MENÜ
Erzurum 17°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Eurovision Şarkı Yarışması ve Yohanna
Zülküf Usanmaz
YAZARLAR
25 Mayıs 2009 Pazartesi

Eurovision Şarkı Yarışması ve Yohanna

54.nücüsü geçen hafta yapılan Eurovision şarkı yarışması Rus’yada yapıldı. Norveç’ı temsil eden 23 yaşındaki Alexander Rybak “Peri masalı “ adlı şarkısıyla ve 387 puanla birinci oldu. İzlanda 218 puanla ikinci olurken, bizimkisi ise 177 puanla 4.oldu.

                            YARIŞMA

Ben şarkı ve şarkıcılıktan çok anlamam..

Herkes ne kadar genel kültür olarak, şekil ve muhteva olarak,sunuş biçimi ve performans olarak anlarsa ben de o kadar anlarım.

Şarkıdaki ritim ve ahenk ile birlikte vücut dilinin birlikteliğini ve uyumunu bilirim. Bir de ülkesini temsil eden kişinin ülkesine yakışır tarzda temsil edip etmediğinden anlarım.

Her ülkenin dünya milletleri arasında kendisine has özellikleri vardır,

Özdeğerler sistemi vardır,

Örfü âdeti vardır,

Ahlak sistemi ve dini kuralları vardır.

Temsil makamında olan kişinin kendi ülkesini bu ölçülere göre temsil edip etmediğini değerlendirebilirim.

                      ALEKSANDER VE YOHANNA’YI DİNLEDİM..

Şarkı yarışmasının büyük bir kısmını izledim. Norveç temsilcisi Aleksandr’ı izlerken hayranlığımı gizleyemedim. Elindeki müzik aleti, erkek sanatçıya uygun kıyafeti, sempatik gülüşler dağıtması onu zaten öne çıkarmıştı. Kendi kendime ben jüride olsaydım, bunu birinci olarak seçerdim. Sonradan birinci seçildiğini görünce, demek ki sağduyu dünyanın her yerinde aynıdır diye içimden geçirdim.

Yohanna’nın neyini beğenmiştim şimdi ona gelelim? Üstelik İngilizce bilmiyor, şarkı sözlerini bile anlayamıyordum.

Yohanna, şarkısını sunarken sahnede ne kendisine eşlik edeni vardı, ne de çırılçıplak vücudunu oynatıyordu..Ne fıkır fıkır oynayan çıplak göbeği vardı, ne de arkadan çıplak vücudunu kucaklamış ve oynayan göbeğine elini koymuş acayip kılıklı  erkek vardı.

Yohanna çıplak değildi, normal bir giysiye sahipti, hakkında iç çamaşırı var mıydı, yok muydu tartışması da yapılamadı.

Erotizmi bir kenara itmiş, ağır başlı bir halde şarkısını söylüyordu. Etrafında ne yaptıkları, neyi tamamladıkları belli olmayan ve değişik hareketleriyle figürler çizen lüzumsuz kılıkta garip ucubeler de yoktu.

Yohanna genç bir kızdı. Sahnede yapay ve bayağı davranışları yoktu. Şarkısının ritmiyle ve güzel sesiyle sahnede tek başına göz dolduruyor, ülkesini vakur ve azametli bir şekilde temsil ediyordu. Bana göre ortada tam bir asalet abidesi vardı.

BEN DE BAŞKA ALEMDEN BİR ASALET ÖRNEĞİYLE TESELLİ BULDUM..

Son Rus harbinde Ruslarla Ermeniler, cephede ve cephe gerisinde bize karşı birleştiler.  Cephede gözü pek ve cesur Erzurumlu bir subayımız var. Düşmana büyük zayiatlar verdiği için adı, sanı yakın çevreye yayılmıştır. Ailesi, Erzurum- Gürcükapı semtinde üç katlı bir evde oturur, annesi, genç eşi ve henüz kucakta taşınan bebekleri vardır.

Genç subayımızın ailesi, Ermeniler ve Rusların ilk hedefleri arasında..Nitekim düşman şehre girer girmez Gürcükapı semtinde olan bu aileyi ablukaya alırlar ve kapı, pencere kırarak içeriye girerler..

İlk işleri kucağında bebeği olan genç kadını yakalamaya çalışmak olur, kadın üçüncü kata kadar kaçmayı başarmıştır, arkasında yaşlı kayınvalidesi nefes nefese...

Askerlerden kurtulamayacağını anlayınca, geriye dönüp çocuğunu kaynanasına fırlatarak,

-Yakala anne, çocuğum sana emanet artık..! diyerek, namusu düşman askerleri tarafından kirlenmesin diye kendisini 3.kattan aşağı atarak şehit olur..

Durup düşünüyorum acaba bu isimsiz kahramanlar mı deliydiler, canları pahasına namus ve onur adına şehit oldular ve bu asil ve ulvi değerlere önem verdiler?

Yoksa bunları hiçe sayanlar mı?

Bir geçmişimizin o hadiselerine bakıyorum, bir de bu günün Hadiselerine bakıyorum inanın ki işin içinden çıkamıyorum.

Kim ne anlarsa anlasın sonuçta kendi ülkelerini gereği gibi temsil eden Aleksander ve Yohanna’yı evrensel kültür çerçevesinde kutluyorum ve keşke Yohanna bizim kızımız olsaydı diyorum..

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 aslandadas
 30 Mayıs 2009 Cumartesi 13:13
yazan yazarın vallaha eline sağlık benim diyen yazar bu olayı bu kadar güzel yazamaz okurken hem keyiflendim hemde gururlandım yazarımıza sonsuz teşekkürler
 Can
 28 Mayıs 2009 Perşembe 12:35
Sayın yazar. Güncel hadiselere iyi parmak basiyorsunuz sizi tebrik ederim.
 enes
 25 Mayıs 2009 Pazartesi 10:47
hocam bu keşkeler göz göre törpülüyor bizi..Söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil diye bir söz varya hani..Ama Dadaşa susmak yakışmazdı .Bu kadarda yozlaştıkya artık yazıklar olsun geçmişini unutanlara...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi