DOSİAD Yüksek İstişare Kurulu tarafından yaklaşık 3 ay önce bir öneri yapıldı. Bir çoğumuzun okuyup geçtiği, belki de, “bu da olur mu?” deyip dudak büktüğü bir teklif.
Ramazan Turizmi.
“Deniz turizmi dışında hemen tüm turizm çeşitlerine ait değer, kaynak ve potansiyeli barındırmasına karşılık Erzurum’un beklenen düzeyde turizm geliri elde edilemediğine” vurgu yapılarak bu önemli teklifin altı dolduruluyordu.
Açıklamayı baştan sona çok dikkatle okuduk. Başlıkta “Ramazan”ın altı çizilse de, içerikte 12 aya yayılması gereken turizm olgusundan söz ediliyordu.
Mesela, kış turizmine ayrılan bir bölüm vardı.
Erzurum’un, dünyanın 7 büyük kış turizmi merkezi arasında yer alması, kış sporları alanında uluslar arası çap ve kapasitede tesisler barındırmasına rağmen, kış turizm ve sporları alanında ekonomik fayda üretiminin tahminlerin altında kaldığının ele alındığı değerlendirmede, son dönemde başlatılan tanıtım çalışmalarının önemli ve ciddi bulunduğu, bu atılımlara il içi ve dışındaki tüm Erzurumlular’ın katkı sağlaması gerektiği ifade ediliyordu.
Bir başka paragrafta, turizmin yalnızca kış aylarına özgü bir kapalılığa terk edilmemesi, yılın 12 ayında turizm sektörünün katma değer üretmesi için bir yol haritası hazırlanması gerekliliğine vurgu yapılan değerlendirmede, “Erzurum’da turizmin 12 aya yayılması için bir kararlılığın ortaya konulması ve bu yolda beyin fırtınası estirecek bir platformun oluşturulması kaçınılmazdır” deniliyordu.
Belli ki, çalışmayı yetkin bir ekip yapmıştı. Zira, turizme dair bütün olgulara dikkat çekiliyordu.
Yine Erzurum’da Kasım-Mart ayları arasında kış turizmi yapılabildiğinin belirtildiği açıklamada,“Mart-Mayıs aylarını kapsayan bahar mevsimi ekseninde botanik, termal ve yayla; yaz aylarında ise tarih, kültür, inanç, kongre, su turizminin canlandırılabileceği, böylelikle turizmin 12 aya yayılmasının mümkün hale gelebileceğinin” altı çiziliyordu.
***
Ve nihayet, can alıcı nokta “Ramazan Turizmi”.
Bu bölümde söylenenler ise aynen şöyleydi; “Erzurum Ramazan ayı ikliminin en yoğun şekilde hissedilip yaşandığı özel bir il. Ancak bu farkındalık ya da ayrıcalık inanç turizmine yoğunlaşma sağlayacak düzeyde bugüne dek ifade bulmamıştır. Erzurum Ramazanlarını yaşamak isteyenlere yönelik tanıtım ve yatırımların yapılmaması önemli bir eksikliktir. Erzurum’un Ramazan ayına odaklanan manevi ikliminin, tüm İslam alemiyle paylaşılmasının zamanı gelmiştir.”
Bu tespiti sağlam hale getiren bir de ilave bilgi veriliyordu.
Erzurum’a özgü Ramazan ayı Turizmi Konseptinin hayata geçirilmesiyle, kente ait manevi değerlerin ülke gündemine taşınma fırsatı da yakalanacağının anlatıldığı açıklamada, “evliyalar, şehidler diyarı Erzurum’ söyleminin artık eylemle ifade bulması ve bu yolda tanıtım çalışmaları düzenlenmesi, Erzurum’a da bir vefa olacaktır.”
DOSİAD bu çalışmasını nihayetinde bir de öneri yaparak sonlandırıyordu.
Teklif şuydu: “İl dışında Erzurum’un Mekke ve Medine şehirleri dışında Dünyanın hiçbir şehrinde yaşanmayan Ramazan ayı iklimini teneffüs etmek isteyen binlerce insanın bulunduğu, bu kesimin konaklama sorunu sebebiyle Erzurum’a gelemediğinin hatırlatıldığı açıklamada, Palandöken’dekiler de dahil olmak üzere ildeki konaklama işletmelerince bir Ramazan ayı kampanyası başlatılabileceği…”
Baştan sona, Erzurum’u dert edinen zihinlerin ürünü olduğu aşikar bir açıklama.
Ne ki, şehrin yönetim kademelerinde nasıl bir karşılık buldu bilmiyoruz.
***
Bildiğimiz bir şey var ki, bu Ramazan ayında Erzurum’da çok daha farklı bir hava mevcut. Dikkatli gözler hemen fark ediyor bu durumu. Sanki “Ramazan Turizmi” kavramı hayat bulmuş gibi.
Trafiğe çıkan herkesin çok rahat gözlemlediği gibi, kent dışından gelmiş yüzlerce araç var. Onlarca farklı ilimize ait plaka taşıyor bu araçlar. Tokat’tan Edirne’ye, Tunceli’den Hatay’a, Adana, Mersin, Trabzon, Kütahya, Tekirdağ, Muğla, Antalya, Diyarbakır, Siirt, İzmir, Yozgat, Çorum... Özellikle de, Ankara ve İstanbul plakalı araçlar.
Bunlar bizatihi bizim gördüklerimiz, aklımızda kalanlar.
Ramazan’ın Erzurum’a özgü yaşanırlığına paydaş olmak için gelmişler.
Zaten var olan pozitif iklim, gelenlerin de katkısıyla katbekat artmış.
Bu durumdan memnun olmayan yok!
Özellikle de, esnaf hayli mutlu. Zira, gelenlerin ciddi ekonomik katkıları olduğu söyleniyor.
Bu fotoğrafın ilgililerce dikkatle değerlendirilmesi gerekiyor. Zeminin uygun olduğu ve Ramazan Turizminin hayatiyet kazanacağı gün gibi aşikardır.
Vilayet ve Belediyeler bu resme bakıp, gelecek yıla özgü çalışmaları şimdiden başlatsınlar.
Konaklama imkanlarından tutun da, farklı etkinlik arayışlarına varıncaya kadar…
Uzattık.. DOSİAD Yüksek İstişare Kurulu başta olmak üzere katkısı olanlara şükran borçluyuz.
KAYNAK: http://www.gazetepusula.net/yazarlar/30/iste-size-ramazan-turizmi_1774.html