Kendi ihtiyacı kadarından fazlasını isteyen, başkalarıyla paylaşmaya yanaşmayan kötü haslet..Rabbena hep bana diye çırpınan fukaralar…Veya hak ettiğinden fazlasına talipli olan kimseler..Her şeyi her zaman sadece kendisine istemek, aşırı tamah, doymazlık gibi kötü bir manevi hastalık..
Oysa ne demişler..Hep kendine doğru yontacak keser misali olmayacaksın..Testere misali olmalı..Bir o yana, bir bu yana veya bir bana,bir sana misali olmalı..Terbiye,güzel ahlak,insanlık bunu gerektiriyor..
Resullulah’tan hadis: Komşusu açken tok yatan bizden değildir..Bu yüce sözün derinliğindeki hoşgörü güzel bir bölüşmeyi gerektirmiyor mu?
Peki, açgözlü adam sen ne yapıyorsun?
Şimdi yaşadığım hikâyeyi ibretli bir örnek olarak birlikte okuyalım.
Yıllar önceydi.Henüz yeni evlenmiş, yeterince kap kaşığa bile sahip olamamıştık..
Düğünde hediye olarak bir yakınımız bize üçlü bir ocak ile tüpünü getirmişti. Çayımızı ve yemeğimizi bu sayede yapabiliyorduk. Ancak zamanla ocağın düğmelerinden birisi çalışamaz hale geldi. Dolaysıyla aynı anda yanan üç gözden birisi iptal konumuna düştü. Bu ise biz yeni evlileri üzüyordu. Çünkü ocak bir noktada her şeyimizdi.
Bir gün ocağı tüpten ayırarak koltuğuma aldım ve Oturduğumuz semtten çok uzak olan Erzurum Cumhuriyet caddesindeki bu işle uğraşan esnafa götürdüm. Ocağı ellimden alan esnaf düğme sapının bağlı olduğu noktaya bakınca,
-Bir saat sonra gel al dedi.
-Borcum ne olur diye sordum.
Hiç yüzüme bakmadan-60 lira dedi.
Ancak ocaktaki arızayı ben de fark etmiştim. Düğme sapının bağlandığı noktada küçük bir pim yeri boştu; demek ki pim düşmüştü.
Hem kendime, hem de adama çok kızmıştım. Tam bir öfke içinde, tezgâh üzerinde duran ocağı parmağımla göstererek,
-Şuraya takılacak bir pim versene bana.!
Bon bon yüzüme bakan adam yavaş ve çekingen bir sesle,
-Ne yapacaksın pimi?
Ocağa,ocağa ben takacağım..Ve sana da 60 lira vermeyeceğim. Devamla kaç kuruş bir pim ?
-Yirmi beş kuruş..
-Yirmi beş kuruşluk işe 60 lira istemek..Hangi insafın işi söyler misin bana..Sen bunu nasıl yiyeceksin ?
Tarzında adama çıkışarak dükkânından uzaklaştım.
Yaşadığım öyküyü hemen bitiriyorum: Ocağa pimi taktım. Ama açgözlü adam, yapamayayım diye bana büyük bir pim vermiş, pimin hafif ucunu ancak tutturabildim. Buna rağmen tam 20 yıl o haliyle işimize yaradı.
Asıl önemli olan yanı bu şekilde servet yığan adamın, bir müddet sonra dükkânı bütün mal varlığıyla birlikte yanarak kül oldu.
Önce bir hadis:
Mal ve şöhret hırsının insana yaptığı zarar, aç kurtun koyun sürüsüne dalarken verdiği zarardan daha fazla..
Sonra Hz.Ömerden kelam-ı kibar,
’Eşeği yardan atan bir tutam ottur.’’
En son Mevlana’nın
’’ Okyanus ne kadar büyük olursa olsun insan yalnızca kabı kadar su alabilir.’’
Kabı kadar su alan insan ise, kabı kadar su ile yetinmesini bilmeli..
Kısaca;
Açgözlülük fakirliktir. Başkasına göz dikmemek ise zenginliktir.