MENÜ
Erzurum 18°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İmtiyazlı Zorbalar Ve Nükleer Güç..
Zülküf Usanmaz
YAZARLAR
31 Mayıs 2010 Pazartesi

İmtiyazlı Zorbalar Ve Nükleer Güç..

Her şeyde olduğu gibi silahların tamamında da birbirine ters iki yön vardır: Haksız yere başkasına karşı eğer silahları kullanırsanız cani ve katil olursunuz, yok eğer kendinizi ve değerlerinizi korumak için kullanmak zorunda kalırsanız meşru müdafaa hakkınızı kullanmış ve iyi yolda kullanmış olursunuz..!Fakat nükleer , kimyasal ve biyolojik silahlarda durum biraz farklı..Bunlar kitle imha silahları, biranda binlerce hatta milyonlarca insanın ölümü söz konusu.. suçlu ve masumu ayrıştırmadan topyekun hedef kitleyi yok edebiliyorsunuz...

Bunların içinde hastaneler, okullar, çocuk yuvaları gibi çok masum ve savunmasız toplu halde insanların bulunduğu yerler de olabilir.. Buna karşı konvansiyonel silahların kullanımında, hedeflerin seçimi ön planda olur ve masum kesimlerin tecrit edilmesine özen gösterilir..Kitle imha silahlarının hedefinde canlı adına ne varsa inekten sineğe kadar her şey, aynı anda yok olmaya ramak kalır.Bu yüzden kitle imha silahları silah mı, yoksa topluca bir felaket adı mı o bile hala dünyada tartışmalı..

ÖRNEK VERMEK GEREKİRSE..

İkinci cihan savaşında Japonlar, Amerika donanmasını Pearl Harbor Limanında hezimete uğrattılar. İntikam olarak Amerika da, Japonların Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine atom bombası attı ve biranda 360 bin Japon'un ölümüne neden oldu.Ayrıca yakın geçmişte, Saddam'ın kendi vatandaşı Kürtlere karşı Halepçe'de kullandığı kimyasal silah, bir ilçeyi haritadan silerek 5bin insanın ölümüne yol açtı.

ANLAŞMA

Nükleer silahların kullanılmaması için 2. Cihan savaşından sonra özellikle Birleşmiş Milletlerin beş daimi üyesi olan ABD, Rusya,İngiltere, Fransa ve Çin'in girişimleriyle " Nükleer silahların yayılmasının önlenmesi " hususunda bir sözleşme imzaladılar. Silahlar sadece Birleşmiş Milletlerin beş daimi üyesinin ellinde olabilecek ve onlar her zaman veto hakkına sahip olacaklar dolaysıyla dünyanın nükleer inisiyatifini bu zorbalar kullanacaklar..

Ancak dünya olduğu yerde durmuyordu. Güçlülerin kendi tekellerine aldıkları nükleere önce Pakistan ve Hindistan gibi ülkeler sahip oldular. Sonra Kuzey Kore, İran ve daha birçok dünya devleti...Bunu kendileri de tahmin ediyordu. Nitekim 1960'li yıllarda, Kennedy iktidarı şöyle demişti " Eğer nükleere karşı etkin önlem alınmazsa, 20yıl sonra en az 40 dünya ülkesi nükleere sahip olmuş olacak ".Bu gün dünya, Kennedy'nin işaret ettiği aşamayı çoooktan geçmiş.!

YER KÜRRESİNİ DAĞITACAK GÜÇ..

Nagazaki'ye atılan atom bombasının gücü 19 kiloton..Yanı 20 bin ton dinamit demek veya her biri 10 ton yük taşıyan 2 bin kamyon dinamit demek.. Bir anda ve bir arada patlayan bu güç Nagaziki'ye karşı kullanılmıştı ve tahribatı çok büyük olmuştu.Ruslar, ta 1954'de ürettiği Termonükleer bombası, Nagazaki'ye atılan atom bombasından tam 6500 kat daha tesirli bir güce..! Çinlilerin hidrojen bombası yanında bilinen ve bilinmeyen daha birçok devlet,kendi kitle imha silahlarını ya kendisi üretmiştir veya bu silahlara sahip ülkelerden parayla temin etmiştir.

Kitle imha silahlarına sahip ülkeler, başka ülkelerin bu güce sahip olmalarına müsaade etmek istemezler. Bölge veya dünya hâkimiyetinin hep kendilerinde olmasını isterler. Bunun en güzel örneği İran'dır. Sahnede yine ABD başta olmak üzere BM.Beş daimi üyesi olan ülkeler..İran'a bir yanda İsrail'i de işin içine alarak gizli saldırı planlarını hazırlarken, diğer yanda yaptırım uygulamak için el ele vermiş durumdaydılar.İran'a savaş açılması halinde Bölge ülkeleri ve Ortadoğu ülkeleri akıbeti bilinmez bir acımasız savaşa sürüklenmiş olacaktı.İşte böylesine sancılı bir zamanda Türkiye kendisinden bekleneni yaptı. Uranyum Takası sözleşmesini taraflara kabul ettirerek imzalanmasını sağladı. Dünyaya bu sayede rahat bir nefes aldırttı. Savaşı bölgeden uzaklaştırdı.

DÜNYA ARTIK...

Türkiye'nin ve Brezilya'nın İran için verdikleri başarılı diploması,hemen dünyada yankı yaptı ve dünya devletlerini cesaretlendirerek şu konuma getirdi.-Kendilerini nükleer güç için belirleyici konumda tutan Birleşmiş Milletlerin Beş daimi üyesi artık "Belirleyici " olduklarına kendileri de inanmıyor,-Baştan beri nükleer gücü ellerinde bulunduran fakat başka kimseye de müsaade etmeyen bu zorba devletler, artık bu saltanatı sürdürmeleri beklenmiyor.

Gelişmeler, nükleer güç ya herkeste olacak veya hiç kimsede olmayacak gibi bir sonuca doğru gittiğini gösteriyor..-Güce bağlı olarak gelişen " üstünlük hukuku " gittikçe zayıfladığı,sen güçlüsün üstünsün, ben güçlü değilim üstün olamam gibi bir safsataya dönüştüğü görülüyor, bunun da ne ulusal hukukta, ne de uluslar arası hukukta yer alabileceğine kimse inanmıyor. ..-BM'lerde veto hakkı hala malum beş daimi üyenin tekelinde bulunması,artık dünyanın midesini bulandırıyor.

Diyoruz ki; Dünyanın selameti için zorbalık ve kabalık fiiliyatından vazgeçip,herkes in hak ve hukukunu öne çıkaran evrensel hukukun hakim olmasını istiyoruz..

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi