Son günlerde kadına karşı bireysel bazda gösterilen şiddet haberleri, iyice gündeme oturmaya başladı. Kadın haklarına ilişkin programlar, tartışmalar, resmi kurum ve kuruluşlardan açıklamalar, sivil toplum kuruluşlarının beyanları medyada artıkça artmaya başladı.
Kadına karşı şiddetin kullanıldığı tarih bugün başlamadı ki bugün gündemi işgal etsin. Kadının fert olarak şiddete maruz kalması insanın yeryüzüne gelmesiyle birlikte başlamıştır. Her kavimde kadının değeri farklı farklı algılanmıştır. Eskiden Çinliler kadına insan ismini vermeyi bile uygun bulamazken, Ortadoğu’da İslamiyet’e kadar kız çocukları diri diri toprağa gömülürdü. İngiltre’de 18.yüz yıla kadar kadına hiçbir insan hakkı verilmemiştir.
Toplumsal olarak kadına ilk şiddet hareketi, 8 Mart 1857’de New York kentinde yaşandı. Bu şehirde grev yapmak için 40 bin kadın toplanmıştı..Talepleri bu günkünün neredeyse aynisiydi..
-Çalışma şartlarının iyileştirilmesi,
-Ücretlerde düzenlenme yapılması..
Dünyada ilk olan bu grev, polis tarafından çok kanlı bir şekilde bastırılmış ve olayda 129 grevci kadın hayatını kayıp etmiştir.
Kamuoyu tarafından olaya duyulan tepki mükemmel olmuş. Ölen kadınların cenaze törenlerine yüz bin insan katılmıştı.
IRAK’TAN BİR ÖRNEK
Irak parlamentosu vekillerindenTanya Talat tarafından yapılan başvuruda, hükümetin derhal kadına karşı işlenen şiddetin önlenmesi için tedbir alınmasını istedi. Talat, gazetecilere yaptığı açıklamada, hükümetin ülkede kadına karşı yapılan her türlü şiddet için acilen tedbir alması gerekir dedi.
Şiddet sadece aile içi şiddetle kalmıyor, asıl şiddet iş alanında yapılmaktadır ve ülke genelinde büyük bir seviyeye ulaşmıştır. Bu konuda hükümet, bütün vilayetlerde, kasabalarda ve köylerde kadına karşı şiddetin önlenmesi için milli bir hamla başlatmalıdır dedi.
Irak hukukunda kadın haklarını ihlal eden kanunlar vardır. Bu yasaların değiştirilmesine artık yönelmek lazım.. Kuzey bölgesinde kadına karşı şiddetin önlenmesi hususunda bir kampanya hazırlanmış, Kampanyada kısa metrajlı filmler kullanılarak medya kanalıyla kamuoyuna sunulmuştur. Bunun bütün Irak’a ayılmasını istiyorum dedi.
Diğer tarafta Birleşmiş Milletler Teşkilatı, 25 Kasım gününü kadına yönelen şiddete karşı uluslar arası “ Gün” olarak kabul etmiştir. Ve hükümetlerin kendi resmi kuruluşları, sivil toplum kuruluşları uluslararası kuruluşlarla birlikte bir küresel ittifak halinde bu büyük sorunun üstesinden gelmesini dilemiştir dedi.
Millet olarak aslında bizde kadın;
Han’ın yanında “ Hatun “ olarak,
Padişah’ın yanında “ Sultan “ olarak,
Halk içinde eşinin yanında “ Hayat arkadaşı” olarak
Aile içinde “ Ana ve Dişi kuş “ olarak geçmesi ve olması gerekirken, maalesef tam olarak bizde de böyle artık geçmiyor ve olmuyor.
Dinimizde;
Evlatları nezdinde “ Cennet anaların ayakları altında “
Kocaları nezdinde “ Allah’ın emaneti “ olarak vasıflandırılmıştır.
Yine Kur’anı kerim’in birçok yerinde” Ey mümin erkekler ve ey mümin kadınlar” ve “ Ey Müslüman erkekler ve ey Müslüman kadınlar ” diye hitap vardır ki kadınla erkek eşitlik çizgisinde aynı yerde..
Kadın için gerçek eşitlik, bizde yanı İslamiyet’te..
( DEVAMI HAFTAYA )