MENÜ
Erzurum 17°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Ömrünü Erzurum Folkloruna Veren Adam: Sebahattin Bulut (2)
İsmail Bingöl
YAZARLAR
3 Mart 2009 Salı

Ömrünü Erzurum Folkloruna Veren Adam: Sebahattin Bulut (2)

Erzurum üzerine yazdığı oyunları, sahnelendiği yıllarda büyük bir yankı uyandırıyordu. Ayrıca yazdığı oyunlardan bazıları TRT Ankara radyosu tarafından radyo tiyatrosu olarak oynanmıştı.

 “Aziziye’de Düğün Var”, “Beyaz Kartallar” bunlardan birkaçıydı.

Devamını yine ondan dinleyelim:

            “1958 yılında Ankara radyosu, içeriğini kahramanlıkların oluşturduğu bir program yapıyordu. Yirmişer dakikalık oyunlar istiyordu ve on esere ödül verilecekti. O yıl ben de “Aziziye’de Düğün Var” isimli bir oyun yazdım ve ben de ödül aldım.1960 yılında Erzurum radyosu kısa dalga üzerinden yayına başlayınca Erzurum radyosu şefliği benim bu oyunumu yeniden Ankara’ya göndererek seslendirdi. Devlet tiyatrosu sanatçıları tarafından seslendirilen bu oyun, o yıl Kurtuluş bayramında Erzurum radyosunda yayımlandı. Ben hep Erzurum’la ilgili oyunları işlemek istiyordum. Yazdığım oyunlardan dördü de televizyon için çekilmişti.”

            1957 yılında Erzurum Halk Oyunları ve Türküleri Derneği’nin kurucu üyelerinden olan Sebahattin Bulut; Muhtar Dursunoğlu, İhsan Ertugay ve bar ekibi mensupları ile birlikte böyle bir derneğin kurulmasında karar kılmışlardı.

Yönetim Kurulunda kendisinden başka Hilmi İncesulu, Muhtar Dursunoğlu, Turan Bilgin, İhsan Ertugay, İhsan Taftalı,  Nimet Gezmiş, Nihat Demiryürek, Şeref Uludağ, Hulusi Seven, İhsan Coşkun Atılcan ve Bahattin Merdal gibi; o zamanın Erzurum’unun tanınmış kişileri görev almışlardı. Derneğin Halk Müziği bölümünün hocalığını Hulusi Seven (Faruk Kaleli hoca sağlığında bu görevi üstlenmesini istemişti), klasik koronun şefliğini İsmet Danış üstlenmişti. Bar çalışmalarının başında ise; İhsan Ertugay, İhsan Taftalı ve İhsan Coşkun Atılcan vardı.

Yarım asır yönetimde çalışan Sebahattin Bulut, 1974 yılından itibaren de başkanlık görevini devraldı ve ölünceye kadar yürüttü. Derneğin yayınladığı 6 sayfalık “Yakutiye” mecmuasının genel yönetmenliğini de yapan Bulut; aynı zamanda ilk folklor araştırmalarını burada yayınladı.

            Doktorluğunun yanında, Erzurum folkloru açısından önemli eserlere imza atan Prof. Dr. Zeki Başar’ın, daha hayatta iken onun için yazdıkları, önemli tespitler içeriyor:

            “Birinci dünya savaşı sonrasının yokluklarını, darlıklarını yaşayan kuşaklardandır.(…) Çalışma gereğiyle öğretimine ara vermekle beraber, kendisini yetiştirmesini bilmiş, çok çalışmalar yapmıştır. Okumuş, hazırlanmış, piyesler yazmış ve o günlerini birkaç bakımdan değerlendirmiş, hiç de elverişli olmayan koşullarda yazdıklarını halka sunmak yollarını aramış ve bulmuştur. Bu konuda kimi kulüplerin olanaklarından yararlanmıştır. Yıllar eskidikçe o gelişip yenilenmiş, rağbet görmüştür. Bu kadarla kalmamış, yazarlık yapmış, eserler vermiştir. Bu yönüyle Sabahattin Bulut, kendi alanında Erzurum'un ikinci bir Abdurrahim Şerif BEYGU'su olmuştur. Kendini yetiştirmek, üstelik alışılmamışları vermek ve kabul ettirmek suretiyle çalışmıştır.

            Bütün bunları yapan Sabahattin Bulut, folklor alanında (günümüzün önemli konuları) ve folklor yöneticiliğinde başarılı bir örnek olmuştur. (…) Kanımca, iki hizmeti çok önemli ve dernek açısından hayatidir. Biri, Erzurum oyunlarıyla ilgili müziği, konuda yetki sahibi Muzaffer SARISÖZEN, Yücel PAŞMAKCI, Nida TÜFEKÇİ ve diğerleri gibi sanatçılarımıza besteletmiş olmasıdır. Bir diğeri de, Derneği, bir merkez binaya kavuşturmuş olmasıdır.” (Cumhuriyet  Dönemi Erzurumlu 54 Müellif Ve Eserleri, İstanbul, 1998)

Sebahattin Bulut; yazdığı kitaplarla, sahneye koyduğu eserlerle, doğunun en büyük kültür merkezi olan Erzurum’un ünlü kişilerini; ilim, kültür, sanat ve siyaset alanında iz bırakanlarını tanıtmaya ve böylelikle onları gelecek kuşaklara aktarmaya çalıştı.

Bunu yaparken karşısına çıkan zorlukları, “Erzurum’da İz Bırakanlar” adlı kitabının sunuşunda bakın nasıl dile getiriyor:

 “Parlak kubbelerinde maviden-turuncuya kadar türlü türlü renklere bürünen güneş, dumanlı dağların ardından kayboluncaya kadar, bu şehre her gün binlerce kervan girer çıkarmış… Semerkant’tan, Taşkent’lerden, Buhara’lardan onlarca insan gelir, medrese tahsillerini burada sürdürür, çoğu burada müritliğe girermiş. Böyle bir şehrin hayatında iz bırakanları derlemek toplamak elbette ki kolay bir iş değildir. Kaldı ki salnamelerde ve il yıllıklarında bile kaynakça olarak pek bir şey yoktur. İşte bu yokluklar içinde yola çıkarak bir şeyler bularak bu derlemeyi yapmaya çalıştık… Umarız ki gelecek kuşaklar da günü geldiğinde onları ele alacak, bir ikinci “İz Bırakanlar”ı da onlar yayınlayacaklardır.”

            Son cümlede gelecek kuşaklara, geçmişten miras olarak aldığımız, bizi millet yapan değerlerin  yaşatılması ve elden ele devredilerek ayakta kalması anlamında çok önemli bir görev de veren yazar; gençlere kültümüzü benimsetme yönündeki pratik çalışmalarının yanında, yazıyla kurduğu bağı da ölünceye kadar devam ettirerek, Erzurum’u çeşitli yönleriyle ele alan dört kitaba imza attı: “Kuşaktan Kuşağa Erzurum Folkloru, Damla Damla Erzurum, Erzurum Türküleri ve Erzurum Çarşı Pazar”

            Sebahattin Bulut; radyofonik oyunlar da yazmıştı ve bu oyunlar; gerek Ankara’da, gerekse Erzurum’da, TRT stüdyolarında devlet tiyatrosu sanatçıları tarafından seslendirilerek, önemli günlerde yayınlanmıştı.

Hayatını; yöresinin sanatından, kültüründen, edebiyatından, yaşama tarzından elde kalanları derleyip toplama ve bunları milli bilinç eşliğinde kendinden sonraki nesillere aktarma yolunda tüketen Bulut’un; “Bütün bu yaptıklarınız karşılığında neler elde ettiniz?” sorusuna, kendisiyle yapılan bir sohbette verdiği cevap, hepimiz için ibret vericidir:

            “Efendim ben Erzurum isimli geline âşık olmuşum. Adeta kara sevdalıyım. Onun için yazdığım her oyun, her senaryo, her kitap; bu nazlı geline bir takı oluyor. O takı taktıkça ben de gurur duyuyorum.”

            Sebahattin Bulut’u, kültürümüze yaptığı hizmetlerden dolayı vefat yıldönümünde bir kere daha mihnet ve şükranla anıyor, Allah’tan rahmet diliyoruz.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Gürhan Özorhan
 8 Mart 2009 Pazar 14:08
Sayın Bingöl,Erzurum diyince ilk akla gelen isimlerden olan,sayın büyüyüğümüze bende allahtan rahmet dilerim.Yerlerini dolduracak kültür erlerinin yetişmesi, var olan kültürümüzün yok olmaması temennisi ile,Mevlid Kandilinizi tebrik eder selam ve dua ile ülkü ile kalın.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi