MENÜ
Erzurum 17°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Şehirlerimize Neler Oluyor?
İsmail Bingöl
YAZARLAR
23 Şubat 2009 Pazartesi

Şehirlerimize Neler Oluyor?

Şehirler bir aşk gibi kuşatır onu tanımak ya da anlamlandırmak için gayret edeni... Asırlar öncesine uzanan bir zaman dilimine yolculuğu sırasında, sevenleri tarafından hanlar, hamamlar, saraylar, camiler, medreseler ve daha nice eserle donatılan şehirler, ruhunu kabzetmek isteyenlerin elinde bir viraneye dönüşmüş ve gün gelmiş o eski güzelliğinden, o muhteşem görüntüsünden eser kalmamış. Solgun, yıkık ve derbeder halde kaderine terkedilmiştir. Sonraları; başka birilerinin, yeni sevenlerinin ellerine kavuşunca, küllerinden tekrar doğmuş ve şehir(ya da şehirler) için yeni bir dönem, yeni bir zaman başlamıştır. Serpilip geliştiği, coştuğu, çarşılarında oluk oluk kervanların aktığı, pazarlarında insanların koştuğu, evlerinde, camilerinde, gürül gürül seslerin yükseldiği; medreselerinde, mekteplerinde ilim ve irfanın öğretildiği, ışıklı, aydınlık bir dönem... Verdiklerine layık olmak için insanlar onu bin bir türlü nakışlarla bezemişler, bin bir türlü eserle süslemişler ve geleceğe armağan olarak bırakmışlardır.

         Bugün o geleceklerden birini yaşıyoruz ve şehirler için,  dilinden ve ruhundan anlamayanların hâkim olmasıyla, yine kadersiz, yine sönük, yine acılı (Her şehir için söylenemese de, bizim de dahil olduğumuz, bütün bir Şarkın bu konuya bakış açısı için rahatlıkla söylenebilir) bir dönem başlamıştır. Burada daha acı olan, yıkıcıların ve ruhunun inceliklerini törpüleyenlerin, dışardan değil, içerden olması... Onlar gibi; bir akınla, bir zaferle, bir işgalle gelmeyip, bağrından doğması, yüreğinde büyüttüklerinin çocukları olması... İşte acının büyüğü burada saklı. Bakışlarının ışıltısını körelten,  gün be gün bir hayal olmaya doğru iten eller kendinden çünkü...

         Halbuki bu eller, sahip oldukları imkânlar dahilinde, daha iyi, daha güzel, daha sanatkârane şehirler kurabilir; bunun yanında geçmiştekilerin yaptıklarını da muhafaza edip, yeniyle eskiyi uyumlu, ahenkli bir iç içe geçirmeyle daha güzelini ortaya koyabilirlerdi.

         Günümüzde artık hayatın akışının büyük bölümü şehirlerde cereyan etmekte ve şehirler eskiye oranla, bundan otuz kırk önce hayal ettiğimizin çok daha ötesinde hayatın merkezine oturmaktadır. O halde bunu önceden görmek ve buna göre tedbir almak gerekmez mi ya da tedbir almayanlar için söyleyelim; gerekmez miydi? Şehirlerimizin otuz, kırk, elli yıl sonra nerede olacağı, olması gerektiği sorusu sorulmamalı mıydı? Bunda geç kaldığımızın o kadar çok delili var ki? Çevre, mimarî, şehircilik ve şehir planlamacılığı açısından...

         Önümüzdeki yıllarda şehir, yukarıda saydığımız ve daha sayabileceğimiz noktalar açısından nerede olmalı ve şehrin o gelecekte nelere ihtiyacının olacağı, şiddetle neye ihtiyaç duyacağı (yani duyacağımız) önceden düşünülmeli değil miydi?

Oturulacak mekân, kullanılacak su, yürüyüp koşulacak park, bahçe, kısacası doğal çevre, kültürel faaliyetlerin yürütüleceği merkezler ve daha bunun gibi; insanı derinden etkileyen ve her yönüyle ilgilendiren konulara zamanında önem verilmeyip, bunu sağlayacak fırsatlar, imkânlar elden gittikten sonra düşünmenin ne faydası var şehirlere ve insana... Kaynakları öncelikler sırasına göre harcamayıp, zamansız ve yersiz şeyler yapmak da; faydasız işler olarak görülebilir.

İşte yönetmenin veya şöyle söyleyelim; doğru yönetmenin ne olduğu ve sonuçlarının ne olacağı da burada ortaya çıkmıyor mu? Bunun vebalini yüklenenlerin işin gereğini yapmadıkları anlaşıldığında, onlara ne yapılsa bile bu durum telafi edilebilir mi?

         Şehir artık mimarî açıdan yaşanacak halden çıkmışsa, çevre (hava, su, toprak, ağaç) mahvedilmişse, bakınca insanı rahatsız eden, tıkış tıkış, oradan kaçmanızı çağrıştıran mekânlarla doldurulmuşsa ve şehre şehir olma vasfını kazandıran özellikler bir bir ihmal edilip; yerlerine, düşüncesizliğin, menfaatin, aymazlığın çocuğu çirkin binalar dikilmişse... Artık bunları yapanlara ve şehirleri kendi ihtiraslarının, bilgisizliklerinin, ihtiraslarının kölesi haline getirip, bu derece yüzüne bakılmaz şekle dönüştürenlere ne dense, ne yapılsa bile faydasızdır ve ortaya çıkan zararı karşılamaktan çok uzaktır. Olan olmuştur ve şehir; ismiyle bağdaşan özelliklerini yitirmiştir. 

         Ama yine de, bu görevi yüklenecek olanlara ibret olması bakımından, konu kendi haline bırakılmamalı ve her aklına yatanın böyle bir işe kalkışmaması için lüzumu yapılmalıdır. Yapılıyor mu ya da şimdiye kadar kimseye böyle bir cezai yaptırım uygulandı mı? sorusu artık cevabını bulmalıdır.

            Not: Yerel seçimlere hızla yaklaştığımız şu günlerde; yukarıda yazdıklarımızın daha bir dikkatle okunması gerektiğini düşünüyoruz.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 sema
 8 Mart 2009 Pazar 17:37
dünyadaki tüm herkezin mevlid kandilerini kutları
 Dr.Salih Kocaoğlu
 27 Şubat 2009 Cuma 23:46
Sayın Bingöl,yazınız çok güzel,tebrikler.Yazınızı okurken avukat,şair sayın Uğur Koçlunun 'ben sana nasıl anlatayım be güzelim şimdi' başlıklı şiiri geldi hatırıma.Şehirler yaşayan olmalı,yaşanabilir olmalı,konuşmalı,avutmalı,eğlendirmeli,öğretmeli,korumalı,kollamalı bizleri...sevgiler,saygılar.
 Selo
 26 Şubat 2009 Perşembe 00:48
Sayın cindilli (Parti önemli değil)Belediye Başkanı olmalıdır. SSK rant tesislerinden Tebrizkapı'ya kadar kent yıkılmalıdır diyen bir insana bu yakışır. MIMAR arkasaşımızı da tebrik ederim. Kendisi de bu görevi düşünmelidir. Tanımıyoruz bu arkadaşı ama ufku geniş bir insan olduğu belli. Burada bir şey eklemek isterim. 29 Martta kim başkan olursa olsun lütfen herhangi bir Rus kentini ziyaret etsin sonra koltuğa otursun. Selamlarımla...
 MIMAR
 25 Şubat 2009 Çarşamba 18:22
Cok doluyum dadaslar... meli ve malı ları yazsam burdan Istanbula yol olur... Meramimizi anlayan anlamıştır zaten.. Hakkınızı helal edin...
 MIMAR
 25 Şubat 2009 Çarşamba 18:21
21- Erzurumlu sehrinin , PKK haritalarında sözde Kürdistan topraklarında gösterildiğini, Israil'in su projjesinde suyun baslıca kaynagı olarak bas hedefinde oldugunu, Ermenistan'ın anayasasında sözde buyuk ermenistan toprakları içerisinde gosterildigini bilmeli ve unutmamalı 22- Erzurumlu beyinlerini geri cagırmalı 23- Erzurumlu çıkıp " yeter artık dedikoduan bıktık" diye haykırmalı 24- Erzurumlu uzanamadıgı cigere murdar demekten vazgeçip, o cigere nasıl ulaşabilirim diye calışmayı denemeli 25- Erzurumlu miskinlikten, tembellikten arınmalı 26- Erzurumlu bünyesine köküne kadar girmiş olan yalakalık illetinden kurtulmalı, 27- Erzurumlu toplumun her kesiminde birbirlerini agırlayan körler ile sagırları " yeter ulan " diyerek basının uzerinden alasagı etmeli 28- Erzurumlu büyük düşünmeli ve büyük plan yapmalı 29- Erzurum büyük bir eğitim hamlesi yapmalı ve üniversite de ki basarısızlıgı bir an önce halletmeli 30- Erzurum beyinsiz,yetersiz,kapasitesiz yoneticilerinden arınmalı
 MIMAR
 25 Şubat 2009 Çarşamba 18:13
12-Belediyecilik, yol kopru asfalt kaldırım yapmak degildir. Kafadan sakat bir adamın belediye başkanı olması gerekli. 13- Statukocu butun gorevliler azl edilmeli. 14- Şehirde radikal bir ameliyat yapılmal, cerahat temizlenmeli 15- Kapasitesiz, yeteneksiz, ilgisiz, aşksız, hırsız, arsız müdürler çalıştıkları kurumlara hademe olarak atanmalı 16- Sehri bu denli suskunluga, tepkisizlige, uykuya sevk eden CEMAAT otgutlenmeleri kontrol altına alınmalı 17- Kültür Merkezi bile olmayan şehrimde acilen kültür merkezi kurularak Erzurum'da bir kültür devrimi gerçekleştirilmeli 18- Erzurum Türkiyenin Türk Dünyasına açılan kapısı haline getirilmeli 19- Turizm, madencilik, su, petrol, granit ve universitenin belirleyecegi sektorlerde yatırımlar yapılmalı 20- AB uyumluluk yasalarıyla TC nin bagımsızlıgını AB'ye endeksleyecek kararların 23 temmuzda kongre binasında imza altına alındıgını gercek ERZURUMLU hiç bir zaman unutmamalı
 MIMAR
 25 Şubat 2009 Çarşamba 18:03
1- Erzurum tarihi bir sehirdir. Erzurumda gelisi güzel betonarme bina yapılamaz. 2- Yeniden bir sehir planı yapılarak, tarihi forma uygun planlı bir yapılaşma yapılmalıdır 3- Belediye yapılacak binaların planlarını bu basit mantıga göre düzenlettirmelidir 4- Tarihi sehir restore edilerek tarih turizmine kazandırılmalıdır. Yoksa elimizde büyük eserler hariç tarihi Erzurum namına bir şey kalmayacak 5- Şehrin ekonomik olarak devlete, askere, üniversiteye bagımlılıgı mutlaka giderilmeli 6- Şehir bir seyler uretmeli ve satmalı 7- Bu sehrin dusunen adamları şapkalarını onlerine koymalı ve yalakalıklarına artık son vermeli 8- Bu sehir ankaranın gırtlagına binerek istemeyi ögrenmeli, istemek için düşünmeli 9- Bu sehrin üniversitesi uretim için kafa yormalı 10- Sehir topyekün bir aydınlanma hareketine girmeli, halk sehrin gelecegi konusunda bilinclendirilmeli 11- Sahip cıkılmayan memleketin gozumuzun onunde gıdım gıdım batmakta oldugunu namus sahibi kalem sahipleri artık haykırmalı.
 Fehmi SERİNKER
 24 Şubat 2009 Salı 15:02
Sevgili gardaşım ne güzel diyorsun, diyorsun da kime; Evet bundan 20 sene evvel doğunun Paris'i olan benim memleketim, (özellikle son beş yılı kastederek diyorum ki) oldu doğunun eh işte iyi kasabası, ve ne yazık ki ben, ESKİ ERZURUMUMU ARIYORUM. Bu cümleyi bana söyletenler (sanmıyorum ya) utanır inşallah. TANRI TÜRKÜ VE TÜRK MİLLETİNİ KORUSUN
 Gürhan Özorhan
 23 Şubat 2009 Pazartesi 13:51
vererek,siyaset canbazlarının perde arkası oyunlarınıda bozmuş olacagın gibi saf ve temiz duygularını istismar edenlerede engüzel cevabı vermiş olacaksın.Selam saygı ve sevgilerimle,Ülkü ile kalın.
 Gürhan Özorhan
 23 Şubat 2009 Pazartesi 13:45
Sayın Bingöl,Ruh ve zihinlerin kirlendigi bu ortamda,secmenden dogru bir karar beklemek hayal olur.Aydınların görevi bu karanlık fikir babalarını açıga çıkarmak,medine dilenciligine özendirilen halkın onurunu,rüşvetle istenen oy'unu vicdanının sesini dinleyerek kullanmasını ,saglayacak söylemlerle anlatmakla mümkün olacaktır.Bunu başardıgımız zaman hem şehrimiz hemde ülkemiz,yeni ufuklara yelken açacaktır.Haydi dadaşım üzerinde dolaşan bu sisli bulutları, hür iradenle yok ederek gelecegine yön -
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi