MENÜ
Erzurum 15°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yakalanan Hırsızlar
Ahmet Göksan
YAZARLAR
2 Mayıs 2009 Cumartesi

Yakalanan Hırsızlar

Ermenistan Dışişleri Bakanı Nalbatyan açıklamasında, Amerikan Başkanının son konuşmasını değerlendiriyordu.

Bay Bakan, Başkanının 24 Nisan nedeniyle yaptığı konuşmasını önceki başkanların konuşmaları ile karşılaştırıldığında ileri noktaları içermekte olduğunun vurgusunu yapıyordu.

 Önceki başkanlar konuşmalarında, o sihirli soykırım sözcüğünü kullanmıyorlardı. Sadece yaşanan trajediden söz etmekle yetiniyorlardı. Şimdiki başkan İngilizce olarak soykırım sözcüğünün yerine Ermenice aynı anlama gelen sözcüğü kullanmayı yeğliyordu.

Sürekli olarak Amerikan başkanlarından şikayetçi olan Ermeniler, bu söyleme karşın yine de tatmin olamadılar.

 Amerika’da yapılan son başkanlık seçimleri sırasında adaylar, hem parti içindeki mücadelede hem de başkanlık seçimlerinde Ermenilere yakın durmaya özen gösteriyorlardı.

Doğal olarak bu söylemlerin seçim alanlarında kalması gerekiyordu. Başkanlık koltuğuna oturan kişi, söyleminin seçim alanlarında kalmayacağının işaretlerini de kısa sürede vermeye başladı.

Aynı kişi senatör olarak görev yaparken Erivan’a atanacak olan Amerikan işgüderinden, “Ermeni soykırımına ilişkin çalışmalar yapacağının” sözünü vermesi sonrasında onay verdiğini, bu söz sonrasında işgüderin atanmasının yapıldığını da anımsatmak istiyoruz.

Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasındaki konuşmalarında, Ermeniler konusunda söylediklerinin arkasında durduğunu söylüyordu. Ziyaretin şaşası içinde bu açıklama adeta ortalık yerde kalıyordu. Başkanın kedilere ve köpeklere olan sevgisi öne çıkarılıyordu.

Geldiğimiz noktada siyasetçilerin verdikleri tepkileri son derece doğal karşılıyoruz. Ama yeterli görmediğimizi vurgulamak istiyoruz. Herkes kendi siyasi sorumluluğu ve bakışı doğrultusunda değerlendirmeler yapıyor. Yapmaya da devam edecekleri anlaşılıyor.

Yapılması gerekenin ise, ulusal bir konu olarak karşımıza çıkan bu durumda ulusal bir duruşu göstermekten geçtiğinin kabul edilmesi gerekiyor. Bu dağınıklıktan kısa sürede kurtulmak gerektiğini yinelemek durumundayız.

Çok bilinen bir öyküyü burada yinelemek istiyoruz. Eve giren hırsız evin oğlu tarafından suçüstü yakalanır. Babasına hırsızı yakaladığını yüksek sesle duyurmaya çabalar. Babası hırsızın getirilmesini söyler. Gelmediğinin yanıtını alınca o zaman serbest bırakılmasını ister ve  hırsızın gitmediği yanıtını alır.

 Şu anda bulunduğumuz nokta, hırsızın durumu ile örtüşüyor mu ne…

Amerikan başkanının söylemini öne çıkardığımız noktada Kanada’nın başbakanının söyleminin göz ardı edilmemesi gerekiyor.

Başbakan Bay Stephan Harper, Kanada Parlamentosunda alınan “Ermeni soykırımını ve toplu katliamların” tanınması kararının yıldönümündeki yaklaşımını sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Kanada Hükümetinin 2002 ve 2004 yıllarında iki kez sağlam olması açısından olacak, anılan kararları aldığının unutulmaması gerekiyor.

Kanada Hükümeti bu kararın kutlama toplantısına temsilci göndermekle yetinmiyor, Kanada Ermenileri Kongresi’nin  -  CCA  -  internet sitesine de açıklamalarda bulunuyordu.

Bay Harperin, “1915 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü sürecinde, Ermenilerin katlandığı korkunç acı ve korkunç kaybın” tanınmasına ilişkin çağrısı yayımlanıyordu.

Bir ülkenin çöküş sürecinde devlet otoritesinden söz edilemeyeceğini Bay Başbakanın bildiğine de inanmak durumundayız. Bay Harper’de yakalanan hırsızla yarışıyor mu ne…

Amerikan Dışişleri Bakanlığı, Ermenistan’la gerilim yaşandığı bu günlerde yaptığı açıklamada “…ilişkilerin normalleşmesi ve sınırların açılmasına yönelik adımların, ortak trajik tarihle yüzleşme konusunda daha olumlu bir ortamın yaratılacağına” inanıldığının (karşı tarafın pozisyonunu korumasına karşın) türküsünü çığırıyordu.

AB’de altı aylık dönemlerde yayımladığı değişik isimlerdeki raporlarında Türkiye’den komşuları ile olan sınır sorunlarını aşmasını istiyordu.

Ortalık yere çıkan bu gerçek sonrasında, adı geçen ülkelere nota vermenin yeterli olamayacağının görülmesi gerekiyor. Bilim insanlarının yapacağı çalışmalar sonrasında ortalık yere çıkacak gerçekler doğrultusunda, siyasetçilerin de ortak söylemde buluşmalarını zorunlu kılmaktadır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılan seçimler sonrasında dışarıdan gelen tepkilerin devam ettiği biliniyor.

Buna karşın adada bir siyasi partinin genel başkanının para ile oy satın alındığını söyleyerek gündem yaratmaya çalışıyor olması anlaşılır bir husus olmasa gerek.

Bu söylemin yatsıya kadar bile hükmünün olmadığı da kısa sürede görülmüştür.

Amerikan Dışişleri Bakanı, son dönemde Kıbrıs’taki yöneticilerle yaptığı görüşmeler sonrasında “herhangi bir şeyi dayatma niyetimiz yok” diye konuşuyordu.

 O zaman yapılması gereken, ucuz tartışmaları bir yana bırakarak ulusal bir duruşun gösterilmesi gerekmiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi