Edip Somunoğlu’nu her Erzurumlu bilir…
Tanıyanlar da vardır…
Zira, Erzurum Belediye Başkanlığı yapmış bir zattır…
Bildiğim kadarıyla adına bir de ilköğretim okulu bulunuyor…
Belediyecilik hizmetlerinden bahsetmeyeceğim…
Babasından…
Dahası Babasının evinden söz etmek niyetindeyim…
Ahmet Somunoğlu’na ait tarihi bir konut…
Şair Nefi Orta Okulunun hemen arkasındaki sokakta bulunuyor…
1876 yılında inşa edilmiş…
Hem iç hem de dış mimari de ahşap ağırlıklı çalışılmış bir eser…
Evin kapısında erkek ve bayanlar için yaptırılmış ve eskiye ait çok değerli tokmakları da bulunan bu güzel konakta, tandır evi ihmal edilmemiş…
Malum tandır evleri hem yemek pişirmek aynı zamanda da, soğuk zamanlarda ısınmak amacıyla inşa edilirmiş…
Erzurum’da yöreye ait ifadesiyle “garlanguş” hakiki tanımı ise kırlangıç kubbe burada harika bir biçimde uygulanmış…
***
Bu evle ilgili enteresan bir ısıtma sistemi olduğu söylenir…
Derler ki…
Rus işgali sonrası bu evde rus stili bir ısıtma sistemi monte edilmiştir…
Borular duvar aralarından geçirilerek ilkel bir radyatör uygulaması yapılmıştır…
Ev halen faal durumdadır…
Ahmet Somunoğlu’nun kızı Hatice Hınım halen daha bu evde yaşamaktadır…
Renkli bir simadır…
Tekel’den emekli olan bu temiz dadaş kızı hiç evlenmemiştir…
Şimdilerde yaşı merdivenini 90’a doğru dayayan Hatice Hanım’a sıhhat diliyoruz…
Zamanı olan bu haneyi ziyaret etsin…
İçine girmesi mümkün olmasa da…
Dışarıdan görmek bile önemli…
Evin bulunduğu sokakta benzer çok sayıda tarihi konak var…
Bunların önemli bölümü de, küçük bir restorasyonla farklı kimliklerde işlev görmekteler…
Kimi çayevi olarak, kimi lokanta benzeri bir işletme vasfıyla…
Bize göre yok edilmeye terk edileceğine, bu şekliyle muhafaza çok daha iyi…
***
Bu tür tarihi mekanlarda gözlemlediğimiz temel unsur kasılmadan vücuda getirilmesidir…
Doğal bir biçimde…
Taklitten uzak, insan merkezli yapılar…
Bir bakıma aklı devre dışı bırakıp, duygu orijinli yaklaşımla oluşturuluyor güzel eserler…
İnsanın en tabii hali de, en duygusal olduğu anları değil midir?
Hiçbir kaynakta rastlamadım; ama, kuvvetle muhtemel, sinimmarların izlediği yol haritalarından biri bu olsa gerek…
Duygularının zirve yaptığı vakitlerde işbaşı yapmak!
Harcın içine bol kepçe duygu eklemek!
Aksi, bu denli etkileyici ve kalıcı olmaları mümkün olmazdı…