Gazetemiz ERZURUM, yeni kurulan Erzurum Teknik Üniversitesinin ilk rektörünün Prof.Dr. Muammer Yaylalı olacağını aylar öncesinden duyurmuş ve gazetecilik adına önemli bir haberciliğin altına imza atmıştı. Tarih 26 Ağustos 2010.
Gazetemizin yaptığı bir kehanet değildi elbette. Bir takım verilerden yola çıkıp, gelişmelerin alt metnini okuyaraktan, şimdi olan bir şeyin duyurusunu aylar öncesinden yapma becerisini göstermişti.
Aslında ERZURUM’un 20 yıllık yayın hayatını göz önünde bulundurduğumuzda, habercilik adına yapmış olduğu bu başarıya ‘olağan’ demek yerinde olacaktır. Zira bu şehirde ERZURUM adı, hem etkin gazeteciliğin, hem de dürüst ve doğru yayıncılığın marka ismi durumundadır.
Kalemini karalayan, yeren, tehdit eden, her türlü olumsuzluktan nemalanmayı şiar edinen bir anlayışla değil, bu şehre katma değer üretme yolunda kullanan ERZURUM, pek tabii ki zaman zaman bazı çirkin yüreklerin hedef tahtasına da oturtulmaktadır.
Gazetemiz “Prof.Dr.Muammer Yaylalı’nın rektör olarak atanmasına kesin gözüyle bakılıyor” derken, birileri çıkıp bizim rektör atadığımızı söylediler.
Hayır. İşimizin rektör atamak olmadığını gayet iyi biliyoruz. Ancak aylardır süren rektör belirleme sürecini iyi okuyup, buradan elde ettiğimiz verileri okuyucuyla paylaşıyor olmanın gazetecilik olduğunu da biliyoruz.
Velhasıl, birileri bakar, birileri görür misali, ‘parmak ayı gösterdiğinde, parmağa değil aya bakmak gerektiğini’ iyi bilenlerdeniz.
***
Olayın bir diğer yönü ise Prof.Dr. Yaylalı’nın böylesi bir göreve getirilmesindeki Erzurum adına elde edilecek katkı ve kazanımların görülüyor olması ve bunun arkasında durulması gerekliliğidir.
Kuşkusuz Erzurum Teknik Üniversitesinin kurucu rektörlüğünü yapabilecek çok sayıda isimden bahsedebiliriz. İçimiz rahat bu anlamda. Fakat süreç içinde resmi veya gayri resmi olarak adı rektör adayları arasında anılan en ideal isimlerin başında Prof.Dr.Muammer Yaylalı’nın olması ve şehir ile üniversite camiasında da bu ismin oldukça isabetli olduğu görüşü gazetemizin bu noktadaki duruşunu belirleyen önemli bir etkendir.
Dahası sayın Yaylalı’nın gerek özel yaşamında, gerekse akademik duruşunda herhangi bir çapağının bulunmaması, aksine nitelikli bir bilim adamı olmasının yanı sıra Erzurum’u ve bu şehrin insanının sorunlarını içselleştirip, dert edinmesi de ciddi bir etkendi bizler için.
Tanıyan herkesin üzerinde fikir birliği ettiği bir konu var ki, o da sayın Yaylalı’nın kalibresi yüksek, vizyon sahibi, çağı okuma ve çağın değerlerini kullanabilme yetisi ile Erzurum’a katma değer üretmede endişe ve çabası yüksek olan, bu şehri daha yaşanılabilir kılma noktasında kafa yorup, Erzurumlu’nun derdiyle empati kuran iyi bir ‘dadaş’ olduğudur.
Buradan sayın Rektör Yaylalı ile ilgili aslında çok daha fazla şeyler söylenebilir.
Ama yukarıda sıralanan sıfatlar onu tanımayanlar için yeterlidir sanırım.
Ve bu sıfatlara sahip olan birisinin gazete olarak yanında yer almak, her şeyden önce Erzurum’a olan borcumuzun az da olsa bir karşılığıdır.
Biz bu bilinç ve duyarlılık ile sayın Yaylalı’nın görevini en iyi şekilde yapacağına inanıyoruz.
Zira biliyoruz ki, bizim Erzurum adına endişe ve çabalarımız sayın Yaylalı’nın da duyarlılık noktasıdır.
Güvenimizi bir kez daha dile getiriyoruz.
Yaylalı’ya tevdi edilen bu görev Erzurum’a hayırlı olsun.
Sayfa başına git