MENÜ
Erzurum 14°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Ötenin Fantazisi
Ahmet Göksan
YAZARLAR
29 Ekim 2010 Cuma

Ötenin Fantazisi

Bütün mücadelemizin hedefi halkımızın menfaatlerini müdafaa etmektir. Beklediğimiz tek mükafat ise vicdani bir huzurdur”.
                                                                                                                  Dr. Fazıl KÜÇÜK
 
            Türkiye’nin 2005 yılında başlatılan AB’ne üyelik müzakereleri 5. yılını tamamladı. Tören düzenlenmediğinden olacak hiçbir kimse olayın ayırdına ne yazık ki varamadı. Aradan geçen bu zaman diliminde gelinen noktayı nasıl isterseniz veya dilediğiniz gibi değerlendirme hakkınız vardır. Gelinen noktayı sıfıra sıfır elde var sıfır olarak da değerlendirmek olasıdır. Bu değerlendirme bir fentezi olmanın ötesindedir. Yalnızca bir başlığın bu dönemde kapatıldığını da paylaşmak istiyoruz.
Önümüzdeki 09 Kasım gününde yıllık ilerleme raporunun açıklanacağı duyuruluyor. Bu açıklama ile Türkiye’nin geleceğinin belirleneceği kulaklara söyleniyor. Fazladan iyimser bir beklentiye girmiyoruz. Ortalık yere konulacak olan ipin uçları belli olmaya başladı bile. AB’nin Genişlemeden Sorunlu masasının sözcüsü olan Angela Filote, ağzı sürekli olarak açık olduğundan baklasını düşürdü.
Bayan Filote, Türkiye’nin yapması gereken koşulları sıralarken, yapılması gereken çok iş olduğunu belirtiyordu. “Türkiye, limanlarını Güney Kıbrıs’a açılmasını öngören ek protokole uymazsa ne olacağını düşünmek bile istemiyorum. Açılabilecek sadece üç başlık kaldı. Anlaşmaya uygun bir şekilde Güney Kıbrıs’a limanlar açılmazsa müzakereler duracak. Trenin çarpmasını beklememek gerekir” diyordu.
Katılım müzakerelerindeki anahtarı mendil büyüklüğündeki ülkeye teslim ettikleri anlaşılıyor. Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nü uygulamaktan özenle çekinen AB’nin de ipleri Rumların elindedir. Verdikleri sözlerini yerine getirmeyenler için fazladan bir beklentiye girmemek gerekmektedir. Siyasetçilerin de artık bu gerçeklerle yüzleşmeleri gerekiyor.
Adadaki uyuşmazlığın sorumlusu olarak Türkiye’yi ve Kıbrıs Türklerini görenlerin ve gösterenlerin yaşananlara tek gözle baktıkları anlaşılıyor. 2004 yılında yapılan referandum sürecinde alanlara çıkarak AB türkülerini çığıranların günümüzde sessiz kalmayı yeğledikleri anlaşılıyor. AB denen kuruluşun verdiği sözleri yerine getirmediği görülüyor. O günlerde alanlarda olanların günümüzde sessiz kalmaları anlaşılır gibi değildir. O günlerde yapılanların da güdümlü olarak yapıldığı kuşkuları da gerçek olarak ortalık yere çıkmıştır.
BM adına görüşmeleri izlemekle yetinen Bay Dovner, “yılsonuna kadar Kıbrıs sorununun büyük bölümünde uzlaşma olasıdır” söylemi biraz olsun havada kalmaktadır. Çünkü mülkiyet konusunda uzlaşının sağlanamayacağı ve karşı tarafın açıklamaları uzlaşıyı zorluyor.
Bir önceki Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Dimitris Hristofyas arasında yapılan görüşmelerin kitaplaştırılmış olması zamanlama açısından ilginçlikleri içermektedir. Simerini gazetesinin haberine göre kitabın adı “İşaretli Deste”dir. Yazarlarının üç kişi olduğu anılan haberde yer alıyor. Yazar isimlerinin doğru veya yanlış isimler olması fazladan önemli değildir. Önemli olan Rumların ne kadar güvenilmez olduğunun kanıtlanmasıdır. Veya kendi kamuoyunu olası gelişmelere ilişkin olarak bilgilendirmektir.
Kitabı yazanlar, “Bugün yürütülen şekliyle müzakerelerin adil, yaşayabilir ve işleyebilir bir çözümü gündeme getirmesinin olanaklı olup olmadığını, Hiristofyas’ın müzakereleri 2008 başkanlık seçimlerinde halktan aldığı yetkiye uygun olarak mı yürüttüğü, BM’in Kıbrıs halkına 24 Nisan 2004’te ortaya koyduğu iradesine gerçekten saygı gösterip göstermediği, müzakerelerde Türk tarafının olumlu tavrı olup olmadığı, tarafların isteklerinin neler olduğu, BM’in tavrının ne olduğu sonunda sahneye konulan oyunun ne olduğu” sorularına yanıt bulabilmek için bu kitabı yazdıklarını kaydediyorlar.
Bunun ötesine geçerek, “Kıbrıs sorununda bir istila, işgal ve insan hakları ihlali sorunu olarak mı ortaya koyduğunun aydınlanacağı” soruları ile de meydan okuyorlar.
Karşı taraf bunlarla uğraşırken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adına görüşmelere katılanların suskunluğu, ilginç ötesi bir durumdur. Bir hayli de düşündürücüdür. Doyurucu ve inandırıcı açıklama yapmaları gerekiyor mu ne…           
En büyük bayramımızı en içten dileklerimizle kutluyoruz.
SEVGİ ile kalınız…
 
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi