MENÜ
Erzurum
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Üniversite cenahında ne var ne yok!
Baki Gezmiş
YAZARLAR
1 Ağustos 2010 Pazar

Üniversite cenahında ne var ne yok!

Atatürk Üniversitesinde güzel gelişmeler yaşanıyor!
2. Üniversite gibi bir büyük müjdenin de hayatiyet bulduğu şu günlerde…
Bana göre üçüncü bir üniversite anlamı taşıyan AÖF’ün açılması çok anlamlı…
Ciddi söylüyorum..
AÖF başlı başına bir üniversite’ye bedel…
On binlerce öğrencinin bir sebeple ilimizle ilintisi olacak…
Bunu sadece maddi açıdan ele almamak lazım…
Asıl önemli kısmı Erzurum’a kazandırılan eğitim vizyonu…
Bu sayede üniversite ağırlıklı eğitim şehri oluyoruz…
Cumartesi günü gazetelere yansıdı…
AÖF’e ilk dekan ataması gerçekleşmiş…
Prof. Üstün Özen kurucu dekan olmuş…
Sevindik…
Zira Üniversite Genel Sekreteri olarak bu fakültenin Üniversitemize kazandırılmasında büyük katkısı var…
Eminiz, fakültenin ihdasında da,  üzerine düşeni yapacak…
İİBF kökenli olması en büyük avantajı…
Zira, AÖF daha çok İktisat, İşletme bölümleri üzerine bina ediliyor…
Bu noktada Sağlık Bakanı Akdağ’ı da kayda geçmek lazım…
O’nun da, özellikle Hemşirelik Yüksek Okulu’nun bu fakülteye kazandırılmasında büyük emeği var!
Başta Rektör Hikmet Koçak olmak üzere el atan herkese şehrin minnet borcu vardır…

***
Üniversite’yle ilgili bir başka güzel gelişmeye de değinmek lazım…
Rektör Koçak’ın “oy verdi, vermedi” ayrımı yapmaksızın, keyfiyet sahiplerini değerlendirmesine…
Bunun çok sayıda örneği var…
Nitelikli çok sayıdaki isim üniversitede önemli görevler üstleniyorlar…
İsim vermeye gerek yok!
Bilenler biliyor…
Bu fasıldan saymadan, altı çizilecek bir atama da GSF’ye yapıldı…
Üniversite’de ve şehirde çok sevilen bir isim bu fakültenin dekanı oldu…
Prof. Reşat Karcıoğlu…
Her kesimden saygınlık uyandıran bir bilim insanı…
Kendini işine adamış bir dadaş..
Bugüne kadar tevdi olunan bütün görevleri başarıyla yerine getirmiş…
GSF’ye de, yeni bir ufuk açacağından şüphemiz yok…
Üniversite’nin bir bakıma vitrini pozisyonundaki, GSF Karcıoğlu ile daha farklı olacak…
Hasılı; Üniversite cenahında güzel şeyler oluyor…

***
Tam bu noktada bir beklentinin de altını çizelim…
İkinci Üniversite artık kuruluş safhasında…
Yer belirleme sürecindeyiz…
Daha öncede dile getirdiğimiz gibi; bu üniversitenin şehrin doğu tarafına kurulmasında sayısız faydalar var…
Özellikle mahallebaşı ile kavak mahallesinin kesiştiği noktalarda münhal alan çok…
Yoksa da… Pekala istimlak yoluyla güzel bir yerleşke ihdas olunabilir…
Erzurum kamuoyu bu konuda tam bir ittifak halinde…
Başta siyasi erk olmak üzere, yetkili herkesi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz…
Umarız, duymazdan, görmezden gelinmez…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 tec dağlı-5
 2 Ağustos 2010 Pazartesi 12:05
yarış içerisinde olmalıdır.Hatta bu yarışta daha fazla çaba içinde olmak için büyük gayret sarfetmelidir.Dünyanın başarılı üniversitelerinin,koymuş olduğu bazı ölçüt ve kıstasları değerlendirerk,bu doğrultuda artık çalışılmalıdır.Yayınları,pratik hayata katkı sunacak şekilde, artık teknolojiye dönüştürebilmeliyiz.Yabancı üniversitelerle bu konuda bir kıyaslama yapılırsa hayli geride olduğumuz görülür. Biz, acizâne bazı şeyleri söyledik. İnşallah ETÜ ile birlikte Atatürk Üniversitesi,bundan sonra bu şehire,gerekli katkıları yaparak bu şehri bulunduğu bu olumsuz durumdan kurtaracaktır. Böyle inanıyor ve bundan sonra yapılacakları bekliyoruz. Geç de olsa. Tüm Dadaşlarımı en derin saygı ve sevgiyle selamlıyorum. "Erzurum'un devletten alacağı var" diyen geçmiş bir devlet adamımızın,bu sözünün gerçekleşmesini bekliyoruz.
 tec dağlı-4
 2 Ağustos 2010 Pazartesi 11:41
üniversitenin tepesine dikilmiş olan, bu dikta Y Ö K'ü, bir türlü tasfiye edemediler. Çok çok yazık ! Buradan acizâne, tüm rektör lerimize ve öğretimüyelerimize sesleniyorum: (Saltanat sahibi YÖK'e değil) Biz artık;bilgi üreten ve ürettiği bilgiyi gerçekleştiren, yayın ve kaynakları yasaksız bilgi aktarmanın ancak ve ancak bilgi üretmeye bağlı,eşit hak ve sorumluluğu olan öğrencilerin bulunduğu,bilim ve bilimcilerin özgürlüğü için savaşan ve uğraşan öğretim üyelerinin olduğu,beynelmilel bilgi ve deney birikiminin ışığı altında,ülke gerçekleri te melinde çözecek ve bilgi üretiminin yapılaca ğı çalışma ortamının olduğu,eğitim ve öğreti min bulunduğu ÜNİVERSİTEYİ İSTİYORUZ. Artık, bilimin tabiatı ve üniversitenin amacı doğrultusunda;bu üniversitemiz bu coğrafya ve bu şehire kalkınmanın,refahın çözümünü üretmeli,ürettiğini teknolojiye dönüştürmeli geleceğin insanını yetiştirmesi için kendisine verilen bu ağır yükümlülüğünü yerine getirmesi gerekir.Diğer üniversiteler le
 tec dağlı-3
 2 Ağustos 2010 Pazartesi 11:18
içerisine girmek için, sorunları incelemedi ler, çözüm yollarını belirleyemediler.Başarı lı ülkeelerin,başarılı üniversiteleri her on yıllık programlar yapmakta ve izlemektedir ler.Zaman zaman da hedefin ne oranda gerçek leştiğini görmek için de değerlendirme yapmaktadırlar. Bizde böyle bir şey var mıdır? Hâşâ !Batı ile aramızdaki farkı nasıl kapatabiliriz diye bir çalışma ve öngörümüz de maalesef mevcut değildir.Rektör lerin büyük bir kısmı,bir sonraki seçimi nasıl kazanırım diye zamanlarını bir beledi yecilik faaliyeti içerisinde geçirmektedir. Bilimsellikle ilgili bilim politikaları olmadığı için,belli üniversitelerde belirli görüşler kümeleşmektedir.Mesela,darbecileri övmekte,darbe yapılması için düzenlenen mitinglere katılmak için verdikleri çalışmayı,eğitim felsefesini ortadan kaldıran bu Y Ö K'ü,ortadan kaldırmak için hiçbir şey yapmadılar.Üniversitenin temel felsefesi olan,'öğreterek öğreniriz'yerine, medrese kültürü olan,'hoca dediki'anlayışını hakim kılan ve
 oguzhan
 2 Ağustos 2010 Pazartesi 10:48
üniversite bir ilin sanayileşmesi mega kent olması için katalizör görevini yapması lazım yeterli bi şekilde yapmadı inşallah bundan sonra yapar temenni duygularını taşıyorum TEC DAGLI kardeşim çok duyarlı bi konuya temas etmiş kutlarım
 tec dağlı-2
 2 Ağustos 2010 Pazartesi 10:43
artıran bir kurum olduğunu,hep unuttular.Bu yönde,bir çalışmaları da bugüne kadar olmadı Bir Harvard,bir Oxford,bir Columbia,bir Yale gibi olamadı, onları örnek alamadı.Üniversi tenin kuruluş ruhunda,amacında olmayan sathi şeyleri,kendi menfaatleri doğrultusun da uygulamada hiçbir beis görmediler.12 Eylüldarbecileri,2547sayılıkanunla,üniversiteleri,askeri hiyerarşi ile çalışmaya yönelttiler onların işine geldiği için de hiç sesleri çıkmıyor. Bilimsellik yerine,emir-kumanda zihniyetini tercih ettiler ve ediyorlar.Medrese eğitiminden gelen biat kültürüyle ve devlet memuru zihniyetiyle hep hareket ettiler.Çevremizde ve dünyada söz sahibi olabilmemiz için, bir türlü dünyaya açılamadılar,hep kendi kabuklarında kaldılar Gelişmiş ülke üniversitelerinde,uzun ve kısa vadeli projeksiyonlar çizilir ve zamanla bunların gerçekleşme durumları tespit edilir, başarılı olanlar ödüllendiri lir, başarısızlar ise işlerini kaybederler. Bizde böyle bir şey oldu mu? Hayır! Dünyanın 100 üniversitesi
 tec dağlı-1
 2 Ağustos 2010 Pazartesi 10:07
Sayın Yazar,yazdıklarınıza katılıyorum. Evet çok doğru.Üniversite bir şehir için; katma değer, artıları çok olan, şehire ve yöreye yön veren,orasını kalkındıran,o yörenin refah,sosyal,kültürel yönden farklılaşması demektir.Üniversitenin olduğu bir şehir,diğer şehirlerden farklı olan şehir demektir.Bizde de tam bunun tersi oldu.Bu üniversite,52 yıldır bu şehire hemen hemen bir şey katmadı.Berlin Duvarlarını kapatarak kendi saltanatlarını yaşadılar.Üniversitenin tüm kadrolarını, hep kendi aile fertlerine ayırdılar. Osmanlının 'Beşik Uleması' gibi, kendilerinden başkalarına hayat hakkı tanımadılar. Böyle bir ölçü olunca da üretemediler,satamadılar,dolayısiyle bu şehire,öğrencinin ihtiyaçlarından dolayı katkıları olmadı.Öğrenciye akademik bilgileri vermekle görevlerini yapmış sandılar,daha da bu düşüncedeler.Üniversite nin;bilim,bilişim,teknolıjiyi üreten, bunla rın neticesinde de oluşan sanayii ürünlerini satarak ülkeye ve o şehire döviz getiren ve dolayısiyle de refahı
 eeb
 1 Ağustos 2010 Pazar 23:29
ben iibf mezunuyum ismigeçen hocaları çok iyi tanırım. iyiinsanlardır. Reşat Bey'de iyi bi insandır fakat benim anlamadığım şey güzel sanatlar fakültesiyle ne alakası var hocanın. kendisi muhasebe konusunda ihtisas yapmış bi insan. Geçen yönetimdede yine almanca hocası Salih Zeki Bayram ve Eğitim fakültesi hocası Kemalettin Yiğiter atanmıştı. anlayamayırum GSFnin kendihocalarına neden bu hak verilmiyor da alakasız bölümlerden insanlar bu fakülteye dekan oluyor.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi