MENÜ
Erzurum 16°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Erzurum’un Kandilleri-Şeyh Abdurrezzak İlmi Efendi
Abdurrezzak Türk
YAZARLAR
2 Nisan 2014 Çarşamba

Erzurum’un Kandilleri-Şeyh Abdurrezzak İlmi Efendi

Abdurrezzak ilmi Efendi; Erzurum’da dünyaya teşrif etmiştir. Şeyh Seyyid büyük âlim, şair, Erzurum Nakibül eşrafı Gedayizade Mehmet Efendi’nin oğlu, Ömer Nasuhi Bilmen Hoca Efendi’nin amcasıdır. Osmanzade Hüseyin Vassaf, Sefin-i Evliya (C.2, s, 292) adlı eserinde İlmi Efendi’den bahs ederken; 1842 senesi nihayetine doğru Erzurum’da dünyaya geldi. Keramet sahibi olan Pederi, Erzurum Nakibü’l-eşrafı olup sadatı kiramdan Şeyh Gedayi-zade Muhammed Efendi’dir. Onun pederi Nakibü’l-eşraf Şeyh Seyyid el-Hac Muhammed Efendi b. Seyyid Musa Çelebi b. Seyyid Halil b. Seyyid Muhammed b. Seyyid Salim b.Seyyid Selahaddin b. Seyyid Kasım b. Seyyid Muhammed Efendi b. Şeyh Seyyid İbrahim olup, İmama Zeynelabidin hazretlerine ulaşmış olduğu, Abdurrezzak Efendi’de bulunan silsilename’den anlaşılmıştır.

      Abdurrezzak Efendi’nin tahsil zamanı geldiğinde ilk başta ağabeyisi Muhammed Efendi’den (Ömer Nasuhi Bilmen Hoca Efendi’nin babası) başlayıp İzhar’a kadar okumuş, on dört yaşında iken Pederleri Muhammed Efendi’nin feyizli ilminden nasiplenmiş kılasik medrese tahsilini tamamlayarak icazet almaya Muaffak olmuştur. Mesnevi-i şeriften de me’züniyyet almıştır. On sene sonra (1865) de Pederleri merhum olduğunda yirmi dört yaşında idi. Tahsilini daha ileri götürmek sevdasıyla Erzurum’un büyük ulemalarından, İbrahim Paşa Medresesi müderrisi Solakzade Ahmet Efendi’den yüksek ilim tahsil ederek tekrar icazet aldı.

      Solakzade Ahmet Efendi çok muhterem bir üstat idi. Onun duasına da mazhar olarak Erzurum’da Ahmediye Medresesinde müderris olarak göreve başladı. Sofilik yolunda isteği fazla olduğundan, mürşid-i kâmil arayışındaydı. 1864 senesinde Nakşibendî şeyhlerinden Trabzonlu Şeyh Hakkı Efendi Erzurum’a gelip, Abdurrezzak Efendi’nin Pederi Muhammed Efendiye misafir olmuşlardı. Abdurrezzak Efendi onun her halini izlediğinde aradığı mürşidi kâmil olduğuna kanaatle ona intisap etmiştir. Az vakitte ikisi arasında esrar zuhüra gelmiştir. Şeyhinin hizmetine büyük bir muhabbetle sarılarak rızasını, duasını almıştır. Dersinde bulunanlar onun feyizli ruhaniyesinden faydalanmağa başlamışlardır. Bir sene sonra Tarikat hilafeti almış ve şeyhinin vefatına kadar, yirmi üç sene onun güzel nazarı ve terbiyesi altında yaşamıştır.

      Yüksek ilminden dolayı “İlmi” mahlasıyla anılır olmuşlardır. Hatt-ı celiden icazet alıp hattalar zümresine dâhil olmuştur. Orta boylu, az kır sakallı, zayıf bünyeli, yeşil sarıklı, sevimli, zarif, nazik bir zatı yüce kişi idi.

      Erzurum’da pederinin vefatından sonra Nakibül-eşraf olmuştu. Tefsir ilminde ileri düzeye sahib idi. Ruhu’l-Beyan’ı elinden bırakmaz, onu birkaç defa okutmağa Muaffak olmuştu. Erzurum’da ikamet eder, üç-dört senede bir defa, Ramazanı şerifte İstanbul’a gelirlerdi. Bir zamanlar Kocamustafapaşa’da, Hz. Sünbül’de ve sonraları Beyazit Camii şerifinde Mesnevi-i şerif okutmuşlardır.

      Bir zamanlar Hz. Sünbül’de kaldıklarında Hz. Pir’in işaretiyle kendisine tahsis olunan bir hücrede altı sene kalarak Nefsin arzuları ve dünya nimetlerinden çekinip perhizle yetinme yolunu tutup, Mesnevi-i şerif okutarak vakit geçirmiştir. Ders veriken gözlerini kapar öyle anlatırlardı. İnsan mest olurdu. Gerçek bir derya idi. Güzel hali ve anlatımı ile sözleri çok tesirli olurdu.

      Kimseye tarikat hilafeti vermemiştir. “Kendim irşada muhtaçım. Nerde kaldı ki toplumu irşada kalkışayım.” Der, alçak gönüllülük gösterirlerdi. Erzurum’da evleri arif ve ulemanın toplandığı bir mekândı.

     Eser sahibi idi. Eserleri; Risale-i Halal ü Haram, Manzeme-i Nüus-ı Seb’a, Müsavat-ı Aded-i Hurufat adlı yazma eserleri ve Divanı vardır. Divanı 1900 yılında basılmıştır.

      Lane-i aşkı arar her rüz u şeb

      Rahat itmez bir mekânda mürg-i can

Cümle eşya Hakk’ı tevhit itmede

Devr ider zirk ile bu kevn ü mekân

      Dide-i dil açılırsa İlmiya

      Eyleriz cananı seyran nagehan

                  ------

Âşık ol canana candan can ile cananı bul

Âşık anın bezminin can olmasun şermendesi

     Bende olma ehl-i dünyaya zehirdir sohbeti

     Can ile erbab-ı aşkın ol gönül efkendesi

Ey gönül erbab-ı cana itme arz-ı ihtiyaç

Bab-ı Hak meftüh iken gayra ne lazım iltica

     İhsan-ı Huda bir kuluna olsa eğer yar

     Ağyarını yar eyler anın harını gül-zar

Hayatı kalbi olanın mematı oldu hayat

Mematı kalbi olanın hayatı oldu memat

     İlmiya ehl-i dilin bendesi ol da şad ol

     Hoş gelür sohbet-i ahrar gönülden gönüle

      Abdurrezzak İlmi Efendi 6 Mart 1906 tarihinde, Perşembe günü altmış yedi yaşında, ahrete irtihal eyledi. Cenazesi büyük bir kalabalık halk topluluğu ile Büyük Camii şerif haziresine defin edildi. (Ulu cami, üç kümbetler civarı) Bu hazire tarih olmuş!

        Ruhu şad makamı cennet olsun.

   

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Halim Gencoglu
 16 Haziran 2018 Cumartesi 02:58
Merhum Abdürrezzak ilmi Efendi Osmanlı Devletinin Güney Afrika''ya göndermiş olduğu İslâm alimi Ebubekir Efendi''nin yeğeni ve damadıdır. Bu aile yüzyıllarca İslâm ilimleri ile istigal olmuş Seyid bir aileye mensup olup Selçuklu imparatorluğundan Osmanlı Devletinin hitamına kadar Nakibul Eşraflık müessesesinin temsilciliğini yapmıştır. Abdürrezzak ilmi Efendi Seyid Ebubekir Efendi''nin kızı Fehime hanımla evlenmişti. Torunları İstanbul ve Almanyada yaşamakta olup Nakipoğlu soy ismi kullanmaktadırlar.
 benim dedem
 19 Nisan 2015 Pazar 17:28
Rabbim insallah sefaat izni versin ve bizlere insallah sefaati nasip olsun
 Anladım
 4 Nisan 2014 Cuma 10:18
Değerli Hocam; yazılarınızdan çıkarmamız gereken dersler olduğunu düşünüyorum.Bunlardan biride "Kendim irşada muhtacım. Nerde kaldı ki toplumu irşada kalkışayım." Allah'a emanet olunuz.Ellerinizden öperim.Saygılarımla.
 biliyorum
 3 Nisan 2014 Perşembe 15:32
bizim atamızı sevenin, kapısının eşiğini sever sayarız. Allah sizi var etsin...
 Bilmiyorum
 3 Nisan 2014 Perşembe 12:21
Ebudıdıt: Sen benim canımdan çok sevip saygıda üstün tuttuğum Hocama rica ediyorum bir daha dede deme tamam. Senin Büyükbaban hem fiziki olarak hemde civanmertliği ile gönüllerin delikanlısı. Ben sana şöyle katılıyorum evet Allah bin kere razı olsunki her zaman çevresini aydınlatıyor. Senin yanaklarından Büyükbabanında ellerinden saygıyla öpüyorum.
 ebudıdıt
 2 Nisan 2014 Çarşamba 18:45
dede senden allah razı olsun ellerinde öperim
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi