MENÜ
Erzurum 15°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kinin Bitmeyeni
Ahmet Göksan
YAZARLAR
18 Nisan 2009 Cumartesi

Kinin Bitmeyeni

Amerika’nın son dönemde dünya kamuoyundaki görüntüsünü yerlerde sürünmek olarak tanımlamak olasıdır. Türkiye gezisini bu görüntüyü tamir etmek amacı ile düzenlediğini de söylemek istiyoruz.

Bu gezisi sırasında başkanlık görevinin yanı sıra çok iyi bir halkla ilişkiler uzmanı olduğunu da kanıtlamıştır. 

Türkiye’de yaşanan deprem sonrasında Türkiye’ye gelen bir önceki başkanın bir bebeğin burnunu sıkması, günlerce konuşulup yazıldığı unutulmamıştır.

Şimdilerde ise başkanın bir kediyi sevmesini öne çıkararak hayvan sevgisini gündemde tutuyoruz.

1950’li yılların sonlarında, Türk siyasi yaşamına damgasını vurmuş olan rahmet ve saygı ile andığımız Prof. Dr. Turhan FEYZİOĞLU’nun, “Nabza göre şerbet vermeyin. Doğrular ne ise onları söyleyiniz” sözlerini bu fırsattan yararlanarak anımsatmak istiyoruz.

Benzer bir değerlendirmenin İngiltere’de yayınlanan Financial Times gazetesinde de görüyoruz. Gazete, başkanın Meclis’teki konuşmasını mükemmel olarak değerlendiriyordu. “Hiçbir konuyu atlamadı. Hiç radikal politik açılım yapmadan, radikal bir şeyler söylüyormuş havası yarattı. Yağ yakarak Türk siyasetçilerini kandırdı. Ne söylediği değil, nasıl söylediğine bakmalı!” diye yazıyordu.

AB konusundaki söyleminin orta şiddetin ötesinde bir tepki yarattığının bilinmesi gerekiyor. Medeniyetler İttifakı toplantıları için İstanbul’a gelen Finlandiya cumhurbaşkanı bayan Halonen, “Amerika’nın  AB’ne şu ülkeyi alın yönündeki bir çağrısı, bizim de şurayı ülkenizin bir eyaleti yapabilirsiniz dememizden farklı değil. Amerikan yönetimi, Türkiye’nin AB ailesine girmesini istiyor. Bizde, bunun için gereken koşulları  yerine getirmelisiniz. Umarım ev ödevinizi yaparsınız” diye konuşuyordu.

Bayan Halonen, “Türkiye’nin yapabileceği en iyi şey, ev ödevini yapmamak için gerekçe bulmaktansa, reformlara yatırım yapmaktır” vurgusunu yapıyordu.

Tembel bir öğrencinin yaptığı gibi, ödevini yapmamak için gerekçe uydurmasının arkasına saklanmayın mı demek istiyor ne…

Türkiye’nin Ermenistan’la olan ilişkilerine ayak topu oyunu gerekçe gösterilerek yeni boyutlara taşınmak isteniyor.

Ermenistan’la Kıbrıs Rumları ve Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı olan tutumlarında esneme yaşanmadığı biliniyor.

Her üç ülke ile sağlıklı bir çözümün nasıl yakalanacağını bilenlerin beri gelmeleri gerekiyor.

Ermenistan anayasasında ve nerede ise tüm resmi belgelerinde yer alan Türkiye’ye saldıran ilkelerin,  ortalık yerden kaldırılması gerekiyor.

Bunların düzeltilmemesi halinde her hangi bir radikal işlemin yapılmamasını zorunlu görüyoruz.

Ermeni Ortodoks Kilisesi’nin önderliğinde yürütülmekte olan Türk ve Türkiye düşmanlığına da son verilmelidir. Peşin ön yargı ile yetiştirilenlerle sorunların nasıl ve ne şekilde çözüleceğinin yanıtının da verilmesi gerekiyor.

Bu konunun öncelikle görüşme masasına taşınması bir zorunluluktur.

Benzer bir uygulamanın Rumlar ve Yunanlılarla da yapılması gerektiğini anımsatmak durumundayız.   

Diğer yandan soykırım savlarına da artık son verilmesi gerekiyor. Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ’dan çekilmesi üzerinde özellikle durulmalıdır. Bir yanda soykırıma uğradığını söyleyerek dünyayı kandırmayı başaran bu ülke,  öncelikle Karabağ işgalinin hesabını vermek durumundadır.

Yakın geçmişte kadın çocuk demeden Karabağ’da Hocalı’da yaptığı soykırımın hesabını vermeden, yüzyıla yakın bir süre önce yaşandığını öne sürdüğü kırımdan hesap sorabilme hakkının olmadığı anımsatılmalıdır.

Azerbaycan’ın son dönemde uğradığı bu soykırımın bir ilk olmadığı biliniyor. 1918 yılından bu yana değişik dönemlerde saldırıya uğrayıp soykırımları yaşadığını anımsatmak istiyoruz.

Ortak kaderi paylaşmakta olduğumuz Azeri kardeşlerimizle Ermenistan konusunda birlikte hareket etmek gerektiğini belirtmek istiyoruz.

Aksi halde, “tek millet iki devlet” söylemi havada kalacaktır.

Gelinen bu noktada karşı tarafa ayak topunu yöneten hakemler gibi kırmızı kart göstermek gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Gürhan Özorhan
 18 Nisan 2009 Cumartesi 19:52
Sayın Göksan,Osmanlı Devletinden borç istemeye gelen Avusturya büyük elçisinin isteyini geri cevirmeye çalışan lalaya 4ncü Murat!ın verdiği cevap"bugün bizden borç para talep edenler,yarın emir almaya alışırlar"bu gerçekler ışığında nasıl politikalar yürütüldüğü hepimizce aşıkardır.IMF ve AB Politikaların esir aldığı bir Türkiye!de Yedi düveli dize getiren Devletimizin Kurucusu,Mustafa Kemal Atatürk!ün gürüş ve düşünceleri doğrultusunda hareket etmek en doğru bir yol olacagıgörüşünü paylaşanlardanım.Türk!ün Türk!ten başka dostu olmadığını birilerine anlatmak için çaba gösterenleri hiçe sayanlar bu sorumluluktan nasıl kurtulacaklar anlamış değilim.Dış politika ve politika eğitimi almış birisi değilim ama,ülkemin imajının ayaklar altına alınmasına sonderece üzülen gavim gardaş diye yardım dileyen soydaşlarımın ızdırabını yüreğimde acı ile hisseden,ülkesini ve milletini seven herkes gibi ızdırap duyanlardanım"Yurtta Sulh Cihanda Sulh" söyleminin gercege dönüşmesi dileği ile ülkü ile kalın
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi