Fakat Hocası Mehmet Efendi’nin arzusu üzerine fikrini değiştirmek zorunda kaldı. Taşkesenli Molla Celaleddin Efendi’nin küçük kızıyla izdivaç kurdu, böylece Hocasının oğulları, Molla Sait, Molla Şirin ve hocasına da bacanak olmuş oldu. Hüseyin Efendi “Benim hayatım, evlendiğim güne kadardır.” diyordu. Evliliğinden sonra ki hayatını kendisi için hayat olarak görmese de, Allah sonraki yıllarda onunla binlerce insanı irşatla bereketlendirecekti.

1961 Yılında hocasının vefatından sonra, işaret üzere yakın bir köy olan Cihanbey’e İmam Hatip oldu. İlk görev, köylülerle birlikte güzel bir camii ve iki katlı bir medrese inşa ettirmek oldu. Bu medresesinde 19 yıl klasik medrese eğitimi verdi. Çokça talebeler yetiştirdi. Daha sonra Karayazı’nın Güzeldere Köyü’ne nakil etti. Orada da ilk iş olarak Camii’nin yanına bir medrese inşa ettirmek olmuştur. Burada zamanının büyük bir kısmını talebe okutmakla geçirmiştir. On iki yıllık bu köydeki hayatından sonra 1992 yılında bu köyden Adana’ya hicret etti. Adana’da ilim, irşat ve ibadetle geçen yirmi yılın sonunda, Halidi kolu-Nakşibendî büyüklerinden Seyit Şeyh Hüseyin Efendi, ardında iki halife, yüzlerce talebe, binlerce müridini Allah’a emanet ederek 82 yaşında (19 Eylül 2012) Hakk’a yürüdü. Adana Merkez Camiinde kılınan cenaze namazının ardından büyük bir kalabalık eşliğinde Yüreğir’e bağlı Madama mahallesinde, medrese arkadaşı, bacanağı Molla Sait Efendi’nin yanında toprağa verildi.

 

Mezar taşında:

Altın silsilesi’nin Nakşibendî Şeyhlerinden

Es’Seyyid Şeyh Hüseyin

Rahmetullahi Aleyhi Viladeti.

1930 Erzurum

Vefatı 19 Eylül 2012

 

Seyyid Şeyh Hacı Hüseyin Efendi’den inciler:

– Her türlü iş ve davranışında maksadın sadece Allah’ın rızası olsun. Başkalarının rızasını arama.

– Her nerede olursan ol, rızkını sana ulaştıracaktır, çünkü Allah senin rızkına kefildir. Fakat kim olursan ol, Allah asla senin imanına kefil değildir! Sen imanını kurtarmaya bak.

– Namaz müminin rozetidir. Kişinin Müslümanlığı namazıyla anlaşılır. Namazın sadece farzını kılmakla kendini aldatma! Zaten kılmak zorundasın. Sen, namazın öncesi ve sonrasındaki sünnet ve tesbihatları kaçırma.

– Kur’an, seni yaratanın sana özel gönderdiği kitabıdır. Sakın okuyamazlık yapma. Bir sayfa da olsa oku, ama her gün oku. Anlamını bilmiyorsan da mutlaka oku.

– En büyük keramet Peygamber Efendimizin (s.a.v.) sünneti seniyyesini yaşamaktır! Sen sünneti yaşamaya bak.

– Bir işi yaparken önce mutlaka tedbir alın, sonrasını ilahi takdire bırakın. Tedbir hiçbir zaman takdiri bozmazken, takdirin her zaman tedbiri bozabileceğini unutmayın ve sonucuna rıza gösterin.

– İşini Allah’a bırak, senden daha iyisini yapacaktır.

– Az ilim okuyup onunla amel etmek, çok okuyup onunla amel etmemekten daha hayırlıdır.

– Kim benim şeyhimden daha büyük insan yoktur derse o, ayetin anlamını inkâr etmiş olur. Çünkü ayeti kerimede şöyle buyrulur: ’Ve bütün ilim sahiplerinin üzerinde daha iyi bir bilen vardı.’

– Var olan yeteneklerini ve sana verilen zekâyı kullanmaman senin kendine en büyük ihanetindir.

– Eşinden başka herkesi kendine ana ve kardeş bil.

Seyyid Şeyh Hacı Hüseyin Efendi’nin ruhu şad, makamı cennet olsun.

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Abdullah Abdullahoğlu
 14 Haziran 2014 Cumartesi 20:15
O Tevazu da örnek, O Arif, O Mana, O ilim, O irfan, O marifet, O peygamberin genlerini taşıyan ve peygamberi yaşayan devrin bilinmedik hazinesi (k.s). Bu yönlerini kaleme almamişsaniz da kaleminizi süslemiş yüreğinize sağlık
 mehmet şirin yerdelen
 3 Haziran 2014 Salı 23:01
sa.evvela allah razı olsun abdurrezzak bey.hakikaten belki de son yuzyılın en mühim mutesavvıflarından, gizli hazinelerinden birini halkımızın, ümmetin belleğine sunmuşsunuz.saniyen erzurumu erzurum yapan manevi şahsiyetlerdir zaten.bu manada allah razı olsun.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi