MENÜ
Erzurum 18°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Emeklilik ve Emekliler Sendromu (1)
Zülküf Usanmaz
YAZARLAR
11 Nisan 2010 Pazar

Emeklilik ve Emekliler Sendromu (1)

İnsan hayatında aşamalar var: Bebeklik, çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık..Yine insanın iş ve sosyal hayatında da aşamalar var:Okul, askerlik, evlilik, işe girmek, bir ömür boyu çalışmak ve emeklilik..Hayat aşamalarında " Yaşlılık ", iş ve sosyal hayat aşamalarında ise "Emeklilik " insan için son durak sayılır. Bundan sonra ki durak ise malum..Öbür taraf..Son durakta kimin ne kadar ve nasıl duracağı ise kaderle ve ecelle kayıt altında..Ama biz bilemiyoruz..

ZOR BİR DÖNEM.

.Emeklilik yaşamı, sancılı bir dönem..Düşünün, bir ömür boyu çalışıp didindiğiniz işinizden birdenbire kopuyorsunuz..yüksek kayalardan boşluğa düşmek gibi bir şey..Sizi gün boyu uğraştıran ve meşgul eden hiçbir şey yok artık..Her taraf boş ve sessiz gibi..!Var olup iş denilen şeyler ise eften püften şeyler..İçinizdeki boşluğu doldurmaktan çok uzak..Hele sizi tatmin etmek ise hayal.. Faraza büyük bir işletmede yetkili ve sorumlusunuz, günde yüzlerce kişiye cevap verir, işlerini yoluna koyuyorsunuz ve bu tempo içindeyken emekli oluyorsunuz..

Bu sefer alışık olduğunuz bu yüksek tempo yerine, hanıma alışverişte eşlik ediyorsunuz, varsa torunları okula götürüyorsunuz,bakkaldan ekmek alıp evin çöpünü döküyorsunuz ..Vs.Eğer bir ömür boyu çalışma saatinde sizi evde yanı başında görmemiş hanım da sizi evde görmek istemezse vay halinize..Geriye tek seçenek var ; camiyi ve kahvehaneyi mekan tutmak..

GENÇ ÇOCUĞUN HAYAT DERSİ..

Hele kendiniz için sanat ve mesleğe dayalı olmayan yeni bir iş icat etmeye kakışırsanız çok daha gülünç ve perişan hale genelebilirsiniz..Bu konuda Şahit olduğum basit bir tespiti sunmak isterim. Üniversite öğrencisi delikanlı yaşıt arkadaş grubu içinde şunları söylüyordu.-Yahu şu memurların işine bir türlü akıl erdiremedim: Hayatları boyunca devlet kapısında çalışırlar, didinirler kıt kanaat geçinirler.Aslında geçinmek demek de doğru değil ya.. Kodaman memurlar hariç,diğerlerinin geçimleri de geçim mi, sürünme mi o bile belli değil..Sonunda emekli olurlar ve hayatları boyunca bir arada hiç görmedikleri bir parayı ikramiye olarak alırlar. Doğrusu kendi gözlerinde büyüttükleri bu ikramiyeleri , zengin bir kişinin misafirlerine ikram ettiği bir yemek parası bile değil..

Azami 30 -40bin lira..Memur bu ikramiye ile ne yapabilir ki..?-Evi yoksa ev alamaz,-Arabası yoksa iyi bir araba alamaz,-Ticaret için sermaye yapmak istese sermaye olmaz..Ama yine de onların gözünde bu para, büyük bir paradır.Bu yüzden de birçoğu ikramiyesiyle hemen bir bakkal dükkanı açar ve Üçay içinde de iflas eder , bu sefer emekli maaşıyla daha beter halde sürünmeye devam eder..

Bütün bunları kendi köşemde dinlemiştim. Delikanlının tespiti hoşuma gitmişti. Sözü buraya kadar sürdüren delikanlıya gülümseyerek;- Bravo delikanlı. Ben başka ülkeleri bilmem ama bizim ülkemizdeki1200.000 memurdan en az bir milyon memurun hayatını birkaç cümleyle özetledin..Sen bunu nereden biliyorsun böyle?Tebessümle bana dönerek,-Babamdan, babam emekli öğretmendir. Anlattığım hayat tarzını babam harfiyen yaşadı.Ülkemizde 8 milyon 200 bin emekli dikkate alınırsa ve her birisinin ortalama 4 nüfusa sahip olduğunu varsayarsak karşımıza ülke nüfusunun yarısı kadar bir nüfus çıkar ki göz ardı edilecek bir kitle değil.. (Devamı Haftaya

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 nevzatozeken
 14 Nisan 2010 Çarşamba 12:55
sayın başkan emeklı etmek deıl yerlerınızı doldurmakta onemlı sızlerle yaptıgımız calişmaları şimdı yerlerınızdekı atanmişlarla mümkün olmuyo bu ılın sız ve sızın gıbı memurlara halen ıhtıyacı var
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi