MENÜ
Erzurum 17°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Domuz Gribi mi ?
Zülküf Usanmaz
YAZARLAR
18 Mayıs 2009 Pazartesi

Domuz Gribi mi ?

Bundan bir müddet önce  geni değiştirilen organizmalar için aynen şöyle yazmıştık “Özellikleri değiştirilip kendi türü dışında başka türlere aktarmaya çalışılan bir uğraşı..Bitikler,hayvanlar ve diğer mikro organizmalar için söz konusu..Domuza ait gen bu sayede domatese akatarlabiliyor..Virüse veya bakteriye ait gen, rahatlıkla bitkiye aktarılabiliyor.

Hedef, kat kat yüksek verim almak, insana daha bol ve rahat bir dünya oluşturmak..Veya insanlığın başına büyük belalar için kapı aralamak..Sonuç bulanık ve müphem..Ağzımıza giden her lokmaya şüpheyle bakmak..!

            GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALAR

Doğal ürünlerin genetiğinin değiştirilmesi, bazılarına göre doğrudan doğruya insanlık âlemi için felaket kapısı aralanmış oluyor. Bu konuda Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, kısaca GDO olarak adlandırılan Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar yoluyla ülkelerin silahsız olarak işgal edildiğini belirtti ve “Verimlilik, bolluk var gibi görünüyor, ama gerçekte insan sağlığı elden gidiyor, türler ve tatlar kayboluyor” diyor..

Aynı kaynak işin daha da tehlikeli boyutuna bakın nasıl dikkat çekiyor.

 “Bu ürünler insan ve hayvan sağlığı açısından çeşitli risk ve tehditler doğuruyor. Bu tehditler, yatay gen transferi, alerjiler, antibiyotiklere direnç, toksin birikimi ve metabolizma değişiklikleri olarak sayılabilir. İnek sütü, yumurta, balık, kabuklu deniz ürünleri, soya, fıstık ve buğdayda alerji saptanıyor”diye yazı yazmıştık..

Şimdi düşünmeden edemiyoruz; domuz gribi acaba bu muvazene bozukluğuna mı bağlı..?

                    İNSANLIĞIN BAŞBELASI SALGIN HASTALIKLAR

Tarih boyunca insan hayatı ile birlikte insanların topluca kırımına yol açan salgın hastalıklar hep yaşanmıştır.Grip en başta yer alır..   

       Gribin tarihi  çok eski..Hipokrat’ın yazılı belgelerinde şu bilgilere rastlanıyor : MÖ 415. senesinde Sicilya'da bulunan Atina ordusunda grip salgını yaşanmış ve toplu ölümlere yol açmıştır.

İsterseniz tarihin derinliklerini bir yana bırakıp, yakın dönemden kısa bilgiler verelim:

-1918 yılında Çin’de İspanyol gribi 40 milyon kişinin,

-1957 yılında Asya gribi 70 bin kişinin,

-1968 yılında Hong Kong gribi 700 bin kişinin,

-Ve İngiliz gribi 30 bin kişinin ölümüne yol açmıştır.

Yapılan tahminlere göre, Domuz gribi gelişmesini bu şekilde sürdürürse ve grip salgın haline gelirse,  233 milyon insan hastalanacak ve yedi buçuk milyon insanın ölmesi beklenmiş olacaktır.

Veba, sıtma, frengi gibi bulaşıcı hastalıklar, tarih boyunca milyonlarca insanın ölümlerine yol açtıkları bilinmektedir. Bu hastalıkların izlerine özellikle Çin, Mısır ve Hindistan el yazma tarihi eserlerinde rastlanıyor. Hatta Büyük komutan İskender’in ölümü sıtmadan olduğu, ordusu sıtmadan çok etkilendiği de ifade ediliyor.

                             DOMUZ GRİBİ VİRÜSÜ MÜ, KORKUSU MU?

Gripten korunma,bulaşma ve tedavi hususlarını sağlıkçılara bırakıyorum ve şu hususu öne çıkarıyorum, İnsanlığın önünde hala çaresiz hastalık olarak AIDS ve KANSER  gibi hastalıklar dururken, gripten çokta korkmanın ülkemiz için anlamı yok sanırım..

Domuz gribinden domuzla iç içe yaşayanlar korksun tarzındaki yaklaşımıma kızacak olanlar varsa da lütfen kusuruma bakmasınlar..

Tedbirler mutlaka alınmalı ama, geniş halk kitlelerini yersiz fobilere kapılmasına yol açacak davranışlardan kaçınmanın da gerekli olduğuna inanıyorum. 

Bilindiği üzere,hastalık Meksika’da baş gösterdi.Amerika, Kanada ve İspanya başta olmak üzere 33   ülkeye şimdiye kadar bulaşmış durumda..Onlarca ölü var.

                       ASIL ÖNEMLİ YANI

Gerektiğinde karantina ve izolasyon tedbirlerinin potansiyel tehlike haline gelen alanlarda uygulanmak gerekir; önemli olan da budur.Çünkü salgın hastalıklar artık hızla yayılabiliyor, sabahleyin hastalık bulaşmış bir ülkeden kalkan uçak, akşama doğru dünyanın öbür ucundaki  diğer ülke veya ülkelere de hastalığı taşıyabiliyor..

Dolaysıyla hastalığın salgın hale gelmesi artık zaman ve mekan tanımıyor amma..

                               ÜLKEMİZ

Müslüman bir ülke olmamız avantaj olarak, domuz gribinde de imdadımıza yetişiyor. Çünkü dinimizde domuz necis bir hayvandır; eti, sütü, derisi ve kılı haram kılınmıştır. Bu yüzden de yetiştirilmesi ve kendisinden yararlanılması adet haline gelmemiştir..

Duamız… Allah, ülkemizi ve Milletimiz felaketlerden korusun olmalı…!

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi