HALİHAZIRDA Ankara’da mukim, ancak Erzurum’daki kamu görevi esnasında kurmuş olduğu münasebetleri günümüze kadar taşımış, hatta daha da genişleterek Erzurumluları bir çok açıdan analiz edebilecek bilgi potansiyeline sahip olmuş bir “Erzurum sevdalısı”; ısrarlı istirhamıma daha fazla dayanamayarak, mini bir tahlil yaptı hakkımızda:
“-Erzurumlularda laf çok, ama icraat yok!”
Aynen katılıyorum.
* * *
OLTU taşı, yegane hediyelik eşyaydı; Erzurum’a kısa süreliğine gelenlerin satın alabileceği.
Oysa ki, hemen yanıbaşında bir de “Erzurum burması” vardı; yeterince tanıtılamadığından halen dahi marka olamamış.
Önceleri sadece Ramazan’da evlerdeki iftar sofralarında boy gösterirken, bilahare lokantaların tatlı menüleri arasında kendine esaslı bir yer edinen “kadayıf dolması”nın Erzurum menşeili hediyelikler sıralamasında hızlı bir yükselişe geçmesi, Muammer Usta’nın seri üretimiyle başladı.
“Kurufasülyeci Hüsrev”; Ankara sınırlarını da aşan bir marka oldu, “İspir Fasülyesi” sayesinde...
Kemal Koç’un köyden şehire göç ettirdiği “Cağ Kebabı”; öyle hızlı bir gelişme gösterdi ki, dünyanın en leziz “döner kebabı”nın Erzurum’da yapldığı gerçeğini, neredeyse unutturdu bile.
Sadece Erzurumluların değil, yabancıların da damak zevkine hitap eden bir başka “markalaştırlacak” lezzet ise “su böreği”...
“Sulu yemek” çeşitlerimiz ve çok sayıdaki daha nice değerimiz...
* * *
KISA süreli görevler için Erzurum’a gelenlere, bilenler tarafından muhakkak öneriliyordur bunlar. Ama oldukça münferit ve çok cılız bir reklamla...
Daha geniş kitlelere ulaşmak lazım.
* * *
ANKARA Erzurum Dernekler Fedarsyonu (ERDEF) tarafından 13 - 20 Şubat 2012 tarihleri arasında organize edilecek olan, “Erzurum Günleri”, işte bu değerleri geniş kitlelere aslına uygun bir şekilde tanıtmak için büyük bir fırsat.
Erzurum esnafı bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeli...
Çünkü; Kış Turizmi münasebetiyle Palandöken’e gelenlerin şehir merkezine çekilmesini sağlayacak uygulamalar silsilesinin de muhtemelen ilk adımı...
* * *
SADECE Erzurum esnafı, kurum ve müesseseleri için değil; ERDEF için de bir fırsat, “Erzurum Günleri”; “bir işe yaramış olduğu” ıspatlanacak!
Elbette bizim yüzümüzün kızartılması için de bir fırsat.
Ne demiştik?
“-Erzurumlularda laf çok, ama icraat yok!”